MENÜ
ANA SAYFA English Kurdî
x

BASINA VE KAMUOYUNA

BASIN AÇIKLAMASI
26.09.2025

26 Eylül 2025

Hapsetme, zaman ve coğrafya değişse bile tarihsel olarak iktidarların toplumu sindirme, baskı altında tutma ve otoriteyi tesisi etme amacıyla kullandıkları bir yönetim tekniği olmuştur.

Türkiye’de de her dönem insanlık dışı koşullara sahip olan hapishaneler, son zamanlarda inşa edildikleri bölgeler, mahpusların bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik hallerini göz ardı eden mimari yapıları ve fiziksel koşulları nedeniyle “kişiliksizleştirme, güçsüzleştirme, insansızlaştırma ve yalıtma” amaçlarını hedefleyen mekânlara ve cezalandırma araçlarına dönüştürülmüştür. Özellikle 2020 yılından bu yana uygulamaya sokulan S Tipi, Y Tipi ve Yüksek Güvenlikli Hapishaneler ile insan hakları ihlalleri doruğa çıkmıştır.

Bu hapishaneler, F Tipi Hapishanelerden daha ağır bir izolasyon (tecrit) modeline sahiptir. Üç katlı olan havalandırma ile hücre bölümlerinin ayrı yerlere inşa edildiği, hücre penceresinde tel ızgaraların yer aldığı, havalandırma hakkının neredeyse tüm mahpuslar için günde 1,5 saat ile sınırlandırıldığı bu tip hapishaneler, mimari yapısının ve fiziki koşullarının çok benzer olması sebebiyle mahpuslar tarafından “kuyu tipi” olarak adlandırılmaktadır.

Kuyu tipi hapishaneler, mahpusların bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik hallerini tamamen göz ardı eden; mahpusları insanlık dışı koşullarda yaşamaya zorlayan uygulamanın mimari yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu koşulların bizzat kendisi, işkence ve diğer kötü muamele niteliği taşımaktadır. Bu durum; ‘İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele ya da Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’, ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ ve ‘Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları’ başta olmak üzere, birçok uluslararası sözleşme ve standartla bağdaşmamaktadır.

Gelinen aşamada mahpuslar, insan onurunu temel alan modern infaz anlayışına, insan hakları ilke ve değerlerine tümüyle aykırı olan ve kanuni hiçbir dayanağı bulunmayan bu hapishanelere istek ve iradeleri dışında sevk edilmeye başlanmıştır. Adeta bu hapishanelere sürgün edilen mahpuslar, kuyu tipi olmayan diğer hapishanelere sevk edilme talebiyle 2023 yılından bu yana açlık grevi ve/veya ölüm orucu yapmışlardır. Başta insan hakları, hukuk ve sağlık örgütleri olmak üzere pek çok sivil toplum örgütü, meslek örgütü ve siyasi parti sözü edilen hukuka aykırı bu hapishanelerin kapatılması ve bu tür uygulamalara son verilmesi amacıyla birçok kez açıklama yapmıştır.

Güncel durumda ise halen Bolu F Hapishanesi tutulmakta olan Serkan Onur Yılmaz isimli mahpus, 26 Eylül 2025 tarihi itibarıyla ölüm orucu eyleminin 320. günündedir. Serkan Onur Yılmaz, Antalya Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulmaktayken kuyu tipi olmayan başka bir hapishaneye sevk talebiyle ölüm orucuna başlamış ve eylemini sürdürürken Bolu F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilmiştir. Ancak burada, Antalya Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde kalan 8 arkadaşının da sevki için ölüm orucunu sürdürmüştür.

Serkan Onur Yılmaz, 23 Eylül 2025 tarihinde istek ve iradesi dışında Bolu İzzet Baysal Hastanesi Köroğlu Ünitesine sevk edilmiştir. Burada mahkûm koğuşunda tutulduğunun bilgisi avukatlarına verilmiştir. Ne var ki ailesi ve avukatları, söz konusu tarihten bu yana Serkan Onur Yılmaz ile görüşememiştir. Hastane idaresi hukuka aykırı bir şekilde savcılık izni olmadan avukat görüşü yaptıramayacaklarını öne sürmüştür. Savcılık ise avukat görüş talebini reddetmiştir. Avukat-müvekkil görüşünün bu şekilde engellenmesi açık bir şekilde kanuna aykırı ve hak ihlalidir. Ayrıca Yılmaz’ın ailesinin refakatçi talebi, hastane başhekimi tarafından “savcılığın olur yazısı olmadığı” gerekçesiyle reddedilmiştir.

Bu nedenle aşağıda imzası bulunan Marmara Hapishaneler İzleme Heyeti bileşenleri olarak, Serkan Onur Yılmaz’a yapılan bu uygulamaların hukuka aykırı olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. İvedilikle Serkan Onur Yılmaz’ın avukatları ve ailesi ile görüşmesi sağlanmalı ve nihai olarak talepleri kabul edilmelidir.

Hem mimari yapıları hem de idari uygulamaları bakımından insanlık onurunu zedeleyen, mahpusları toplumdan tamamen izole ederek, temel hak ve özgürlüklerini yok sayan kuyu tipi hapishaneler derhal kapatılmalıdır.

 

İnsan Haklar Derneği İstanbul Şubesi – Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi – Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi – Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilciliği – İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi – Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı