HDP’nin “özyönetim” içerikli seçim beyannamesine getirilen toplatma kararına tepki gösteren İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Birileri o hakime Türkiye’de yaşadığını hatırlatsın” dedi.
Öztürk Türkdoğan, “Özerklik talebi zaten HDP tüzüğünde bulunuyor. O hakim HDP’nintüzüğünün Yargıtay ve Yüksek Seçim Kurulu’nun onayından geçtiğini bilmiyor” diye tepki gösterdi. TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı ise, “Partiler düşüncelerini söylemeyecekse bir seçim yoktur” diye konuştu.
Ağrı Sulh Ceza Hakimliği’nin, HDP’nin 1 Kasım seçim beyannamesinde yer alan “özyönetim”vurgusunu gerekçe göstererek, seçim beyannamesi kapsamında hazırlanan broşürler hakkında toplatma kararı vermesi tepkilere neden oldu. İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, HDP seçim broşürlerinin toplatılmasını bir hukuk skandalı olduğunu belirtti.
‘BİRİLERİ O HAKİME TÜRKİYE’DE YAŞADIĞINI HATIRLATMALI’
Türkdoğan, “HDP’nin parti tüzüğünde yer alan ilkelerinin seçim bildirileri haline dönüşüp yayınlamasıyla ilgili bir Hakim toplatma kararı veriyorsa o hakim Türkiye’de yaşamıyordur. O hakim, HDP tüzüğünün Yargıtay’a verildiğini, Yargıtay incelemesinden geçtiğini ve bir önceki seçimde Yüksek Seçim Kurulu incelemesinden geçtiğini galiba bilmiyor. Birileri o hakime Türkiye’de yaşadığını hiç olmazsa kanun devleti uygulamasına sadık kalması gerektiğini hatırlatması gerekir” dedi.
‘HAKİM VE SAVCI HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMALI’
Türkdoğan, verilen toplatma kararına karşı savunma yapılacağına bu kararı veren savcı ve hakim hakkında şikayetçi olup soruşturma talebinde bulunulması gerektiğini ifade ederek, “Bunlar bu kadar keyfi hareket edemezler. Birileri istedi diye kanun devleti uygulamalarını rafa kaldıramazlar. Kanun devleti de elimizde kalmazsa elimizde ne kalacak. Keyfilik kalacak, korku ve sindirme kalacak bunu kabul etmemiz mümkün değil” diye konuştu.
‘ÇİFTE STANDARDIN ÖTESİNDE BİR ŞEY VAR’
Cumhurbaşkanı’nın “Rejimin değişmiştir” sözleri ile AKP’lilerin Erdoğan’ı “Başkan” olarak görmelerinin başlı başına problemli olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, şunları söyledi: “AKP’lilerin bu söylemlerini bir siyasal rejim söylemi olarak değerlendiriyoruz. Ancak birileri böyle rahat rahat her şeyi yaparken, birileri ise parti tüzüğünü bildirge haline getirmesi karşılığında bu muameleyle karşı karşıya kalıyorsa burada çifte standarttan daha öte bir şey var. Yargının tamamen siyasi iktidarın kontrolü altına girdiğinin göstergesidir. Yargı hepimizin haklarını korumak için var. Eğer yargı burada HDP’nin haklarını korumayacaksa kim koruyacak sorularını sormak lazım.”
‘İKİ PARTİ BU ŞARTLARDA MİTİNG YAPAMIYOR’
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı ise, bu denli anti-demokratik ve adil olmayan bir ortamda erken seçim sürecinin yaşandığını ve toplumun büyük kesiminin buna artık yeter diyeceğini belirterek, “Ankara Tren Garı katliamı daha geçen gün oldu. Bu katliamın pek çok sonucu var. Ama ölen insanlarımız geri gelmeyecekler. Bu ülke de iki parti HDP ve CHP bu şekilde miting yapmayacağını açıkladı. Ancak buna karşı AKP ve MHP seçim mitinglerini yapıyor” dedi.
‘HEM GAYRİ AHLAKİ HEM DE GAYRİ HUKUKİ BİR KARAR’
Zaten her adımıyla 7 Haziran’dan sonra yapılan seçimlerin, “bir yanıyla gayri meşru bir yanıyla adil ve demokratik olmayan bir seçim olacağına” dikkat çeken Bakkalcı, “Son olay da (seçim beyannamesinin toplatılması kararı) bunu herkes anlasın diye atılmış gayri hukuki, gayrı ahlaki bir adımdır. Tartışmaya değmeyecek ölçüde çıplak bir durum var. Hiç kuşkusuz bu ülkedeki bütün çoğunluk buna dur diyecektir” diye konuştu.
Bakkalcı, seçimlerin esas amaçlarından bir tanesinin partilerin görüşlerini açıklaması olduğunu vurgulayarak, “Partiler her türlü görüşlerini söyleyecekler ki insanlar da ona göre oylarını verecek. Partiler görüşlerini söylemediklerinde seçim denen bir şey olamaz” dedi.
(DİHA-21.10.2015)