MENÜ
ANA SAYFA
x

01 Ocak 2019 ile 31 Ocak 2020 Tarihleri Arasında Valilik Yasakları Nedeniyle Kullanılamayan Toplanma ve Gösteri Yapma Hakkı

09.02.2020

Toplanma ve gösteri yapma hakkı/özgürlüğü demokrasilerin vazgeçilmez koşulu ve ayrılmaz bir parçasıdır. Bu hakkın/özgürlüğün güvence altına alınmadığı bir ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün olmaz. Türkiye’de 21 il ve 1 ilçede yaşayan 25 milyon 183 bin 911 yurttaş, 01 Ocak 2019 ile 31 Ocak 2020 tarihleri arasında en kısası 2, en uzunu 395 gün süreyle olmak üzere alınan eylem ve etkinlik yasakları sonucu bu hak ve özgürlüğü kullanamamıştır. Bu gerçek, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesi tarafından da güvence altına alınan “önceden izin almaksızın barışçıl toplantı ve gösteri yapma hakkı”nı içi boş bir söylem haline getirmektedir.

 

28 – 30 Ocak 2020 tarihlerinde Birleşmiş Milletler (BM) Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (EPİM) çerçevesinde Türkiye’nin insan hakları karnesinin üçüncü tur incelemesi Cenevre’de BM İnsan Hakları Konseyi’nde gerçekleştirildi. Bu toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı başkanlığında bir heyet temsil etti.

EPİM, BM Üyesi 193 ülkede insan haklarının durumunun periyodik olarak (beş yılda bir) BM İnsan Hakları Konseyi (İHK) bünyesinde incelendiği/gözden geçirildiği, halen en kapsamlı uluslararası insan hakları izleme mekanizmasıdır. Bu mekanizma, üye ülkelerde insan hakları ihlallerini önlemek, desteklemek, geliştirilmesini ve korunmasını yaygınlaştırmak üzere tasarlanmıştır. Tüm devletlere kendi ülkelerinde insan hakları durumunu iyileştirmek ve insan haklarının uygulanışına engel oluşturan zorlukları aşmak ve bu yönde yaptığı çalışmaları uluslararası toplumla paylaşma fırsatı sunmaktadır.[1]

Türkiye’nin ilk EPİM incelemesi 2010 Mayıs’ta, ikincisi ise 2015 Ocak’ta yapılmıştı.

EPİM kapsamında gerçekleştirilen ülke incelemeleri üç kaynak temel alınarak yapılır:

  • İncelemeden geçen ülkenin sunduğu ve “ulusal rapor” niteliğindeki bilgi,
  • Özel Mekanizmalar olarak bilinen bağımsız insan hakları uzmanları ve grupları, insan haklarıyla ilgili sözleşme denetleme organları ve diğer BM kurumları tarafından hazırlanan raporlarda yer alan bilgiler,
  • Ulusal insan hakları kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları gibi diğer paydaşlardan elde edilen bilgiler.

Üçüncü izleme periyodu için Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) olarak “işkence ve kötü muamele” başlığı altında EPİM’e bir rapor sunduk.

28 Ocak 20120 tarihinde Cenevre’de gerçekleştirilen oturumda, Türkiye BM İnsan Hakları Konseyi’nin 16/21 sayılı kararı ekinin 5. paragrafı uyarınca hazırladığı Ulusal Rapor’unu sunmuştur. Raporda EPİM kapsamında yapılan eleştiri ve tavsiyelere yanıt veren Türkiye, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi doğrultusunda ayrımcılıkla mücadeleden, din ve vicdan özgürlüğü, ifade ve basın özgürlüğü, işkence ve kötü muamele yasağı, barışçıl toplantı ve gösteri yapma hakkına kadar pek çok başlık altında yapılan çalışmalara yer vermiştir.[2]

TİHV olarak elinizdeki bu kısa raporda, hepsinin ayrı ayrı ele alınarak kapsamlı bir biçimde değerlendirilmesi ve eleştirilmesi gereken söz konusu başlıklardan sadece “barışçıl toplantı ve gösteri yapma hakkı”na dair bazı hakikatleri kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

28 Ocak 2020 tarihinde Cenevre’de Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı tarafından okunan Türkiye Ulusal Raporu’nun “Barışçıl Toplantı ve Örgütlenme Hakkı” başlıklı bölümünde şunlar ifade edilmektedir: “Barışçıl toplantı ve örgütlenme hakkı Anayasa (33. ve 34. maddeler) ve ilgili ulusal mevzuat tarafından güvenceye alınmış demokratik bir haktır. 2014 yılı Demokratikleşme Paketi bağlamında, toplantı hakkının kapsamı daha da genişletilmiştir. (…) Barışçıl toplantı ve gösteriler Anayasaya ve ulusal mevzuata uygun olması halinde herhangi bir müdahale olmaksızın gerçekleştirilir. Buna göre, 2018 yılında 46.389 gösteri ve 2019 yılında (Ekim ayı itibarıyla) 39.918 gösteri yapılmıştır. Kolluk kuvvetleri, mevzuata uymamaları sebebiyle 2018 yılında bunların yalnızca % 0,8’ine ve 2019 yılında % 0,7’sine müdahale etmiştir.”[3]

Evet, Anayasa’nın 34. maddesinde “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” denilerek toplanma ve gösteri yapma hakkı/özgürlüğü güvence altına alınmaktadır. Ancak Türkiye’de bu hakkın/özgürlüğün filen kullanımı uzunca bir dönemdir, bilhassa da 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ardından ilk kez 21 Temmuz 2016’da ilan edilen ve yedi kez uzatılan Olağanüstü Hal (OHAL) koşulları ve sonrasında maalesef mümkün olamamaktadır.

Hakkın kullanılamaması sadece kolluk kuvvetlerinin barışçıl toplantı ve gösterilere aşırı ve orantısız müdahalesinden kaynaklanmıyor. Ulusal Rapor’da istatistiğin olanaklarından yararlanılarak üstü örtülmeye çalışılan kolluk müdahalesi elbette başlı başına değerlendirmeyi gerektiren bir konu. Asıl mesele bu hakkı/özgürlüğü Anayasa’da düzenleyen maddede[4] ve ilgili yasalarda içkin olan “güvenlikçi ve sınırlayıcı” zihniyet sonucu hakkın/özgürlüğün yasaklar ve/veya izine tabi kılmalar ile daha baştan kullanılamaz hale gelmesidir.

Nitekim TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre valiliklerin aldığı kararlar sonucu 1 Ocak 2019 ile 31 Ocak 2020 tarihleri arasında, yani son 13 ay içinde 21 il ve 1 ilçede 147 kez, değişen sürelerle eylem ve etkinliklerin yasaklaması, ayrıca 2019 yılında belli bir güne, eylem ya da etkinliğe yönelik 64 kez yasaklama kararının alınması sonucu milyonlarca yurttaş barışçıl toplanma ve gösteri yapma özgürlüğünü/hakkını kullanamaz hale gelmiştir.

Oysa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarına göre Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 11. maddesi ile korunan “toplanma ve gösteri yapma hakkı”, demokratik toplumda korunan temel haklar arasında yer almakta ve yine AİHS 10. madde ile korunan “ifade özgürlüğü” ile birlikte, demokratik toplumun temelini oluşturmaktadır. Toplanma ve gösteri yapma hakkının güvence altına alınmadığı bir ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün olmadığından, bu hak demokrasinin vazgeçilmez bir koşulu ve onun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu hak sayesinde vatandaşlar, politikacıların ve ülkeyi yönetenlerin davranışlarını eleştirme, ülkede uygulanan politik uygulamalar ve projeler üzerinde etkide bulunma ve demokratik taleplerini dile getirme imkânına sahip olmaktadırlar. Bu yönüyle toplanma özgürlüğüne ve göstericilerin ifade özgürlüklerine müdahale yapılması demokrasiyi işlevsiz kılmakta, hatta demokratik toplumun varlığını tehlikeye sokmaktadır. Toplanma ve gösteri yapma hakkı kullanılırken, ulaşılmak istenen amaç ve kullanılan ifadeler ne kadar rahatsız ve şok edici olursa olsun, devlet makamlarının bu hakka müdahaleden kaçınmaları gerekmektedir.[5] Kısacası, toplanma ve gösteri yapma özgürlüğüne yönelik her türlü kısıtlama beraberinde ifade ve örgütlenme özgürlüklerini de kısıtlamakta ve ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle de Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası belgelerde, AİHM ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gibi uluslararası organların içtihat ve değerlendirmelerinde devletlerin toplanma ve gösteri yapma özgürlüğünü, tıpkı ifade özgürlüğü gibi geniş buna karşın, olası sınırlama ve kısıtlamaları ise dar ve hakkın özüne dokunmayacak şekilde yorumlamaları gerektiği belirtilmektedir. Bu bağlamda AGİT Barışçıl Toplantı Özgürlüğü ile ilgili Rehber İlkeleri’nde “Toplantılar ortak bir ifade amacıyla yapılmakta ve dolayısıyla da bir mesaj iletmeyi amaçlamaktadırlar. Herhangi bir mesajın görsel veya işitsel içeriğine kısıtlama getirilmesi için yüksek bir eşik kullanılmalı ve ancak yakın bir şiddet tehdidi varsa kısıtlama getirilmelidir.” denilmektedir.[6]

Buna karşın bir süredir Türkiye genelinde valilikler “İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır” şeklinde düzenlenen 5442 Sayılı İller İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesine ve “Bölge valisi, vali veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir” şeklinde düzenlenen 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. maddesine dayanarak bir demokrasinin ayrılmaz unsuru ve vazgeçilmez koşulu olan toplanma ve gösteri yapma hakkını/özgürlüğünü ilga etmektedirler.

TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre 01 Ocak 2019 ile 31 Ocak 2020 tarihleri arasında valilikler ve kaymakamlıklar tarafından 21 İl ve 1 İlçede, en kısası 2 en uzunu 395 gün süreyle olmak üzere alınan tüm eylem ve etkinliklerin yasaklanması sonucu TÜİK 2019 verilerine göre söz konusu illerde ve ilçede yaşamakta olan toplam 25 milyon 183 bin 911 yurttaş, Anayasa’da “güvence” altına alınan toplanma ve gösteri yapma hak ve özgürlüğünü kullanamamıştır.

Bu yasaklar sürecinde Van ilinin durumu özel olarak öne çıkmaktadır. Van Valiliği, art arda aldığı kararlar ile eylem ve etkinlik yasağını 21 Kasım 2016 tarihinden bu yana kesintisiz biçimde uygulamaktadır. Buna göre 31 Ocak 2020 itibarı ile Van’da eylem ve etkinlik yasağı süresi toplamda 1174 güne ulaşmıştır. Her anlamda ifrat olarak nitelenebilecek bu durum, süreklilik kazanmış bir OHAL, hatta sıkıyönetim halidir.

Valilik ve kaymakamlarca alınan yasak kararlarının (gerek tüm ili kapsayan süreli, gerekse belli bir güne, eylem ya da etkinliğe yönelik yasaklar) gerekçeleri de yukarıda değinilen uluslararası insan hakları belge ve organlarının yaklaşımının aksine hakkın özünü ortadan kaldıran, geniş yorumlanan, keyfi, soyut ve ayrımcı değerlendirmeler içermektedir.

Örneğin AGİT’in Barışçıl Toplantı Özgürlüğü ile ilgili Rehber İlkeleri’nde “Barışçıl toplantı özgürlüğü herkes tarafından kullanılmalıdır. Toplantı özgürlüğünü düzenlerken ilgili yetkililer herhangi bir temelde hiçbir birey veya gruba ayrımcılık uygulamamalıdır.” denilmesine karşın, [7] valiler LGBTİ+ birey ve grupların eylemlerini soyut bir “genel ahlak” gerekçesi ile yasaklayabilmektedirler.

Ayrımcılıkta ısrar, Ankara Valiliği’nin aldığı yasaklama kararlarında tüm çıplaklığı ile görülmektedir: Valilik, 18 Kasım 2017 tarihinde LGBTİ+ etkinliklerini 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesine, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. maddesine ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 11/f maddesine dayanarak süresiz olarak yasakladı. OHAL kaldırıldıktan sonra ise 3 Ekim 2018’de yine süresiz bir yasak ilan etti. Bu yasaklamayla ilgili KAOS GL Derneği’nin başvurusunu değerlendiren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi 19 Nisan 2019 tarihinde yasağın kaldırılmasına karar verdi. Buna rağmen Ankara Valiliği, Pembe Hayat Derneği tarafından 4 Mayıs 2019 tarihinde yapılması planlanan “LGBTİ+’ların Hakları, Yasaklamalar Paneli ve LGBTİ+ Kısa Film Gösterimi” etkinliği için yaptığı başvuruyu ve 10 Mayıs 2019 tarihinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde yapılacak olan Onur Yürüyüşü’nü “toplumsal duyarlılıklar”, “genel ahlak”, “genel sağlık” ve “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçeleriyle yasaklayabildi.

01 Ocak 2019 ile 31 Ocak 2020 tarihleri arasında valilik ve kaymakamlarca alınan yasak kararlarının gerekçeleri aşağıdaki gibidir:

  • 9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez ile ilgili anma etkinlikleri;
  • 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü etkinlikleri;
  • Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven’in, PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin son bulması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı açlık grevinin 100. günü nedeniyle yapılabilecek olası eylemler;
  • Newroz kutlamaları;
  • 31 Mart 2019 yerel seçimleri;
  • 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimler sonrasında belediye eş başkanlarına mazbatalarının verilmemesiyle ilgili olası protestolar;
  • Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasına yönelik olası protestolar;
  • 10 Ekim 2019 tarihinde TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik gerçekleştirdiği askeri harekâta yönelik olası protestolar;
  • Suruç katliamında yaşamını yitirenleri anma etkinlikleri;
  • Furkan Vakfı yöneticileri hakkında açılan davanın duruşması nedeniyle yapılabilecek olası eylem ve etkinlikler;
  • Ilısu Barajı’nın Hasankeyf’te tarihi eserleri sular altında bırakacak olmasına yönelik olası tepkiler;
  • “Alınan istihbari bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda yaşanması muhtemel toplumsal olayların önlenmesi, provokatif eylemlerin engellenmesi, farklı kesimler arasında çatışma çıkmasının önüne geçilmesi”;
  • LGBTİ+ onur haftası kapsamında düzenlenecek etkinlikler;
  • PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek için Elazığ T Tipi Cezaevi’nde kendisini asarak yaşamına son veren Mahsum Pamay isimli mahpusun Cizre ilçesinde yapılacak taziye töreni;
  • Tunceli’nin Mazgirt ilçesinin Akpazar Belde Belediye Başkanı Orhan Çelebi’nin İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırılması ve yerine kayyım atanmasına yönelik olası protestolar;
  • Uzun zamandır kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun akıbeti ve Pertek ilçesinde 15 çocuğun cinsel istismara uğraması gibi olaylar kastedilerek “Tunceli’de sağlanan huzur ve güven ortamından rahatsızlık duyan müzahir kitlelerce günümüzde meydana gelen üzücü hadiseler çeşitli propaganda yöntemleriyle gerçeğe aykırı bir şekilde kullanıp kamuoyunun tepkisini ortaya çıkarmak ve bunu canlı tutmak amacıyla sık sık sokak eylemlerinin gerçekleştirilmesi”;
  • Güvenlik ve toplumsal duyarlılıklar;
  • Başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması;
  • Toplantı ve gösterilerin kamu güvenliğini tehdit etmesi;
  • Toplantı ve gösterinin kamu binasında yapılmak istenmesi;
  • Toplantı ve gösteri konusunun siyasi olması;
  • Etkinlik alanının valilik tarafından belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşleri alanı içerisinde olmadığı, yaya trafiğini olumsuz yönde etkileyebileceği ve ticaret hayatının olağan akışını engelleyebileceği;
  • Genel ahlakın korunması;
  • Genel sağlığın korunması;
  • Söz konusu tarihte söz konusu il ya da ilçenin çok kalabalık olması;
  • Örgüt propagandasının yapılabileceği;

Alınan yasak kararlarının bazıları açık ve kapalı alanlarda yapılan tüm eylem ve etkinlikleri kapsarken bazıları ise sadece açık alanlarda yapılacak eylem ve etkinliklere yöneliktir.  Yasaklar, “kapalı ve açık yer toplantısı, yürüyüş, miting ve basın açıklaması yapmak, stant kurmak, imza kampanyası yapmak, bildiri, el ilanı ve broşür dağıtmak, pankart ve afiş asmak, çadır kurmak, konser ve şenlik yapmak, oturma eylemi, açlık grevi ve anma töreni yapmak, taziyede bulunmak, ayırt edici önlük ve yelek giymek” gibi yaratıcı ve zengin bir eylem çeşitliliğini kapsamaktadır. Bazı durumlarda yasak kararları iç içe geçmekte, hatta geriye doğru alınabilmekte ya da Batman ve Kocaeli’nde olduğu gibi ceza ve infaz evlerinin çevresiyle sınırlı özel yasaklar olabilmektedir.

 

1 Ocak 2019 İle 31 Ocak 2020 Tarihleri Arasında Valilikler ve Kaymakamlıklar Tarafından Eylem ve Etkinlik Yasaklarının Alındığı İl ve İlçeler:

Aşağıdaki veriler valilikler ve kaymakamlıklar tarafından alınan, belli bir süre içinde belli bir il veya ilçe sınırları dahilinde gerçekleştirilecek tüm eylem ve etkinliklere yönelik yasaklama kararlarını içermektedir. Bazı valilikler, yasak kararlarını art arda alarak mevzuatta kendilerine tanınmış ve en fazla 30 gün olan yasak süresini daha da uzatmakta, hatta kesintisiz hale getirmektedirler. Bu uygulamanın en uç örneğini Van’da kesintisiz bir şekilde üç yılı aşan yasaklar oluşturmaktadır. Kamuoyunun dikkatini bu yeni ve her bakımdan kaygı verici olan, adeta otomatiğe bağlanmış, keyfiyet ve belirsizliğe yol açan uygulamaya çekmek istiyoruz. Bu nedenle, Hrant Dink Vakfı tarafından 18 – 19 Ekim 2019 tarihlerinde İstanbul’da düzenlemek istenen “Kayseri ve Çevresi: Toplumsal, Kültürel ve Ekonomik Tarihi” konulu konferansın Şişli Kaymakamlığı tarafından yasaklanması örneğinde olduğu gibi ‘tek bir eylem ve etkinliğe’ yönelik yasaklamalara bu raporda yer vermedik. TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre, yukarıdaki sayfalarda da değinildi gibi, 2019 yılı içinde valilikler ve kaymakamlıklar tarafından tek bir eylem veya etkinliğe yönelik olarak en az 64 yasak kararı alınmıştır.

 

1. Adana: İç İçe Geçen Yasaklar

  • Yasak Sayısı: 13
  • Yasak Süresi: 135 günü kesintisiz olmak üzere toplam 158 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:237.940

Adana Valiliği 15 Şubat 2019 tarihinde, HDP Hakkari milletvekili ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in, PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin son bulması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı açlık grevinin 100. günü nedeniyle yapılabilecek eylemleri gerekçe göstererek açık ve kapalı alanlarda yapılacak her türlü eylem ve etkinliği 3 gün süreyle yasakladığını duyurdu. 19 Ağustos 2019 tarihinde ilan edilen 15 gün süreli yasağın gerekçesi ise Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasıydı. Daha sonra 4 Eylül, 18 Eylül, 3 Ekim, 18 Ekim 2019 tarihlerinde yapılan duyurularla, kayyım atamalarını protesto etmek için yapılacak her türlü eylem ve etkinlik 15 gün süreyle 4 kez daha yasaklandı. Ayrıca Furkan Vakfı davasının 6 Eylül 2019 tarihinde Adana’da görülecek duruşması gerekçesiyle, bu konuyla ilgili yapılacak eylem ve etkinlikler de 4 Eylül 2019 tarihinde 10 gün süreyle, 5 Aralık 2019 tarihinde görülecek duruşma gerekçesiyle de 1 Aralık 2019 tarihinde 15 gün süreyle yasaklandı. 11 Ekim 2019 tarihinde ise TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonuna ilişkin olası tepkileri gerekçe göstererek 15 gün süreyle tüm eylem ve etkinlikler yasaklandı. Bu gerekçeyle ilan edilen yasak 26 Ekim, 10 Kasım, 25 Kasım ve 10 Aralık 2019 tarihlerinde yine 15 gün süreyle olmak üzere 4 kez daha tekrarlandı.

2. Ağrı

  • Yasak Sayısı: 1
  • Yasak Süresi: 15 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:199

Ağrı Valiliği 22 Kasım 2019 tarihinde il genelinde açık ve kapalı alanlarda düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantısı, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma, imza kampanyası, konser, şenlik, vb. her türlü eylem ve etkinlikler ile el ilanı, broşür, afiş vb. materyalin asılması ve dağıtılmasını 15 gün süreyle yasakladı.

3. Antep: Yelek Giymek Yasak

  • Yasak Sayısı: 6
  • Yasak Süresi: 90 günü kesintisiz olmak üzere toplam 112 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:069.364

Gaziantep Valiliği 12 Şubat 2019 tarihinde il genelinde açık yer toplantısı, basın açıklaması, stant kurma, imza kampanyası, bildiri dağıtma, pankart asma, çadır kurma, oturma eylemi, ayırt edici önlük ve yelek giyme vb. eylem ve etkinlikleri 7 gün süreyle yasakladı. 23 Mayıs 2019 tarihinde 15 gün süreli bir yasaklama kararı daha ilan edildi. 22 Ağustos 2019 tarihinde 30 gün, 22 Eylül 2019 tarihinde 15 gün, 12 Ekim 2019 tarihinde 30 gün ve 30 Kasım 2019 tarihinde 15 gün süreyle olmak üzere 4 kez daha eylem ve etkinlikler yasaklandı.

4. Aydın

  • Yasak Sayısı: 2
  • Yasak Süresi: 45 Gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:110.972

29 Ağustos 2019 tarihinde açıklama yapan Aydın Valiliği, Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasını gerekçe göstererek il genelinde açık alan toplantısı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, şenlik, konser, bildiri dağıtma ve benzeri tüm eylem ve etkinlikleri 31 Ağustos 2019 tarihi itibarıyla 30 gün süreyle yasakladığını duyurdu. 10 Ekim 2019 tarihinde ise 15 günlük bir yasaklama kararı ilan edildi.

