Başta Diyarbakır’ın Sur ilçesi olmak üzere gittikçe yoğunlaşan katliam girişimlerine karşı barış, demokrasi ve özgürlük güçleri kamuoyuna Kürdistan için harekete geçme çağrısı yaptı. Mevcut saldırıları topyekün yok etme amacı taşıdığını belirten TİHV Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Kamuoyu saldırılara kulak vermeli” çağrısı yaparken, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse ise katliamlara karşı DİSK ve KESK olarak yarından itibaren alanlara çıkacaklarını söyledi.
Sokağa çıkma yasağı adı altında gittikçe süreklileşen sıkıyönetim ve darbe koşulları ve devlet güçlerinin kent kuşatmaları Kürdistan’da gittikçe bir “sömürge” ve “işgal” görüntüsü yaratırken, katliam girişimlerine karşı daha güçlü bir karşı koyuş beklenen Türkiye’deki demokrasi ve özgürlük güçleri de harekete geçme çağrıları yapıyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, başta Diyarbakır Sur ve Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçeleri olmak üzere Kürdistan’daki katliam hazırlıklarına karşı harekete geçme çağrısı yaptı.
‘İzlenen yol katliamlara davetiye çıkaran yol’
“Kürt sorununun çözümünde gelinen yol yol değildir. Çıkmaz bir yol. Çözüm istemeyen ve katliamlara davetiye çıkaran bir yol” sözleriyle yaşanan gelişmelere tepki gösteren ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, AKP’nin, yeni operasyonlarla bölgeyi abluka altına alarak direnişi tank ve topla bastırmaya çalıştığını belirtti. Bu tür yolların daha önce de denendiğini ancak “boş bir çaba”dan ibaret olduğunu dile getiren Taş, “AKP’nin bu politikası, Türkiye’yi daha fazla çıkmaza ve karanlığa itme politikasıdır. AKP, hem yurtta hem de dışarıda savaşı derinleştirerek bir yol alabileceğini düşünüyor. Ancak, tam tersine kendisiyle beraber halkları ve ülkeyi de bir karanlığa doğru sürüklüyor. Yapılması gereken bir an önce Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıdır. Operasyonlardan vazgeçilmeli ve buna bağlı olarak hendekler de kapatılıp yeniden masaya dönülmelidir” diye konuştu.
‘Sur’a gitmek gerekiyorsa elbette gideceğiz’
“Bölgeye dönük bir şeyler yapmamız gerektiği ortada” diyen Taş, “Çünkü, derinleşen bir karanlık tablo var. Tablodan aydınlık bir şey çıkarmamız lazım. Sur’a gitmek gerekiyorsa elbette gideceğiz” dedi.
Fincancı: Köyler yerine kentler boşaltılıyor
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı da, mevcut politikanın topyekün yok etme amacı taşıdığını vurguladı. Kürdistan’daki yasakların aylardır devam ettiğini hatırlatan Fincancı, “90’larda köy boşaltmalar vardı, 2000’li yıllara geldik artık kentler boşaltılıyor. Böyle bir haldeyiz. 90’larda katliam yapanların her birinin deneyimlerinden yararlanan bir devletle karşı karşıyayız” dedi.
Devlet topla, tüfekle saldırırsa…
“Kamuoyu neler olduğuna kulak vermeli” vermeli diyen Fincancı, şöyle devam etti: “Tankıyla, topuyla, tüfeğiyle, helikopteriyle ve uçağıyla bir halkın üzerine saldırı gerçekleştirilemez. Bunun için herkesin oradaki gençlere bir biçimde sahip çıkması gerekiyor. Gençler haklarını savunmak üzere oradalar. Hepimizin aslında hak ettiği, kendi kendimizi yönetebileceğimiz bir model geliştirmeye gayret ediyorlar. Üstelik bunları anneleri, amcaları, dayılarıyla yapıyorlar. Tek başlarına değiller. Ben şiddete karşı bir insanım oradaki gençlerin silah kullanmasını olumladığım anlamına gelmesin ama şunu da aklımızda bulundurmalıyız. Siz topla, tüfekle, tankla saldırırsanız başka bir çare bırakmazsınız insanlara.”
Okulların boşaltılmasının hiçbir yasal dayanağı yok
Kürdistan’daki katliam girişimlerinden dolayı endişeli olduklarını dile getiren KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse ise, durumun vahametine dikkat çekti. Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde katliam hazırlıkları kapsamında öğretmenlere yapılan “kenti boşaltın” kararına da tepki gösteren Köse, “Bunu hizmet içi eğitim adı altında yapıyorlar. Biz eğitim emekçileri olarak biliriz ki, hizmet içi eğitimlerde asla okul tatil edilmez. Üstelik eğitim öğretim yılının en yoğun olduğu, artık birinci dönem sonuna doğru ilerlediğimiz şu günlerde bütün öğrencilerin geleceği, sınavları ve benzer şartlar düşünülerek böyle bir karar almanın hiçbir hukuksal ve yasal bir dayanağı yoktur” dedi.
DİSK ve KESK katliamlara dur demek için alanlara çıkacak
Köse, katliamların önüne geçmek için başlatacakları eylemselliklere ilişkin ise şu bilgiyi verdi: “Bugünden itibaren başta KESK ve DİSK olmak üzere kamuoyunun tamamına bizi içte ve dışta adım adım savaşa sürükleyen bu hükümete karşı yeniden barış mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz. Bütün kamuoyu bilmelidir ki, sivillere dönük bütün hamlelerin boşa çıkarılması için geniş eylem ve etkinlikleri yarından itibaren gündeme sokacağız.”
Tanrıkulu: Ya barışı konuşacağız ya da başka bir yol ayrımını
“Hendek, barikat ve operasyon çatışma ve ölüm. Bu konsept Kürt meselesinde çözüm ekseni oldu” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise, şöyle dedi: “Yaklaşık 6 aylık bu çatışma ve ölüm politikası demokratik siyasetin önüne dayatılıyor. Şunu ifade etmek istiyorum. Bu süreçleri her pozisyonda yaşayan birisi olarak; şu anda yaşadığımız durum daha önceden yaşadığımız hiçbir durumla, hiçbir dönemle karşılaştırılmayacak kadar vahim bir tabloyu çağrıştırıyor. Türkiye, yol ayrımındadır. Siyaset kurumu ve siyasi partiler ya bütün siyasi önceliklerini bir tarafa bırakarak TBMM’de gecikmeksizin hendek, barikat ve operasyonun önünde demokratik siyaset seçeneği için barışı ve çözümü konuşacak ya da Türkiye’de başka bir yol ayrımı gerçekleşebilir.” (DİHA)