MENÜ
ANA SAYFA
x

Torbalara hapsedilen özgürlükler

06.03.2015

Geçen yıl (2014), TBMM’de insan hakları ve özgürlüklerini ilgilendiren 14 kanun ve 9 da  insan hakları ve özgürlüklere dair sözleşmelerin onay kanunları kabul edilmişti.
Yasaların neredeyse tümü “torba” diye tabir edilen yasalardı. Özgürlükleri kısıtlayan ve sınırlandıranlar da vardı, bir ölçüde geliştirenler de… Olumsuz olanlara misal, MİT yasası, internet düzenlemeleri ile ilgili yasalar, Sağlık Bakanlığı teşkilatı ile ilgili olup hekimler için tehdit oluşturan düzenlemeler ve HSYK yasalarını sayabiliriz.
Aynı dönemde kısmen olumlu yasal düzenlemeler de vardı. Fakat baskın yön (trend), hem yasalar bakımından hem de iktidar sahiplerinin söylemleri bakımından otokrasiye doğru gidişin işaretlerini taşıyordu. Uygulamadaki insan hakları sorunları ise biliniyor. Yargısız infazlar, keyfi gözaltı ve tutuklamalar, adil olmayan yargılamalar, düşünceye uygulanan soruşturma ve dava baskıları…

Şu sıra iş artık şirazesinden çıkmış durumda. Dört torba yasa var gündemde. Biraz hapsedilen özgürlüklere dair konuşalım istiyorum.
Bir: İç güvenlik paketi diye bilinen torba kanunla, özgürlükler hapsediliyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bakımından bakalım. Polise zaten keyfi ateş etme yetkisinin tanınmış olmasından kaynaklı yaşam hakkı (m.2), kayıt dışı gözaltı uygulaması ile işkence yasağı (m.3), keyfi gözaltı imkanı ile, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı (m.5), savunma hakkının kısıtlanması ile adil yargılanma hakkı (m.6), ifade özgürlüğü sınırlamaları ile (m.10), toplanma özgürlüğüne getirilen sınırlamalar ile (m.11) ihlal  riski artacaktır (Bakz.www.ihop.org.tr ve ihd.org.tr).

İki: Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ile , göz yaşartıcı gaz ve basınçlı gazların hapishanelerde kullanımının yolu açılıyor. Asayişi bozan olayları önlemek, pasif direniş göstermek gibi nitelemeler yoluyla güvenlik görevlilerine zor kullanma imkanı getiriliyor. Görevliler cezaevi içine silahlarıyla girebileceklerdir. İnfaz Kanunun 86. maddesine ek yapılarak ziyaretçi görüşmeleri kayıt altına alınabilecektir. Ceza Kanunun 297. maddesinde değişiklik yapılarak cezaevi yönetimlerinin takdiri ile pankart, afiş, resim sembol içeren dokümanların cezaevine girişi engellenecektir… TİHV basın açıklamasında tehlikeye işaret ediliyor: “Yeni hayata dönüş operasyonlarının hazırlığı…  (Açıklama için Bknz.www.tihv.org.tr).

Üç: ”3194 sayılı İmar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” da meclis gündeminde. Bu tasarı ile TMMOB’ye müdahale edilmekte, fikri de sorulmamaktadır. Anayasa’nın 135. maddesinin karşılığı TMMOB yasasının 1. maddesinde “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur” şeklindedir. Tasarıda bu ibare çıkarılıyor. TMMOB seçimlerinde nispi temsil sistemi öngörülüyor. TBMOB yapısına müdahale ediliyor. Geçici 4. madde ile yönetmeliklerin bakan onayına sunulması uygulamasına geçilmek isteniyor. TMMOB ne mi yapıyor? Direniyor.
Dört: ”İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” da ilgili tarafların görüşleri dikkate alınmadan hazırlanmış tasarıdır. İLO Sözleşmelerine ki bazıları yakın tarihlerde kabul edilmiş sözleşmelerdir, açıkça aykırı hükümler taşımaktadır. Torba yasa ile işverenlerin mevcut iş güvenliği kanuna aykırı uygulamalarına yasallık kazandırılmakta ve uyum için (!) yeni süreler verilmekte, tehlikeli işyerleri sınıflandırmasında ve A,B,C belgeleri konusunda yeni düzenlemelere gidilmektedir.
Sonuç olarak, her bir torba yasada onlarca yasada, yüzlerce maddede değişiklikler yapılıyor.Yasalar, toplumun çeşitli kesimlerinin fikrine, katkı ve katılımına açık değil. Özgürlükler hapsediliyor.

Kaynak: http://www.evrensel.net/yazi/73380/torbalara-hapsedilen-ozgurlukler