5. Batman: Cezaevlerine Özel Yasak

  • Yasak Sayısı: 8
  • Yasak Süresi: 45 günü kesintisiz olmak üzere toplam 165 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:659

Batman Valiliği 29 Ocak 2019 tarihinde aldığı karar ile il genelinde her türlü miting, kapalı ve açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşlerinin, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, anma töreni vb. türdeki eylem ve etkinliklerin mülki idarenin iznine bağlandığını,  tüm ceza ve infaz kurumları ile tutukevleri çevresindeki alanlarda yapılacak eylem ve etkinliklerin ise yasaklandığını duyurdu. 28 Şubat 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile ise il genelinde her türlü temsil, gösteri, afiş asma ve bildiri dağıtma gibi etkinliklerin 14 Mart 2019 tarihine kadar izne bağlandığını; açık ve kapalı yer toplantısı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma gibi eylemlerin ise aynı tarihler arasında yasaklandığını duyurdu. Batman Valiliği 30 Nisan, 14 Temmuz, 29 Temmuz, 25 Ekim, 11 Kasım ve 11 Aralık 2019 tarihlerinde olmak üzere il genelindeki eylem ve etkinlikleri 6 kez daha 15 gün süreyle yasakladı.

6. Hasankeyf ilçesi

  • Yasak Sayısı: 5
  • Yasak Süresi: 30 günü kesintisiz olmak üzere toplam 75 gün

Hasankeyf Kaymakamlığı, yapımı devam eden Ilısu Barajı’nın tarihi eserleri sular altında bırakacak olmasına dair tepkileri gerekçe göstererek ilçe dahilinde açık ve kapalı yer toplantısı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, bildiri dağıtma ve benzeri her türlü eylem etkinliği 12 – 26 Haziran, 11 – 26 Temmuz, 11 – 26 Ağustos, 26 Eylül – 10 Ekim ve 11 – 25 Ekim 2019 tarihleri arasında olmak üzere 5 kez yasakladı.

7. Bitlis

  • Yasak Sayısı: 2 Yasak, 1 İzne bağlama kararı
  • Yasak Süresi: toplam 25 gün yasak, 225 gün (7,5 ay) izne bağlama
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:115

Bitlis Valiliği, 13 Şubat 2019 tarihinde, HDP Hakkari milletvekili ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in, PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin son bulması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı açlık grevinin 100. günü nedeniyle yapılabilecek eylemleri gerekçe göstererek açık ve kapalı alanlarda yapılacak her türlü eylem ve etkinliği 10 gün süreyle yasakladığını duyurdu. Valilik 7 Nisan 2019 tarihinde ise 31 Mart yerel seçimlerini gerekçe göstererek 15 gün süreyle yasaklama kararı aldı. 15 Mayıs 2019 tarihli kararla, il genelinde yapılacak her türlü kapalı ve açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, kurum ve kuruluşun kendi binası dışında yapacakları basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun temsili, gösteri vb. tüm eylem ve etkinlikler ile ticari kimliği bulunan özel hukuk tüzel kişilerinin ticari faaliyetleri hariç olmak üzere el ilanı, broşür ve vb. dağıtılması, afiş, pankart asılması, kurum ve kuruluşların mülki idare amirliğine en az 48 saat önceden (etkinliğin yapılacağı yer, tarih, başlayış ve bitiş saatleri, program bilgisi, idarece talep edilen sair belgeler vb.) bildirimde bulunmak şartıyla tüm toplantı ve etkinlikler 31 Aralık 2019 tarihine kadar mülki idarenin iznine bağlandı.

8. Bursa

  • Yasak Sayısı: 2
  • Yasak Süresi: 30 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:056.120

Bursa Valiliği 2 Mayıs 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile açlık grevleri ile ilgili olarak il sınırları içindeki açık alanlarda düzenlenecek miting, yürüyüş, toplantı ve basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma vb. her türlü etkinliğin 15 gün süreyle yasaklandığını duyurdu. Valilik, 5 Eylül 2019 tarihinde ilan ettiği 15 gün süreli eylem ve etkinlik yasağı içinse Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasını gerekçe gösterdi.

9. Eskişehir

  • Yasak Sayısı: 1
  • Yasak Süresi: 15 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:475

Eskişehir Valiliği 17 Ekim 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik harekatı nedeniyle yapılabilecek protestoları gerekçe göstererek, il genelinde açık ve kapalı alanlarda düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantısı, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma, imza kampanyası, konser, şenlik, vb. her türlü eylem ve etkinlikler ile el ilanı, broşür, afiş vb. materyalin asılması ve dağıtılmasını 10 Ekim 2019 itibarıyla 15 gün süreyle yasakladığını duyurdu. Böylece eylem ve etkinlikleri geriye dönük olarak yasaklamış oldu.

10. Hakkari: “İstihbari” yasak

  • Yasak Sayısı: 14
  • Yasak Süresi: 315 günü kesintisiz olmak üzere toplam 330 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:991

Hakkari Valiliği 11 Şubat 2019 tarihinde il genelinde açık ve kapalı alanlarda yapılacak bütün eylem ve etkinlikleri 15 gün süreyle yasakladığını duyurdu. Valilik, 4 Nisan 2019 tarihinde 31 Mart yerel seçimlerini gerekçe göstererek 15 gün süreyle, 19 Nisan 2019 tarihinde ise “alınan istihbari bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda yaşanması muhtemel toplumsal olayların önlenmesi, provokatif eylemlerin engellenmesi, farklı kesimler arasında çatışma çıkmasının önüne geçilmesi” gerekçesiyle 30 gün süreyle açık alanlarda yapılacak eylem ve etkinlikleri yasakladı. Bu gerekçeyle ilan edilen 30 günlük eylem ve etkinlik yasakları 17 Mayıs, 17 Haziran, 17 Temmuz, 16 Ağustos, 17 Eylül, 16 Ekim, 15 Kasım 2019 tarihlerinde olmak üzere 7 ay boyunca sürdürüldü. 14 Aralık ve 29 Aralık 2019 tarihlerinde olmak üzere 2 kez de 15 gün süreli yasak ilan edildi.

2020 yılında Hakkari’de yasaklar devam etti. 14 Ocak 2020 ve 29 Ocak 2020 tarihlerinde olmak üzere 2 kez 15 gün süreyle ilan edilen yasaklar sonucunda 4 Nisan 2019 tarihinden bu yana kesintisiz uygulanan eylem ve etkinlik yasağı 314 güne uzatılmış oldu.

11. Iğdır

  • Yasak Sayısı: 1
  • Yasak Süresi: 15 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:442

Iğdır Valiliği 28 Ekim 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik harekatı nedeniyle yapılabilecek protestoları gerekçe göstererek, il genelinde açık ve kapalı alanlarda düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantısı, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma, imza kampanyası, konser, şenlik, vb. her türlü eylem ve etkinlikler ile el ilanı, broşür, afiş vb. materyalin asılması ve dağıtılmasını 25 Ekim 2019 itibarıyla 15 gün süreyle yasakladığını duyurdu.

12. İzmir: Etkinliklere özel yasak

  • Yasak Sayısı: 3
  • Yasak Süresi: 27 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:367.251

İzmir Valiliği, 14 Şubat 2019 tarihinde aldığı kararla 14 Şubat 2019 tarihi saat 00.00 ile 16 Şubat 2019 tarihi saat 24.00 arasında il genelinde, açık alanlarda tüm coğrafi alanı kapsayacak şekilde yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, bildiri dağıtma, stant/çadır kurma vb. her türlü eylem ve etkinliklerin yapılmasını yasakladı. Daha sonra, Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasını takiben 19 Ağustos 2019 tarihinde 10 gün süreyle, TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonunu takiben 14 Ekim 2019 tarihinde 15 gün süreyle açık alanlarda yapılacak tüm eylem ve etkinlikler yasaklandı.

13. Kars

  • Yasak Sayısı: 1
  • Yasak Süresi: 13 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:410

Kars Valiliği 7 Nisan 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile il sınırları içindeki açık alanlarda düzenlenecek miting, yürüyüş, toplantı, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma, şenlik vb. her türlü etkinliğin 8 Nisan 2019 ile 20 Nisan 2019 tarihleri arasında yasaklandığını duyurdu.

14. Kocaeli: Geriye dönük yasak

  • Yasak Sayısı: 4
  • Yasak Süresi: 45 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:953.035

Kocaeli Valiliği 20 Nisan 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile “Kandıra T ve F Tipi Ceza İnfaz Kurumları merkez olmak üzere 5 (beş) km yarıçapındaki alan ile Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun bulunduğu alan merkez olmak üzere 1 (bir) km yarıçaplı alan içerisinde açık ve kapalı toplantı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, el ilanı dağıtma vb. eylem ve etkinliklerin 18 Ekim 2018 tarihinden itibaren ikinci bir emre kadar”, geriye dönük olarak yasaklandığını duyurdu. Valilik daha sonra 22 Nisan ve 7 Mayıs 2019 tarihlerinde 2 kez 15 gün süreli yasak ilan etti. 10 Ekim 2019 tarihinde ise TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonuna ilişkin olası tepkileri gerekçe göstererek 15 gün süreyle tüm eylem ve etkinlikler ile bu eylem ve etkinlikler için gelen araç ve kişilerin kente girişi yasaklandı.

15. Mardin

  • Yasak Sayısı: 8
  • Yasak Süresi: 180 günü kesintisiz olmak üzere toplam 195 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:778

Mardin Valiliği 13 Şubat 2019 tarihinde, HDP Hakkari milletvekili ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in, PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin son bulması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı açlık grevinin 100. günü nedeniyle yapılabilecek eylemleri gerekçe göstererek açık ve kapalı alanlarda yapılacak her türlü eylem ve etkinliği 15 gün süreyle yasakladığını duyurdu. 10 Mayıs 2019 tarihli kararla, il genelinde yapılacak her türlü kapalı ve açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, kurum ve kuruluşun kendi binası dışında yapacakları basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun temsili, gösteri vb. tüm eylem ve etkinlikler ile ticari kimliği bulunan özel hukuk tüzel kişilerinin ticari faaliyetleri hariç olmak üzere el ilanı, broşür ve vb. dağıtılması, afiş, pankart asılması, kurum ve kuruluşların mülki idare amirliğine en az 48 saat önceden (etkinliğin yapılacağı yer, tarih, başlayış ve bitiş saatleri, program bilgisi, idarece talep edilen sair belgeler vb.) bildirimde bulunmak şartıyla tüm toplantı ve etkinlikler 31 Aralık 2019 tarihine kadar mülki idarenin iznine bağlandı. 19 Ağustos, 18 Eylül, 17 Ekim, 16 Kasım ve 16 Aralık 2019 tarihlerinde her biri 30 gün süreyle olmak üzere 5 kez daha eylem ve etkinlikler yasaklandı. 15 Ocak 2020 tarihinde ilan edilen 30 günlük yasak ile 19 Ağustos 2019 tarihinden bu yana devam eden yasaklar kesintisiz 179 güne ulaşmış oldu.

16. Mersin: LGBTİ+’lara özel yasak

  • Yasak Sayısı: 8
  • Yasak Süresi: 30 günü kesintisiz olmak üzere 97 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:840.425

Mersin Valiliği 5. Mersin LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında düzenlenecek yürüyüş, basın açıklaması, oturma eylemi, stant/çadır kurma, bildiri dağıtma, şenlik, festival vb. her türlü etkinlik 25 Haziran 2019 tarihinde 20 gün süreyle yasakladı. Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasını takiben 20 Ağustos ve 30 Ağustos 2019 tarihlerinde 10 gün, 17 Eylül ve 17 Ekim 2019 tarihlerinde 15 gün süreyle eylem ve etkinlikler yasaklandı. Bu yasak devam ederken 11 Ekim 2019 tarihinde bu kez TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonu gerekçesiyle 22 günlük bir yasak ilan edildi. 2 Kasım ve 17 Kasım 2019 tarihlerinde ise bu iki gerekçe birleştirilerek açık ve kapalı alanlarda yapılacak her türlü eylem ve etkinlik 15 gün süreyle olmak üzere 2 kez yasaklandı.

17. Muş

  • Yasak Sayısı: 10
  • Yasak Süresi: 75 günü kesintisiz olmak üzere toplam 128 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:809

Muş Valiliği 13 Şubat-17 Şubat 2019 tarihleri arasında 5 gün süreyle il genelinde yapılacak tüm toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, açık veya kapalı yer toplantısı ile protesto eylemi, miting, çadır kurma, oturma eylemi, stant açma, açlık grevi, anma töreni, afiş, pankart ve poster asma, el ilanı ve bildiri dağıtma, imza masası açma, meşale yakma ve taşıma, konser, panel, konferans, temsil vb. tüm etkinlikleri yasakladı. Suruç Katliamını anmak için Muş’ta yapılmak istenen anmalar ile ilgili olarak her türlü toplanma, yürüyüş, basın açıklaması, miting, çadır kurma, stant açma ve benzeri türdeki tüm açık alanlardaki yapılacak etkinlikler ise 20-22 Temmuz 2019 tarihleri arasında 3 gün süreyle yasaklandı. Muş Valiliği 21 Ağustos, 5 Eylül, 19 Eylül, 19 Ekim, 4 Kasım, 19 Kasım, 4 Aralık ve 19 Aralık tarihlerinde 15 gün süreyle 8 kez daha eylem ve etkinlikleri yasakladı.

18. Siirt

  • Yasak Sayısı: 9
  • Yasak Süresi: 90 günü kesintisiz olmak üzere toplam 145 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:280

Siirt Valiliği 13 Şubat 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile il genelinde açık ve kapalı alanlarda yapılacak etkinlikleri 10 gün süreyle yasakladı. Valilik 9 Mayıs 2019 tarihinde 15 gün süreyle ilan ettiği eylem ve etkinlik yasağını, 24 Mayıs 2019 tarihinde açlık grevlerine destek eylemlerini gerekçe göstererek 30 gün süreyle olmak üzere sürdürdü. 19 Ağustos, 3 Eylül, 3 Ekim, 18 Ekim, 1 Kasım ve 15 Kasım 2019 tarihlerinde 15 gün süreyle olmak üzere 6 kez daha açık alanlarda yapılacak eylem ve etkinlikler Siirt Valiliği tarafından yasaklandı.

19. Şırnak: Taziyeye yasak

  • Yasak Sayısı: 9
  • Yasak Süresi: 45 günü kesintisiz olmak üzere toplam 135 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:615

Şırnak Valiliği 12 Şubat 2019 tarihinde, HDP Hakkari milletvekili ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in, PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin son bulması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı açlık grevinin 100. günü nedeniyle yapılabilecek eylemleri gerekçe göstererek açık ve kapalı alanlarda yapılacak her türlü eylem ve etkinliği 15 gün süreyle yasakladığını duyurdu. PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek için Elazığ T Tipi Cezaevi’nde kendisini asarak yaşamına son veren Mahsum Pamay isimli mahpusun Cizre ilçesinde yapılacak taziye törenini gerekçe gösteren valilik 5 Nisan 2019 tarihinde 15 gün süreyle eylem ve etkinlikleri il genelinde yasakladı. 14 Mayıs 2019 tarihinde açlık grevleriyle ilgili olası eylemleri gerekçe göstererek 15 gün süreli bir yasak daha ilan edildi. 20 Haziran, 8 Ağustos, 23 Ağustos, 16 Ekim, 31 Ekim ve 15 Kasım 2019 tarihlerinde 15 gün süreyle olmak üzere 6 kez daha eylem ve etkinlikler yasaklandı.

20. Tunceli: Üzücü hadiseler yasak

  • Yasak Sayısı: 4
  • Yasak Süresi: 75 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:660

Tunceli Valiliği 4 Eylül 2019 tarihinde, Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasını gerekçe göstererek il genelinde kapalı ve açık alan toplantısı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, şenlik, konser, bildiri dağıtma ve benzeri her tür eylem ve etkinliği 30 gün süreyle yasakladı. 18 Ekim 2019 tarihinde TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonunu gerekçe göstererek 30 gün süreyle, 13 Kasım 2019 tarihinde ise Mazgirt ilçesinin Akpazar Belde Belediye Başkanı Orhan Çelebi’nin İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırılması ve yerine kayyım atanmasını gerekçe göstererek 15 gün süreyle eylem ve etkinlikler il genelinde yasaklandı. 16 Ocak 2020 tarihinde ilan edilen 15 günlük yasağın gerekçesi ise şöyleydi: “İlimizde sağlanan huzur ve güven ortamından rahatsızlık duyan müzahir kitlelerce günümüzde meydana gelen üzücü hadiseler çeşitli propaganda yöntemleriyle gerçeğe aykırı bir şekilde kullanıp kamuoyunun tepkisini ortaya çıkarmak ve bunu canlı tutmak amacıyla sık sık sokak eylemleri gerçekleştirmeye çalışıldığı görülmektedir”. 5 Ocak 2019 tarihinden bu yana kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku için ve Pertek ilçesinde 15 çocuğun cinsel istismara uğraması hakkında Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 17 Ocak 2020 tarihinde yapılacak miting de bu yasak gerekçesiyle engellendi.

