30.07.2015
20.07.2015 tarihinde Suruç’ta yaşanan katliamın ardından tüm Türkiye’de katliamın protestosuna yönelik eylemler gerçekleştirilmiştir. Protesto eylemleri sırasında ve sonrasında başlayan operasyonlarda; keza ‘yasadışı silahlı örgütlere yönelik Türkiye genelinde eşzamanlı operayon’ adı altında yürütülen operasyonlar kapsamında da İzmir’de 23.07.2015 – 27.07.2015 tarihleri arasında toplamda 81 kişi hakkında yasal işlem yapılmış , bu kişilerden 9’u tutuklanmıştır.
Gözaltı işlemleri ve operasyonlarda kolluk güçleri tarafından yine hak ihlallerinde bulunulduğu gözlenmiştir. Alsancak’taki Suruç Protestosu eylemine müdahale edilmiş, kolluk güçleri tarafından yetki sınırı aşılmış, gözaltına alınan 8 kişiden 4’ü ağır olmak üzere, tamamı darp edilerek gözaltına alınmıştır. Bu kişiler TİHV’ e işkence gördükleri gerekçesiyle başvuruda bulunmuşlar ve tedavileri başlamıştır.
Operasyonlar sonucunda gözaltına alınan bireyler hakkındaki yakalama kararları incelendiğinde; özellikle Narlıdere ve Çiğli’de gerçekleştirilen operasyonlara dayanak olarak gösterilen ihbarların hiç bir somutluğunun bulunmadığı; ihbarın ne suretle kolluk birimlerine ulaştığının belli olmadığı; ihbar tutanaklarında ihbarın yapılma biçiminin gösterilmediği, bu itibarla ‘kolluk tarafından üretilmiş ihbar’ özelliği gösterdikleri gözlemlenmiştir. İhbarların hiç bir somut delil ile desteklenmediği, ihbarlarda bahsi geçen ve yasadışı olduğu iddia edilen eylemlere dair fotoğraf, tanık anlatımı, görüntü kaydı, parmak izi, … vb. somut delillerin dosya kapsamında bulunmadığı görülmüştür. Kısacası bir algı operasyonu yapılmaktadır. Buna rağmen, ihbarlara dayanılarak yürütülen gözaltı işlemleri sonucunda tutuklama kararları verilebilmiştir.
Gözaltı işlemleri keyfi olarak sürüncemede bırakılmış, gözaltındaki kişiler günlerce nezarethanelerde tutulmuştur. Örneğin 25.07.2015 günü sabah 06.00 sularında Menemen’den gözaltına alınan kişiler hakkındaki işlemler 29.07.2015 günü sabah 07.00 sıralarındaki tamamlanmıştır.
Diğer gözaltı işlemlerinde de aynı sürüncemede bırakma hali gözlenmiş; Savcılık kararı ile serbest bırakma ile sonuçlanan işlemlerde dahi gözaltına alınan kişilerin bir kısmı geceyi nezarethanede geçirmek zorunda bırakılmıştır.
Savcılık ve kolluk güçlerinin keyfi uygulamaları başlı başına işkence boyutuna ulaşmıştır. Bütün ülkeyi saran operasyon ve gözaltı dalgası ile yüzlerce ev, işyeri ve kurum basılmış, binlerce kişi gözaltına alınmıştır. Örnekleri ancak darbe dönemlerinde görülebilecek bu uygulama ile bizzat devlet eliyle ülkede bir kaos ortamı yaratılmak istenmektedir. Zora dayalı ve yasadışı yollarla iktidarı elinde tutan AKP hükümetinin, yeniden tek başına iktidar olma uğruna, oy hesabıyla giriştiği bu tehlikeli oyunun ilk önce kendisini vuracağı unutulmamalıdır.
Bizler imzası bulunan kurumlar olarak; gözaltı ve tutuklamalar yoluyla halk üzerinde kurulmak istenen baskıya karşı duracağımızı ve ezilen halklarla birlikte mücadele etmekten geri durmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ
ÖZGÜRLÜKÇÜ HUKUKÇULAR DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI İZMİR TEMSİLCİLİĞİ