20 Aralık 2022
İnsan hakları savunucuları gücünü haklılığından, umudunu dayanışmadan alır…
Saygın bir bilim insanı ve kararlı bir insan hakları savunucusu olarak ömrünü sadece ülkemizde değil tüm dünyada halkın sağlığını korumaya ve başta işkence olmak üzere insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adayan sevgili arkadaşımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın -mutlaka beraat ederek özgürlüğüne kavuşacağına olan inancımızla- hakkında açılan davanın 23 Aralık 2022 tarihinde İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 9.30’da görülecek olan duruşmasını izlemek üzere akıl ve vicdanın sesini dinleyen herkesi dayanışma için Çağlayan Adliyesi’ne davet ediyoruz.
Basına ve Kamuoyuna
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) yönetim kurulu üyesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi, iyi hekim, dünyaca tanınırlığa ve saygınlığa sahip bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, yaklaşık iki aydır keyfi ve hukuk dışı bir şekilde tutuklu bulunuyor.
Sevgili arkadaşımız Şebnem Korur Fincancı, 23 Aralık 2022 Cuma günü hakim önüne çıkacak. İnanıyoruz ki, bu büyük yanlış mutlaka düzeltilecek, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 9.30’da görülecek olan ilk duruşmada hakkında beraat kararı verilerek özgürlüğüne kavuşacaktır.
Aslında sevgili Şebnem’in, uzmanlık alanına ilişkin kendisine yöneltilen bir soruya, dünyaca tanınırlığa ve saygınlığa sahip bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak yılların birikimi ve deneyimiyle verdiği yanıt gerekçe gösterilerek hakkında böylesi bir soruşturmanın hiç başlatılmaması gerekiyordu. Ayrıca ifade vermek istediğini belirten dilekçesine rağmen bir sabaha karşı operasyonuyla hukuk dışı biçimde gözaltına alınmaması, apar topar Ankara’ya götürülüp tutuklanmaması ve böylesi içi boş, zorlama bir iddianameyle yargı konusu dahi edilmemesi gerekiyordu. Zira bir bilim insanı sorumluluğu ile yürütülen faaliyetler ve yapılan açıklamalar ancak bilimsel özgürlük kapsamında bilimsel kamuoyunca tartışılabilir, bir başka deyişle doğası gereği bu tür eylemler yargının bir konusu olamaz. Sevgili Şebnem, Türkiye’nin de imzacısı olduğu Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nde açıkça belirtildiği gibi sürdürdüğü insan hakları savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle, her türlü karalama, damgalama, keyfi soruşturma ve yargılamalara karşı bizzat kamu gücü tarafından korunması gerekirken ağır bir yargısal tacize maruz bırakıldı.
Bu arada dava dosyasında yer alan Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na iletilen bir belgenin insan hakları açısından hiçbir gerekçe ile kabul edilemez olduğunu da ifade etmek isteriz. Söz konusu belgede, Şebnem Korur Fincancı’nın 23 Aralık 2022 tarihinde görülecek olan duruşmasının 10 günden daha sonraki bir tarihe ertelenmesi halinde geldiği ceza infaz kurumuna (Ankara Sincan Cezaevi) iade edilmesi istenmektedir. Bilindiği gibi tutukluluk sadece bir tedbirdir. Her bağımsız yargılama sürecinde, tahliye ya da beraat kararı ile tutukluluğun devamı ya da ceza kararı olasılıkları yargılama sürecinde doğrudan yer almayan/taraf olmayan özneler bakımından teorik olarak eşit olasılıklardır. Oysa tahliye ya da beraat olasılıklarını öngörmeyen, nerede ise otomatik olarak tutukluluk halinin süreceği varsayımına/ön kabulüne dayanan, adeta yargılamanın sonucunun önceden belli olduğu izlenimine yol açan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün insanı/mahpusu esas almayan bu özensiz belgesi her bakımdan kaygı vericidir.
Bu vesile ile bir kez daha siyasal iktidarı ve diğer tüm yetkilileri, Şebnem Korur Fincancı’ya ve onun şahsında Türkiye’deki tüm insan hakları savunucularına yönelik -yargısal da dahil- her türlü tacize son vermeye çağırıyoruz.
Ancak her şeye karşın şurası çok iyi bilinmeli ki, Şebnem Korur Fincancı hiçbir şekilde yalnız olmadı ve yalnız değildir. İlk günden itibaren gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışında, hukuksuzluğun giderilmesi ve sevgili Şebnem’in bir an önce özgürlüğüne kavuşması amacıyla umut ve heyecan verici muazzam bir dayanışma ortamı oluştu.
Dayanışmanın onarıcı, değiştirici ve dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Şimdi bu dayanışma ortamını daha da büyütmenin zamanıdır. Yani iyi hekimliğe, bilme, insan hakları, hukuk ve demokrasi değerlerine sahip çıkmanın tam da zamanıdır.
O nedenle, saygın bir bilim insanı ve kararlı bir insan hakları savunucusu olarak ömrünü sadece ülkemizde değil tüm dünyada halkın sağlığını korumaya ve başta işkence olmak üzere insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adayan sevgili arkadaşımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın -mutlaka beraat ederek özgürlüğüne kavuşacağına olan inancımızla- hakkında açılan davanın 23 Aralık 2022 tarihinde İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 9.30’da görülecek olan duruşmasını izlemek üzere akıl ve vicdanın sesini dinleyen herkesi Çağlayan Adliyesi’ne davet ediyoruz.
İnsan hakları savunucuları gücünü haklılığından, umudunu dayanışmadan alır…
İnsan Hakları Derneği – Türkiye İnsan Hakları Vakfı