21. Urfa: Anma yapmak yasak

  • Yasak Sayısı: 9
  • Yasak Süresi: 120 gün kesintisiz olmak üzere 178 gün
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:073.614

Urfa Valiliği 13 Şubat 2019 tarihinde 15 gün süreyle kamu kurumlarının, kamuya yararlı derneklerin, üniversitenin ve Valilik ile Kaymakamlık makamlarının uygun göreceği etkinlikler hariç olmak üzere açık ve kapalı alanlarda yapılacak tüm etkinlikleri yasakladı. 29 Mart 2019 tarihinde yapılan açıklama ile il genelinde açık alanlarda yapılacak her türlü yürüyüş, basın açıklaması, miting, çadır kurma, stant açma ve benzeri etkinliğin 1 Nisan 2019 saat 08.00 ile 6 Nisan 2019 saat 24.00 arasında yasaklandığı duyuruldu. 18 Temmuz 2019 tarihinde Suruç Katliamını anmak için Urfa’da yapılmak istenen anmalar ile ilgili olarak her türlü toplanma, yürüyüş, basın açıklaması, miting, çadır kurma, stant açma ve benzeri türdeki tüm açık alanlardaki yapılacak etkinliklerin 25 Temmuz 2019 tarihine kadar yasaklandığı duyuruldu. Urfa Valiliği 19 Ağustos ve 20 Eylül 2019 tarihlerinde 15 gün süreyle, 20 Ekim, 19 Kasım ve 19 Aralık 2019 tarihlerinde ise 30 gün süreyle olmak üzere 5 kez daha eylem ve etkinlikleri yasakladı. Eylem ve etkinliklere getirilen yasak 20 Ocak 2020’de yapılan açıklamayla 30 gün daha uzatıldı.

22. Van: 3 yıllık kesintisiz yasak

  • Yasak Sayısı: 26
  • Yasak Süresi: 395 gün kesintisiz
  • Etkilenen Yurttaş Sayısı:136.757

Van Valiliği il sınırları içinde açık alanlarda düzenlenecek yürüyüş, toplantı ve toplanmalar, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma vb. her türlü eylem ve etkinliği 8 Ocak 2019 tarihinde, 9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’i anma etkinliklerini gerekçe göstererek, 20 Şubat 2019 tarihinde 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü’nü gerekçe göstererek, 20 Mart 2019 tarihinde Newroz kutlamalarını gerekçe göstererek, 3 Nisan 2019 tarihinde Abdullah Öcalan’ın 4 Nisan’daki doğum gününü gerekçe göstererek, 10 Nisan ve 18 Nisan 2019 tarihlerinde 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimler sonrasında belediye eş başkanlarına mazbatalarının verilmemesiyle ilgili olası protestoları gerekçe göstererek, 29 Nisan 2019 tarihinde 1 Mayıs eylemlerini gerekçe göstererek yasakladı. Van Valiliği aldığı ikinci bir karar ile “Savaşa, sömürüye, saraylara karşı alandayız” ve “Tecride hayır, barışa evet” yazılı pankartların taşınmaması ve bu içerikte sloganların atılmaması koşuluyla 1 Mayıs kutlamalarına izin verdi. Van Valiliği 8 Mayıs, 18 Mayıs ve 28 Mayıs, 12 Haziran ve 27 Haziran, 12 Temmuz ve 27 Temmuz, 12 Ağustos ve 26 Ağustos 2019 tarihlerinde olmak üzere 9 kez daha il genelindeki eylem ve etkinlikleri yasakladı. 26 Ağustos 2019 tarihinde getirilen yasağın gerekçesi, 19 Ağustos 2019 tarihinde Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasına yönelik olası protestolardı. Daha sonra 11 Eylül ve 25 Eylül, 11 Ekim ve 25 Ekim, 8 Kasım ve 24 Kasım, 9 Aralık ve 25 Aralık 2019 tarihlerinde olmak üzere 8 kez daha ildeki bütün eylem ve etkinlikler yasaklandı.

2020 yılında ise 8 Ocak ve 23 Ocak tarihlerinde olmak üzere 2 kez yasaklama kararı alan Van Valiliği, kentte 21 Kasım 2016 tarihinden bu yana uygulanan eylem ve etkinlik yasağını 1174 güne uzatmış oldu.


[1]EPİM hakkında daha kapsamlı bilgiye http://www.un.org.tr/humanrights/tr/evrensel-periyodik-inceleme-3-dongu adresinden ulaşabilirsiniz.

[2] Ulusal Rapor’un tamamına http://www.mfa.gov.tr/ulkemizin-birlesmis-milletler-evrensel-periyodik-inceleme-mekanizmasi-cercevesinde-ucuncu-tur-incelemesi-icin-hazirlanan-rapor.tr.mfa adresinden ulaşabilirsiniz.

[3] Bkz. Türkiye’nin hazırladığı “BM Evrensel Periyodik İzleme Mekanizması Üçüncü Tur İncelemesi Çerçevesinde Ulusal Rapor”un gayriresmi Türkçe çevirisi, http://www.mfa.gov.tr/site_media/html/EPiM-Ulusal-Rapor-%20Gayriresmi-Turkce-tercume.pdf, sayfa 13, p. 86,87 ve 89.

[4]  Anayasa’nın 34. maddesinin ilk paragrafında “herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” denildikten sonra ikinci paragrafta toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının “milli güvenlik”, “kamu düzeni”, “suç işlenmesinin önlenmesi”, “genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” vb. soyut gerekçelere dayandırılarak kanunla sınırlanabileceği belirtilir.

[5] Bkz. AİHM, Alekseyev/Rusya, n° 4916/07, n° 25924/08 ve n° 14599/09, 21 Ekim 2010 tarihli karar, § 80 ve Sergey Kuznetsov/Rusya, n° 10877/04, 23 Ekim 2008 tarihli karar, § 45.

[6] Guidelines on Freedom of Peaceful Assembly, Organization for Security and Co-operation in Europe, https://www.osce.org/odihr/73405

[7] Agy.