21 Haziran 2022
Toplumu kutuplaştıran, ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren, ayrımcı, nefret ve şiddet içerikli siyasal söylemlerle birlikte, 2015’ten bu yana LGBTİ+’ların her türlü barışçıl eylem ve etkinliklerine yönelik yasaklama ve müdahaleler, bilhassa da son dönemlerde gökkuşağı ve trans bayraklarına yönelik tahammülsüzlük, işkence yasağının ihlalinin yanı sıra demokratik bir toplumun temelinin oluşturan ifade, toplanma, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerinin açıkça yok edilmesinden başka bir şey değildir.
TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre sadece 2021 yılında kadınlar ve LGBTİ+’lar tarafından yapılmak istenen en az 22 toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu en az 191 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalarak gözaltına alındı, 4 kişi yaralandı.
LGBTİ+’ların barışçıl toplantı ve etkinliklerine yönelik mülki idare amirleri (valili ve kaymakamlar) tarafından alınan yasak kararları 2015 yılında İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü ile başlamış, 2017 yılında Ankara’da aylarca süren yasaklama kararı ile yeni bir boyut kazanarak adım adım ülkenin pek çok il ve ilçesine yayılmıştır. Bu yasakçı ve ayrımcı yaklaşım bu yıl da kaygı verici bir şekilde tezahür etmektedir.
18 Haziran 2022 tarihinde Antep Valisi, Onur Haftası kapsamında kentte düzenlenecek eylem ve etkinliklerle ilgili olarak yaptığı sosyal medya paylaşımında, “İzin verilmesi de mümkün değildir” demiştir. Kadıköy ve Beyoğlu Kaymakamlıkları yaptıkları açıklamalar ile “30. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası” etkinliklerini gerekçe göstererek, ilçe genelinde eylem ve etkinliklerin 7 gün süreyle yasakladıklarını duyurmuş, Çanakkale Valiliği ise beş günlük bir yasak kararı almıştır.
Siyasal otoritenin ayrımcılığı ve kutuplaşmayı teşvik edici bu tür tedbir ve yaklaşımları sonucu, bazı sivil gruplar da durumdan vazife çıkarmakta, böylelikle ayrımcılık, nefret söylemi ve şiddet toplum içinde dalga dalga yayılmaktadır. Nitekim 17 Haziran 2022 tarihinde İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi bahçesinde LGBTİ+ Onur Ayı kapsamında düzenlenmek istenen piknik, ayrımcı ve fobik grupların tacizleri sonucu iptal edilmiştir.
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık ve nefret söylemi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) pek çok kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) diğer pek çok maddesinin yanı sıra, sözleşmenin işkence yasağı başlıklı üçüncü maddesinin de ihlali olarak kabul edilmiştir.
LGBTİ+ Onur Haftası’nı kutluyor, siyasal iktidarı, Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerini bir kez daha hatırlatarak LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık, nefret ve şiddet içeren her türlü tutum ve davranıştan vazgeçmeye davet ediyoruz.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı