Leman Dergisi’nin 26 Haziran 2025 tarihinde yayınlanan sayısında yer alan bir karikatür hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dergi hakkında ‘dini değerleri alenen aşağılama’ gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216. Maddesi’ne muhalefet suçundan soruşturma başlatılması üzerine dün akşam (30 Haziran 2024 Pazartesi) İstanbul’da Leman Dergisi önünde toplanan bazı gruplar tarafından nefret içerikli fiziki ve sözel şiddet gerçekleştirilmiştir. Daha sonra da söz konusu soruşturma kapsamında Leman Dergisi yönetici ve çalışanı dört kişi (çizimi yapan karikatürist, derginin sorumlu yazı işleri müdürü, müessese müdürü ve grafikeri) evlerine baskın yapılarak, fiziki şiddet ve ters kelepçe uygulamak suretiyle gözaltına alınmıştır. Ayrıca derginin ilgili sayısı hakkında toplatma kararı verilmiştir.
Düşünce ve ifade özgürlüğü kişinin/yurttaşın özerklik alanının vazgeçilmez bir unsurudur ve yaşama hakkı ile birlikte temel haklar statüsüne sahiptir. Anayasa ve Türkiye’nin imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeler tarafından güvence altına alınan bu özgürlük, demokratik bir toplumun temelini oluşturur. Nefret söylemi taşımayan, ayrımcılık yapmayan ve şiddet içermeyen her tür eleştiri, ironi ve sorgulama, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) deyimiyle toplumda şok etkisi yaratsa bile ifade özgürlüğü kapsamındadır. Bununla birlikte hakkın özüne zarar vermemek, gereklilik, ölçülülük ve yasallık ilkelerine uymak kaydıyla ifade özgürlüğü sınırlanabilir.
Ancak, dün akşam bazı gruplar tarafından Leman Dergisi’ne yönelik gerçekleştirilen, insanı merkezine alan hiçbir inanç ve değerler sistemi, hiçbir kutsallık ile ilgisi olmayan, ifade özgürlüğünün özünü ilga eden, hatta kişi güvenliği ve yaşam hakkını tehdit eden nefret saldırıları asla kabul edilemez.
Keza TCK’nın 216. Maddesi’ne muhalefet ettikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatılan kişilerin Türkiye’nin en popüler ve tanınan mizah dergisinin yönetici ve çalışanları olmasına, davet edilmeleri halinde usulüne uygun şekilde ifade vermeye gidecek olmasına karşın evlerine baskın yapılarak yaka paça, hatta yalın ayak bir şekilde, yüz üstü yere yatırılıp ters kelepçe uygulanarak gözaltına alınmaları da hiçbir şekilde kabul edilmez. Çünkü, tüm bu fiiller silsilesi de işkence ve diğer kötü muamele uygulamak yoluyla ifade özgürlüğünün özünü ilga etmektir.
Ancak daha da vahim olanı, gözaltına alma işlemi sırasında kişilere ters kelepçe uygulanarak yapılan işkence ve diğer kötü muamelenin taammüden görüntülerinin alınması ve yetkililer tarafından kamuoyuna servis edilmesidir. Çünkü, işkence mutlak olarak yasaktır. Türkiye Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmesi’ni imzalamıştır ve tüm taraf devletler gibi bu ‘buyruk kurala’ bağlı kalacağını taahhüt etmiştir. Bu uluslararası taahhüde rağmen Leman Dergisi yönetici ve çalışanlarına ters kelepçe uygulanması, yani işkence yapılması ve bu fiilin görüntülerinin kamuoyu ile paylaşılarak işkencenin teşvik edilmesi kesinlikle suçtur.
Bu nedenle ifade özgürlüğünün özünün ilga edilmesine neden olan, nefret saldırılarına göz yuman, işkence yapan, işkenceyi teşvik eden ve öven kamu görevlileri/yetkililer hakkında derhal resen soruşturma başlatılmalıdır.