İstanbul’da Tünel’de toplanan kitle “İşkencesiz Bir Dünya Mümkün” pankartı arkasında “İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek”, “İşkenceye Karşı İnadına Gülümse” sloganları ve şarkılarla Galatasaray Meydanına yürüdü.
Meydanda yine sloganlar atıldıktan sonra basın açıklaması okundu. İstanbul İHD Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak tarafından okunan açıklamada işkencenin uluslararası belgeler ve anlaşmaların yanı sıra iç hukukla da yasaklandığı hatırlatıldı. İşkenceye karşı ulusal ve uluslararası mevzuatlar bağlamında bir çok hüküm ve mekanizma bulunduğu belirtilirken, bunların “işkencenin önlenmesi yasaklanması ve insanlık suçu sayılması” konusunda başarılı olamadığı bildirildi. İşkencenin görünür kılınması, övülmesi, cezasızlıkla ödüllendirilmesinin sadece işkence gören bireye karşı bir saldırı olmadığı, işkencenin başta aile olmak üzere tüm toplumu tehdit etme mekanizması olarak kullanıldığı belirtildi.
Açıklamada, hapishanelerin işkence uygulamalarının en yoğun yaşadığı yerler olarak tanımlanırken, F tipi hapishanelerde uygulanan tecritin belgelendiği vurgulandı. Çocuk hapishanelerinde teşvik edilen ya da doğrudan yapılan işkence ve cinsel istismar vakalarına dikkat çekilirken; maphusların gördüğü işkencenin boyutunu arttırarak kolluk kuvvetlerini daha fazla ‘güç’ ile donatan yasa tasarılarından bahsedildi.
TİHV’e 2014 yılında işkence ve kötü muamele nedeniyle 787 kişinin başvurduğunu belirten Boztoprak, 2015’in ilk beş ayında da 156 kişinin işkence nedeniyle başvuruda bulunduğu bilgisini verdi. Boztoptak ayrıca İHD’nin ise 2014’te 253’ü çocuk olmak üzere 3047 kişinin kolluk güçleri tarafından işkenceye maruz kaldığı tespitini paylaştı.
Cezasızlık Bilinçli Uygulanan Bir Sistem Politikasıdır
İşkencelerin artmasının temel sorunu cezasızlık olarak belirtilirken, bunun basit bir ihmal dışında bir sistem politikası olduğu vurgulandı. İşkence suçunu işleyenlerin kurumsal olarak korunduğuna dikkat çekilirken, bir çok işkence davasının kasıtlı olarak zaman aşımına uğratıldığı, işkence ile yargılananların terfi etmesi gibi durumların işkencecilerin sistemce korunduğunu gösterdiğine işaret edildi.
Öte yandan işkence il mücadele eden kurumların baskı altına alındığı da vurgulandı.
İHD ve TİHV adına okunan açıklamada yer alan talepler, işkencecilerin yargı önüne çıkarılarak cezalandırılması, biber gazının yasaklanmasını, işkence davalarının yeniden görülebilmesinin önünün açılmasını, iktidarın kışkırtıcı dilinden vazgeçmesini, çocuk hapishanelerinin kapatılması olarak sıralandı.
Kenanoğlu: Hesabını Soracağız
Eyleme HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu’da destek vererek konuşma yaptı. Devletin antidemokratik uygulamaları ve işkenceleri ile sindirme politikalarını iyi bildiklerini söyleyen Kenanoğlu, Mecliste güçlü bir şekilde temsil edildiklerini hatırlattı. İşkence uygulayan herkesin takipçisi olacaklarını ve bunların hesabını soracaklarını belirten Kenanoğlu “Bunların hesabı sorulmadan demokratikleşme mümkün değildir. Barış ancak bu şekilde gelecek” dedi. Kenanoğlu, HDP olarak bu uygulamaların kalkması için mücadele edeceklerini yineledi.
Eyleme Mezopotamya Kültür Merkezi’nden (MKM) müzisyenler de ritim ve şarkılarıyla destek verdi.
http://direnisteyiz.net/haber/ihd-ve-tihv-iskence-sistem-politikasidir/