MENÜ
ANA SAYFA
x

İnsancıl Hukuk ve Cizre

24.09.2015

24 Eylül 2015

Cizre’de güvenlik güçleri halka saldırdı. Şırnak Valisi önce sokağa çıkma yasağı ilan etti, sonra da ağır silahlarla saldırı başlatıldı. Cizre halkı, günlerce, insan onuruna aykırı muameleye tabi tutuldu.
İnsanları aç bırakma, yaralıları ve hastaları tedaviden yoksun bırakma, aşırı ve orantısız güç kullanma, sivillere ateş edilmesi, yaralanması ve öldürülmesi, insanların cenazelerinin defnedilememesi ve evlerde buzdolaplarında bekletilmesi gibi insan onuruna aykırı muameleleri, kamu düzeninin sağlanmasının gerektirdikleri ile ne alakası olabilir?
Kamu düzeni, 35 günlük bebeklerden, 75 yaşındaki hasta insanlara kadar, insanları sokakta öldürmekle, hastaların hastanelerden ve hekimlerden sağlık hizmeti alamamasıyla, ilaç için eczaneye gidememesiyle, yiyecek ve su temin edilememesiyle sağlanmış olabilir mi?
Kamu düzeni için (!?) keyfi biçimde  öldürüldü insanlar. Yasaklarla ve keyfi yönetim pratikleriyle çevrili bir düzen için.
İtiraz edene kuvvetle ve şiddetle cevap verilen bir düzen için…
Hatırlatmak isteriz: Savaş koşullarında da askıya alınamayacak haklar vardır.Emirlerin falan geçersiz olduğu durumlar.
Kralların, şahların, padişahların, başkanların, cumhurbaşkanlarının başbakanların, meclislerin, hükümetlerin, komutanların, valilerin kaymakamların emirlerinin… Tıpkı, 2 bin 500 yıl önce yazılan Sofokles’in Antigone oyununda olduğu gibi…
Unutmayın! İnsan onuruna aykırı yasalar, yasaklar, emirler, uygulamalar gayrimeşrudur.
BM, Medeni ve Siyasi Haklar uluslararası Sözleşmesi’nin 4. maddesinde yazılıdır askıya alınamayacak haklar.
Bu haklar, Sözleşmenin, 6. (keyfi öldürme yasağı), 7. (işkence ve onur kırıcı muamele yasağı), 8/1-2 ( 1. fıkra kölelik yasağı ve 2. fıkra kulluk yasağı), 11. (sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmeme nedeniyle kimseye hapis cezası verilemeyeceği kuralı), 15. (suç ve cezaların yasallığı kuralı), 16. (herkesin her yerde hukuksal bir kişi olarak tanınma hakkı) ve 18. (herkesin düşünce, din ve vicdan özgürlüğüne sahip olması hakkı) maddelerinde düzenlenmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 15. maddesinde de T.C. Anayasası’nın 15. maddesinde de savaş koşullarında da askıya alınamayacak haklar yazılıdır.
Türkiye’nin de tarafı olduğu, İnsancıl Hukuk’un temel belgeleri olan 12 Ağustos 1949 tarihli dört Cenevre Sözleşmesi’nin dördünün de üçüncü maddesinde yasak muameleler sayılmıştır. Keyfi öldürme, işkence ve onur kırıcı muamele, sakatlanma, vahşi muamele, rehine almak başta gelir. Yaralı ve hastalar toplanacak ve tedavi edilecektir. Sözleşmeye ek 1977 tarihli 2 numaralı protokol (Türkiye henüz taraf değildir), “12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmelerine ek uluslararası olmayan silahlı çatışma mağdurlarının korunmasına ilişkin”dir Protokol’ün 2. kısmı “İnsani muamele” başlığını taşır ve “temel güvenceler” sayılmıştır. 3. kısımda yaralılar, hastalar ve deniz kazazedeleri, 4. kısımda da sivil halk ile ilgili hükümler yer almaktadır.
İnsancıl hukuk belgelerinde ve insan hakları hukuku belgelerinde yer alan hükümleri, İHD, TİHV, Diyarbakır Tabip Odası, Pratisyen Hekimlik Derneğinin 15 Eylül 2015 tarihli “Cizre (Sokağa Çıkma yasağı) Olayları İnceleme Raporu”, Diyarbakır Barosunun “Cizre Sokağa Çıkma Yasağı, Yaşanan Olaylar İnceleme Raporu” ile birlikte değerlendirmek gerekir.
Ağır insan hakları ihlallerini ve cezasızlık politikası ve uygulamasını göreceksiniz.
AİHS’nin 13.maddesindeki “etkin hukuk yolu” ve etkili soruşturma yok. Soruşturma makamları Jordan Prensiplerine göre soruşturma yürütmek zorunda olmasına karşın hukuk devlet görevlileri söz konusu olduğunda işlemiyor. Cezasızlık politikası, geleneği, kültürü, zihniyeti, uygulaması mağdurların ve hepimizin karşısına dikiliyor. Hukukun üstünlüğü ilkesinin karşısına…

http://www.evrensel.net/yazi/74949/insancil-hukuk-ve-cizre