Devletler, İnsan Hakları Savunucularını Korumak ve Çalışmalarını Kolaylaştırmakla Yükümlüdürler. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor’un Çağrısına Kulak Verin ve İnsan Hakları Savunucularının Üzerindeki Baskıları Sonlandırın!
10 Haziran 2021
BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nin giriş bölümünde insan hakları ve temel özgürlükleri geliştirme ve koruma konusunda asli sorumluluğun ve görevin devletlere ait olduğu belirtilir.
Bildirgenin 12. maddesinin 3. paragrafında ise “Herkes, Devletlerin, ihmalleri de dahil olmak üzere, insan hakları ve temel özgürlüklerin ihlaliyle sonuçlanan eylem ve faaliyetlerine ve diğer grup ve kişilerin şiddet eylemlerine barışçı yollarla tepki gösterirken ya da karşı gelirken iç hukuk kapsamında etkili şekilde korunma hakkına sahiptir” denilmektedir.
Yine söz konusu Bildirge’nin giriş bölümünde uluslararası barış ve güvenliğin mevcut olmayışının, yani olağanüstü koşulların, bildirgenin hükümlerine riayetsizliği haklı çıkarmadığı belirtilir.
Buna karşın uzunca bir süreden beri Türkiye’de insan hakları savunucuları büyük bir baskı ve risk altındadır. Siyasal iktidar, Türkiye’nin sorunlarını, bilhassa da terörle mücadele yasasını ileri sürerek insan hakları savunucularının yürüttüğü meşru çalışmaları engelleme ve hak savunucularını suçlu ilan etme çabası içerisindedir.
Bu nedenle BM İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor dün bir açıklama yaparak “Terörle mücadele yasasının, Türkiye’de insan hakları savunucularını susturmak ve insan haklarını savunmak gibi meşru çalışmaları akamete uğratmak için geniş bir şekilde kullanılmasından büyük endişe duyuyorum” demiş ve Türkiye’yi insan hakları savunucularına karşı yürütülen davalarda yargılamanın tarafsızlığını sağlamaya ve adil yargılanma hakkına saygı duymaya davet etmiştir.
Ayrıca bu açıklama BM İnsan Hakları Konseyi’nin dört özel raportörü; İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Ceza konusunda Özel Raportör Nils Melzer, Hakimler ve Avukatların Bağımsızlığı konusunda Özel Raportör Diego García-Sayán, Fiziksel ve Zihinsel Sağlık konusunda Özel Raportör Tlaleng Mofokeng, Barışçıl Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı konusunda Özel Raportör Clément Nyaletsossi Voule tarafından da imzalanmıştır.
TİHV olarak, bu açıklamaya tümüyle katılıyor ve yetkililere Türkiye’nin, BM İnsan Hakları Savunucuları Bildirgesi’nin tüm hükümlerine ve taraf olduğu uluslararası belgelere uygun bir şekilde insan hakları savunucularını korumakla yükümlü olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Özel Raportör Mary Lawlor’un açıklamasının İngilizce orijinalini ve resmi olmayan Türkçe çevirisini aşağıdaki bağlantılarda görebilirsiniz.
Saygılarımızla,
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
BM Özel Raportörü Mary Lawlor’un çağrısının İngilizce orjinali
Çağrının resmi olmayan çevirisini görüntülemek için tıklayın