09.04.2016
ANKARA (DİHA) – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Şimdi bakıyorsunuz bazı kendilerine yakın STK’ler var rapor hazırlıyorlar, bunların ayrıca üzerlerine gidilmesi gerekir” sözleriyle hedef gösterdiği insan hakları kurumları, hazırladıkları raporların doğrudan AKP yönetiminin uygulamaları sonucu ortaya çıkan bir tablo olduğunu vurguladı. Kurumlar, “Bu durumdan çok rahatsız oluyorlarsa önce kendi pratiklerini değiştirsinler” yanıtı verdi.
Polis Teşkilatı Kuruluşu’nun 171’inci yıldönümünde insan hakları örgütlerini ve STK’leri hedef gösteren Erdoğan, özellikle savaş durumuna ilişkin rapor hazırlayan kurumların “üzerine gidilmesini” istedi. Erdoğan’ın emniyet teşkilatına seslenirken bu sözleri sarf etmesinin yanı sıra Adalet Bakanı Bozdağ’ın da, “Erdoğan’ın söylemleri bizim için talimattır” demesi, dikkatleri insan hakları kurumlarına dönük olası bir yönelime çekti.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, Türkiye’nin yakın tarihinin en derin acılarının yaşandığına dikkat çekerek, yaşanan acıların hissedilmesi gerektiğini söyledi.
“Çok tehlikeli bir kavşaktayız” diyen Bakkalcı, insan hakları kurumları olarak yaşanan acıların son bulması için çaba sarf ettiklerini vurguladı. Bakkalcı, Erdoğan’ın söylemlerinin ise bu acıları derinleştirmekten başka işe yaramadığını ise “Bu güne kadar defalarca yaşadığımız çatışmacı söylemlerin, hedef gösteren açıklamaların ne kadar çaresiz bir durum yarattığına ve acıları ne kadar derinleştirdiğine tanık olduk” sözleriyle dile getirdi.
Bizim işimiz bu
Esas sorumluluklarının yaşananları görünür kılmak olduğunun altını çizen Bakkalcı, “TİHV’in varlık sebebi işkence ve diğer insan hakları ihlallerinin önlenmesidir. 26 yıldır biz sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinden Filistin’de, İsrail’de, Bosna’da Srilanka’da, Filipinler’de bunun için faaliyet yürüten bir kurumuz” şeklinde konuştu.
‘İnsan hakları kurumları devletçi olamaz’
İnsan hakları tanımı gereği ihlali yapanın ve yaşananlardan sorumlu olanın devlet olduğuna işaret eden Bakkalcı, “Yoksa bir insanın başka bir insana yaptığı olumsuz muamele suç olarak tanımlanır” dedi.
Bakkalcı bu yüzden ihlallerin ortaya çıkarılması sürecinin devletten bağımsız olması gerektiğini belirterek, “Bu nedenle bağımsız insan hakları kurumlarının kurulması tartışması başlamıştır” dedi.
Özellikle Cizre’de yaşananlara dikkat çeken ve bunun “çok ağır bir insan hakları ihlali tablosu” olduğunu vurgulayan Bakkalcı, Cizre’de 79 günlük dünyada benzeri olmayan bir durum yaşandığını ve bunun ağır bir hak ihlali tablosu olduğunu dile getirdi. 120 bin kişinin yaşadığı bir ilçede, 79 günlük aralıksız sokağa çıkma yasağının meşrulaştıramayacağını dile getiren Bakkalcı, “Kategorik olarak olayın kendisi hak ihlaline bir kanıttır. Bu ağır hak ihlali sürecinde neler yaşandığına ilişkin etkin, bağımsız soruşturmalar yürütülmelidir” dedi.
Bakkalcı, hazırladıkları raporlara kızılması yerine, bunlara hürmet gösterip bu ihlallerin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti. Tehdit edilmelerinin sadece bu hak ihlallerinin sürdürüleceğinin işareti olduğunu söyledi.
‘Kimse raporlarımız değersizleştirmeye kalkışmamalıdır’
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da “hobi olsun” diye ya da kendi kendilerine bu raporları hazırlamadıklarını, raporların yaşananlar sonucu ortaya çıktığını ifade etti.
“Bu açıdan raporlarımızı kimse değersizleştirmeye kalkışmamalıdır” uyarısında bulunan Türkdoğan, “Kaldı ki biz raporları resmi kurumlara iletip ihlallerin giderilmesini talep ediyoruz, aynı zamanda cezasızlıkla mücadele ediyoruz” dedi.
‘Türkiye Cumhurbaşkanı’nın talimatlarıyla yönetilen bir ülkeye dönüştü’
Türkiye’nin sürekli Cumhurbaşkanı’nın talimatlarıyla yönetilen bir ülkeye dönüştüğüne dikkat çeken Türkdoğan, “Türkiye’nin bir anayasası varsa, kanunları varsa bütün kurumların görevleri bu kanunlarda ve anayasada yazılıdır. Bunun da ötesinde Türkiye’nin dahil olduğu uluslararası bir sistem var. Bunların başında insan haklarına saygılı olmak geliyor” hatırlatmasında bulundu.
‘Erdoğan bizi hedef göstereceğine Cizre’ye gitsin’
Bugün kendilerini hedef gösterenleri de geçmişte “hakları gasp edildiğinde” savunduklarını hatırlatan Türkdoğan, insan hakları savunucularının hedef gösterilmesinin vahim sonuçları olacağını da Akın Birdal örneğini göstererek hatırlattı. Türkdoğan, kendilerini raporlarından dolayı hedef gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da Cizre’ye gitmeye davet etti.