MENÜ
ANA SAYFA
x

Sokağa Çıkma Yasaklarının Ardından Bölge Hapishanelerinde Yaşanan İşkence ve İnsan Hakları İhlalleri

ÖNSÖZ

İlk yayınlanışının üzerinden 60 yıl geçtikten sonra 2015 yılında güncellenmesi tamamlanan “Mahpuslara Yönelik Muameleye İlişkin Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları” ya da bilinen kısa adıyla Mandela Kuralları Türkçeye çevrilerek yayınlandığında, önsözünü yazarken, Bernard Shaw’dan bir alıntıyla; “Cezaevleri var oldukça hangimizin içerde, hangimizin dışarıda olduğu hiç önemli değil” anımsatması ile bitirmiştim yazıyı.

Tüm dünyada kapatma dışı ceza yöntemleri üzerine tartışmalar sürerken, Türkiye’de hapishanelerde nüfusun hızla artışı, 31 Aralık 2002 tarihinde yani AKP iktidara geldiğinde 59.429 olan mahpus sayısının neredeyse beş kat artarak 300.000’e doğru yol aldığı ve son yıllarda her yıl yaklaşık 200.000’i bulan giriş çıkış ile tutuklama ve uzun tutukluluk uygulamalarının kendi başına bir cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığı koşullar düşünüldüğünde, sürecin hız kazandığı sokağa çıkma yasakları dönemi ve Kürtlere yönelik baskıların daha da arttığı bölge hapishanelerindeki durumu ele alan bu rapor önemli bir hakikate, tam da Shaw’un vurguladığı özgür olmama halimize işaret ediyor.

Balibar’ın “küresel siyasi şiddet kültürü” olarak tanımladığı dönüşümde dünyanın ‘yaşam alanları’ ve ‘ölüm alanları’ olarak ikiye ayrılması tezine baktığımızda siyasi şiddetin, Almancada tek bir sözcük; “Gewalt” ile ifade edilebilen erkin şiddetinin ölçüsüzlüğünü yansıtan gerek tüm Türkiye’de, gerekse bölge hapishanelerindeki koşullar, bu ortamların ‘ölüm alanları’na dönüştürülmesi gayretini de görmemizi gerektirmektedir.

Doğumhane kapısından alınan anneler ve bebeklerinden, kendi bakımını sağlayamayacak durumdaki ağır hasta mahpuslara uzanan bu tabloda ölümcül bir ısrar söz konusudur. Kimin ne zaman, ne süre ile kapatılacağının belirsizliği ile birleştiğinde, kapatılma halinin kendisinin işkence uygulaması olarak hayatlarımızda yerini aldığını gösteren bu raporun hazırlanmasında emeği geçen tüm dostların aklına ve yüreğine sağlık. İnsanlığın özgürlüğü için dayanışmayı büyüterek mücadele edenlere şükranla…

Şebnem Korur Fincancı

Türkiye İnsan Hakları Vakfı

 

***

Araştırmayı PDF olarak indirmek için tıklayınız.