MENÜ
ANA SAYFA English Kurdî
x

Unutturulmaya Çalışılan İşkence Mekânları: Emniyet Müdürlükleri

ORTAK AÇIKLAMA
24.06.2025

26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’nde, bir kez daha, üstü örtülmek istenen bir hakikati haykırmak istiyoruz: İşkence mutlak olarak yasaktır! Bu yasağın hiçbir istisnası yoktur!

26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü vesilesiyle 1970’li, 80’li hatta 90’lı yılların işkence merkezlerinden biri olan, içine girenin işkence izleri ile çıktığı ya da girip bir daha çıkamadığı, “Birinci Şube” olarak bilinen ve 1994 yılı sonlarına kadar kullanılan, 2023 yılında da yıkılan Gayrettepe’deki İl Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu yerdeyiz. Buradan tüm kamuoyuna sormak istiyoruz: Bu bina gerçekten de yıkıldı mı? Açıkça görüyoruz ki bu binayı yapan, belli amaç ve işlevler için kullanan zihniyet hâlâ varlığını koruyor. Bina(lar) yerinde duruyor!

Yapılan çalışmalar, 12 Eylül’de bu ve benzeri işkence merkezlerinde aylarca tutulan 650 bin dolayında kişiye tam 45 farklı işkence yönteminin uygulandığını, belgelenen 171 işkencede ölüm olayının önemli bir bölümünün bu mekânda gerçekleştiğini gösteriyor. Ayrıca, İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen kişilere dair tanıklıklar, bu mekânın gözaltında kaybetme mekânı olarak da işlev gördüğünü ortaya koymaktadır.

Buradayız çünkü; Emniyet müdürlükleri ve polis merkezlerinin geçmişte olduğu gibi günümüzde de sistematik işkenceyle özdeşleşen mekânlar olmaya devam etmesinin nedenlerinin en başında işkence faillerinin cezasızlık zırhı ile korunması olduğunu biliyoruz. İşkence ile mücadeledeki en büyük engel işte bu cezasızlık pratiğidir. Bu cezasızlık pratiği geçmişten bugüne işkencenin farklı yöntemlerle devam etmesinin ana sebebidir. Bu temelde, yüzlerce insanın emniyet müdürlüklerinde, polis merkezlerinde işkenceye uğradığı 19 Mart 2025 protestoları süreci, geçmişten bu yana işkencenin inkâr edilemez tarihsel ve zihinsel sürekliliğinin varlığını bir kez daha bize göstermiştir.

Son yıllarda, özellikle toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanmak isteyen kişilere yönelik müdahaleler, Türkiye’de işkencenin sona ermediğini; yalnızca biçim değiştirerek sürdüğünü, bir başka deyişle artık ‘sokakta’ yaşandığını bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur.
Emniyet müdürlükleri ve bağlı birimler, eleştiren, itiraz eden kişileri cezalandırma, korkutma, caydırma veya baskı yapma yöntemi olarak işkencenin sistematik biçimde kullanıldığı başlıca resmî alıkonulma mekânları olmayı sürdürüyor. Bunun yanı sıra işkence kamusal alanlarda, sokaklarda ve evlerde yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor. İşkence görenlerin tanıklıkları, siyasi iktidarın söylemlerinin aksine, işkence ve diğer kötü muamelenin sistematik bir uygulama olarak sürdürüldüğüne, işkencenin önlenmesi konusunda adım atılmadığına ve cezasızlık pratiğinin ihlaller için güvence sağlamaya devam ettiğine işaret ediyor.

Varlık sebebi işkence görenlerin tedavi ve rehabilitasyon süreçlerine katkıda bulunmak ve işkencesiz bir dünya için mücadele etmek olan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), her yıl işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı için kendisine başvuran yüzlerce kişiden alınan bilgilerle ‘Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Raporları’ yayımlıyor. Açıktır ki, TİHV’e başvuranların sayısının ülke genelinde işkenceye maruz kalan insan sayısının tümünü yansıtması mümkün değildir. Ancak yıllardır yayımlanan bu raporlar, Türkiye’deki işkence gerçeğini yeterince ortaya koyduğunu düşündüğümüz bir örüntüyü gözler önüne sermektedir: Buna göre işkence, süreç içerisinde yeni biçimler alarak kamusal alanlara yayılmakta, günümüzde ters kelepçe gibi pozisyonel işkence yöntemlerine yoğun ve yaygın biçimde başvurulmakta, emniyet müdürlükleri gibi resmi alıkonulma birimleri işkence mekânı olmaya devam etmektedir. Türkiye’de işkence ve diğer kötü muamele gördüğünü belirterek 2024 yılı içerisinde TİHV’e başvuran 697 kişinin işkence gördüğü yerler değerlendirildiğinde, emniyet müdürlüklerine ait birimler %57,2 oranıyla ilk sırada yer alıyor. Resmi olarak gözaltına alınanların işkence uygulamalarına maruz kaldıkları yerler arasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün %23,1 ile ilk sırada, Van Emniyet Müdürlüğü’nün %10,7 ile ikinci sırada, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün %5,1 ile üçüncü sırada, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün ise %3,1 ile dördüncü sırada yer aldığı görülüyor. Aynı şekilde 2024 yılında İstanbul, Van ve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ile ilgili işkence iddialarının artmış olduğunu görüyoruz. Her yıl aynı kurumlar işkence ve diğer kötü muamele iddiaları ile anılırken, farklı merkezlerin de işkence yapılan yerler arasına dahil olduğunu da gözlemliyoruz.

Buradayız, çünkü hem geçmiş hem de gelecek kuşaklara bir borcumuz var: Geçmiş kuşakların hakikat ve adalet hakkını savunmak için buradayız. Gelecek kuşakların, içinde işkence sözcüğünün hiç geçmediği bir dili konuşabilmeleri için, işkencesiz bir toplum ve işkencesiz bir dünya idealine ulaşabilmeleri için bugün burada tarihsel bir sorumlulukla çağrımızı tekrarlıyoruz: Gözaltında kayıpların ve işkencenin sembolü olan bu binayı gerçekten yıkmak istiyorsanız buraya bir utanç müzesi kurun! Gözaltında kaybedilenlerin ve işkencede öldürülenlerin anısına buraya bir anıt yapın! Yüzleşme olmadan adalet olmaz! Toplumda derin izler bırakan, onarılması çok güç olan ağır acıların bir daha asla yaşanmaması için bu ve benzeri binaları birer hafıza mekânı haline getirin!

İnsan hakları savunucuları olarak; işkencenin tarihsel ve zihinsel sürekliliğine karşı, bulunduğumuz her alanda işkenceye karşı ısrarlı mücadelemizi sürdüreceğimizi; işkencenin, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve bu suçta zaman aşımının söz konusu olmadığını bir kez daha yinelemek istiyoruz!

Bu vesileyle Gayrettepe 1. Şubede gördüğü ağır işkencelere rağmen, insanlığa olan inancını her zaman koruyan ve ilkelerinden ödün vermeyen bir insanın, yakınlarda kaybettiğimiz Ali Salim Bayar’ın şahsında gözaltında kaybedilen, işkencede öldürülen bu toprakların güzel insanlarını bir kez daha saygı ve özlemle anıyor, anılarını ve ilkelerini sonsuza dek yaşatacağımıza söz veriyoruz.

İnsanlık Onuru İşkenceyi Mutlaka Yenecek!

İşkencesiz Bir Dünya Mümkün!

Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilciliği – İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi