17 Mayıs 2022
Bu yılki Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’nın açılışını adalet talebimizden asla vazgeçmediğimizin ifadesi olarak Çağlayan Adliyesi önünde yapıyoruz.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 17-31 Mayıs tarihleri arasında düzenlediğimiz hafta etkinlikleri ile; uluslararası hukukta insanlığa karşı suç olarak tanımlanan gözaltında kaybetme suçuna, bu suçun işlenmesine imkan yaratan cezasızlık politikalarına, inkar edilen gerçeklere ve bu insanlığa karşı suçla mücadelenin önemine dikkat çekmeye çalışıyoruz.
Buradayız; çünkü yargı makamları gözaltında kaybetme vakalarında maddi gerçeği açığa çıkarma ve suçun faillerini tespit edip cezalandırmak yerine, gerçeği örtbas etme, failleri cezasız bırakıp adalet talep edenlerin seslerini bastırma ve cezalandırma yönünde bir pratik sergiledi.
Hiç şüphe yok ki, gözaltında kaybetmeler bu topraklarda örgütlü bir biçimde gerçekleşti ve yalnız yargının değil, ilgili tüm devlet kurumlarının işbirliği ile örtbas edildi. Bu yüzden yaygın ve sistematik biçimde işlenebildi ve sonuçsuz/ cezasız bırakılarak işlenmeye devam etti.
Hukuku ve vicdanı yok sayan, suçu ve devlet şiddetini normalleştiren bu zihniyetin karşısına hakikati bilme, travmatik geçmişle yüzleşme ve hesaplaşma talebiyle çıkıyoruz. Biliyoruz ki; kanamaya devam eden toplumsal yaralarımızın sarılması için, hak ve adalet yokluğunun ülkemizde yarattığı ağır tahribatların telafisi için, bütün bunların kaynağı olan geçmişle yüzleşmek ve hesaplaşmak zorundayız.
Gözaltında Kayıplar Haftası vesilesi ile; bir kez daha devleti yönetenlere sesleniyoruz:
İnsan haklarını ve hukuku yok sayan, kurumları çürüten, adaletsizliği derinleştiren keyfiyetinize son verin.
Dört yıla yakın bir süredir hiçbir hukuki dayanağı olmadan bize ve tüm topluma kapattığınız Galatasaray’daki yasağı derhal sonlandırdı. Bu yasağın kaldırılması için yaptığımız hukuki girişimleri boşa çıkarmaktan vazgeçin.
Kayıp yakınlarını ve destekçilerini yargı yoluyla taciz etmeye son verin. Bizi susturmaya çalışmak yerine 6 Ağustos 2019 tarihinden beri kayıp olan Yusuf Bilge Tunç’un zorla kaçırıldığına dair iddialara cevap verin. 2 Ekim 2018’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’na girdikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Cemal Kaşıkçı’nın kaybedilmesi ile ilgili davayı fail durumundaki Suudi Arabistan’a devretmenizin gerçek nedenini açıklayın.
Gözaltında kaybedildiğini kendiniz itiraf etmenize rağmen, TBMM Raporu’na, delillere, belgelere, tanıklara rağmen zamanaşımıyla kapattığınız Cemil Kırbayır dosyası başta olmak üzere zamanaşımına sürüklediğiniz tüm kayıp dosyalarını yeniden açarak etkin soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünüzü yerine getirin.
Gözaltında kaybetmeyi suç olarak düzenleme, yargılama ve cezalandırma yükümlülüğünüzü yerine getirin. Gözaltında kaybetme suçunun TCK da yer alan insanlığa karsı suç maddesi kapsamına alınmasını sağlayın. Gözaltında kaybetmelerin önlenmesi ve geçmişte yaşanan kaybetmelere dair hakikat ve adalete erişimin sağlanması sorumluluğu getiren BM Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi derhal imzalayın ve uygulayın.
Baskı ve yasaklarınız boşuna; bize yaşattığınız cezasızlığı ve adaletsizliği aşmak, hakikate ulaşmak için mücadele etmek insan ve yurttaş olma sorumluluğumuzun gereğidir. Bu sorumluluğumuzu yerine getirmekten vazgeçmeyeceğiz.
Kayıplarımızdan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı’ndan asla vazgeçmeyeceğiz.
İnsan haklarına dayanan, demokratik bir Türkiye talebimizde ısrar edeceğiz.
Cumartesi Anneleri – İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi – Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilciliği