BASINA VE KAMUOYUNA
20.11.2015
Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü! Anlamlı olması gereken böyle bir günde, bütünüyle devlet koruması ve denetimi altındaki Trabzon cezaevinde tutuklu bir çocuğun hayatını kaybetmesinden dolayı Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ve Trabzon Cezaevi İdaresi hakkında suç duyurusunda bulunmak için buradayız. Şu an aynı dakikalarda Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Mersin ve Van olmak üzere beş ilde birden, eş zamanlı olarak bu basın açıklamasını ve suç duyurusunu yapıyoruz. Ancak baştan belirtelim ki bizler suç duyurusunda bulunmamıza neden olan 15 yaşındaki tutuklu bir çocuğun intiharına engel olamamaktan dolayı ve bunun maalesef ilk olmamasından dolayı büyük bir utanç duyuyoruz!
Türkiye’nin uymakla yükümlü olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Türkiye’nin ulusal yasası olan Çocuk Koruma Kanunu’na göre, çocukların yaşam hakkının, çocukların korunması ve gelişmesinin ve çocukların yüksek yararının gözetilmesinin temel ilkeler olarak benimseneceği belirlenmiş ve bu ilkelerin korunacağı garanti edilmiştir. Ancak bugüne dek Türkiye’deki hapishanelerde çocuklar birçok hak ihlaline maruz kalmış, bu hak ihlallerinden ve ihmallerden dolayı hayatını kaybetmiştir. Türkiye, 10 yıl önce Erzurum Cezaevi’nde intihar eden bir çocuğun ölümünden sorumlu tutularak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkum edilerek ceza almıştır. Ancak devlet 10 yıl içinde çocuk cezaevlerini şiddet, hak ihlali ve patoloji üretmeyen kurumlar haline getirememiş, 10 yıl sonra Trabzon E Tipi Cezaevi’nde 15 yaşında bir çocuğun intiharına daha neden olmuştur. Bu intiharın politik olduğunu biliyor ve devleti çocuk haklarına ve insan onuruna uygun politika üretmeye çağırıyoruz.
Çocukların hapsedildiği cezaevlerinde yeterli ve nitelikli psiko-sosyal destek verilemeyecek kadar az sayıda psikolog ve sosyal çalışmacı görev yapmakta, çocuklar ile daha çok infaz ve koruma memurları iletişim kurmaktadır. Psikolog ve sosyal çalışmacı sayısının azlığı karşısında, çok fazla sayıda infaz ve koruma memurunun görev yapması, çocukların gelişimini, ruh sağlıklarını, rehabilitasyonunu değil, fiziki güvenliği esas alan bir yaklaşımı temel alan bir infaz sistemi olduğunu göstermektedir.
Son 6 yılda hak ihlallerinden ve ihmallerden dolayı cezaevlerinde 10 çocuk yaşamını yitirmiştir. Bu çocuklar birer rakam değildir. Bu çocukların her birinin birer hikayesi, hayalleri, geleceği vardı!
Bizler İnsan Hakları ve Çocuk Hakları savunucuları olarak defalarca bu adalet sisteminin çocuklara zarar verdiğine dair bilimsel verilerin olduğunun altını çizdik ve Adalet Bakanlığı’nı çocukların korunmasını ve desteklenmesini temel alan bir adalet sistemi inşa etmek için birçok kez ortak çalışma yürütmeye davet ettik. Ancak olayın üzerinden bir hafta geçmesine ve basında geniş yer bulmasına rağmen bugün Adalet Bakanlığı Trabzon E Tipi Cezaevi’nde intihar ettiği ifade edilen çocuk ile ilgili hiçbir açıklamada bulunmamış, yapılan eleştirileri yanıtlamamış, çocuk cezaevleri açmak konusundaki ısrarcı ve yıkıcı iradesini sorgulama ihtiyacı duymamıştır.
Bugüne dek gerçekleşen ve bugünden sonra gerçekleşme ihtimali olan adalet sistemi içindeki çocuk hakları ihlallerinden ve çocuk ölümlerinden en başta Adalet Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu belirterek bugün bir kez daha çocuk cezaevleri kapatılsın talebimizi daha gür bir ses ile tekrar ediyoruz.
ÇOCUK CEZAEVLERİ KAPATILSIN!
İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Gündem Çocuk Derneği, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED), Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği (Öz-Ge Der), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, İştar Kadın Merkezi, Uluslararası Çocuk Merkezi, Çocuklar İçin Adalet Takipçileri, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Çakıl Derneği, Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Diyarbakır Barosu, Mersin Barosu, Sinetopya, Çocuklar Aynı Çatı Altında Derneği (ÇAÇA), Türk Tabipleri Birliği, Yeniden Sosyoloji Derneği, 7 Renk LGBT Der, Akdeniz Göç-Der, Tarlabaşı Toplum Merkezi, BES (Büro Emekçileri Sendikası), Mersin Çocuk Hakları Derneği, Başak Kültür ve Sanat Vakfı, Genç Kahramanlar Platformu, Çocuk Çalışmaları Birimi, Türk Psikologlar Derneği, Sosyal Kültürel Yaşamı Destekleme Derneği, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı