27 Ekim 2015
Evine yapılan baskında polis tarafından vurulan Dilek Doğan’ın ölümü, Erdoğan’ın ‘Polis gerekirse vurur indirir’ sözlerinin ardından 81 ilin emniyet müdürlüklerine gönderilen genelgeyi gündeme getirdi.
Küçükarmutlu’daki evinde polis tarafından vurulan Dilek Doğan’ın ölümü, Cumhurbaşkanının, “Polis gerekirse vurur indirir’ sözlerini ve Emniyet Genel Müdürlüğünün temmuz ayında 81 ilin emniyet müdürlüklerine gönderdiği “Polise doğrudan ateş etme yetkisi”ni tanıyan genelgeyi yeniden gündeme getirdi. Gazetemize konuşan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, yapılan yasal düzenlemelerle en son başvurulması gereken silah kullanma yetkisinin ilk uygulamaya dönüştüğünü söyledi. CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök ise, silah kullanma yetkisinin mutlak olamayacağına vurgu yaptı.
TOPLUM TEPKİ GÖSTERMELİ
TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, 2007’de Polis Vazife ve Selahiyat Kanunu’nun değiştirilmesiyle polisin sınırsız bir şiddet uygulama yetkisiyle donatıldığını hatırlattı. Yasadaki değişikliklerin tek başına anlam ifade etmeyebileceğini vurgulayan Bakkalcı, “Türkiye’nin yetkililerinin 2006 ile sonrasında ve Gezi direnişiyle birlikte ortaya koyduğu tavır; ‘Kız da olsa kadın da olsa güvenlik güçlerimiz gereğini yapar’, ‘Polisimiz destan yazdı’ gibi söylemler insanları katledenleri cezalandırmak yerine en fazla şekilde mükafatlandırma görüntüleri ortaya koydu” diye konuştu. Yasaları değiştiren yetkililerin, açıklamalarıyla da polis şiddetinin önünü açtığını ve meşrulaştırdığını söyleyen Bakkalcı, “İç Güvenlik Yasası’yla birlikte silah kullanımının önünün açılmasıyla da sınırsız, son derece keyfi bir biçimde hiçbir gerekçe bile olmadan -ki en ağır gerekçe bile olsa silah kullanma en son başvurulacak şeydir, fakat ilk yapılan bir uygulamaya dönmüştür- ateşli silah kullanılır hale geldi. Son derece vahim bir durumu yaşamaktayız” dedi. Toplumun bu durum karşısında demokratik tepkisini dile getirmemesi halinde çok daha vahim olayların gelişebileceğini söyleyen Bakkalcı, “Bu gidişat toplum olarak yaşama özelliğini kaldıran bir hal almıştır” dedi.
CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök ise silah kullanma yetkisinin mutlak olmadığına vurgu yaptı. “Masum insanların vurulduğu her hadisede polis sorumludur. Olaya böyle bakmak gerekiyor” diyen Gök, polisin sadece kendisine yöneltilen bir saldırı esnasında silah kullanma yetkisi olabileceğine işaret etti. Dilek Doğan olayında da polisin sorumlu ve suçlu olduğunu söyleyen Doğan, “Ayrıca soruşturmaya gizlilik kararı verilmesi şaşırtıcı değil. Hangi soruşturmaya gizlilik kararı gelmiyor. Gizlilik kararı, İktidarın yaptığı her yanlış uygulamanın kamuoyu tarafından bilinmesini önlemektir. Hukuki değil siyasi bir karardır.”
http://www.evrensel.net/haber/263679/vur-indir-yetkiniz-daha-kac-can-alacak