13 Ağustos 2024
Basına ve Kamuoyuna
Avrupa Konseyi Gençlik Delegesi ve İnsan Hakları Savunucusu Enes Hocaoğulları Derhal Serbest Bırakılsın!
Avrupa Konseyi Türkiye Gençlik Delegesi, insan hakları savunucusu ve ÜniKuir’in Uluslararası Savunuculuk ve Kaynak Geliştirme Koordinatörü Enes Hocaoğulları, 5 Ağustos 2025 tarihinde “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla Ankara Sulh Ceza Hakimliği tarafından hukuka aykırı bir şekilde tutuklanmıştır.
Tutuklamanın gerekçesi, Enes Hocaoğulları’nın Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin 24 – 27 Mart 2025 tarihlerinde Türkiye’deki belediye başkanlarının tutuklanması hakkında açılan acil gündemli 48. oturumunda yaptığı konuşmadır.
Söz konusu konuşmada, 19 Mart 2025 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın tutuklanmasıyla başlayan barışçıl protestolar sırasında kolluk güçlerinin uyguladığı şiddet, protestoculara yönelik plastik mermi ve göz yaşartıcı kimyasal ajanların kullanımı, gözaltına alınan bazı kişilere işkence ve diğer kötü muamele yöntemi olan çıplak aramanın dayatılması, Türkiye’de insan hakları ve demokrasi değerlerine saygıda yaşanan kaygı verici gerileme ve hukuka aykırı uygulamalar dile getirilmiştir. Söylenenler, basında yer alan, insan hakları kurumlarının ve baroların rapor ve açıklamalarında dile getirilen hakikatlere dayanmaktadır. Bu konuşmanın cezai soruşturmaya konu edilmesi, Türkiye’nin hem anayasadan hem de uluslararası sözleşmelerden doğan, başta ifade özgürlüğünün ve insan hakları savunucularının korunması olmak üzere tüm yükümlülüklerinin ihlali anlamına gelmektedir.
Enes Hocaoğulları’nın konuşması paylaşıldıktan hemen sonra sosyal medyada hedef gösterilmiş ve bir damgalama kampanyası başlatılmıştır. Enes Hocaoğulları, “ajanlık”, “vatana ihanet” ve “sapkınlık” gibi söylemlerle hedef alınmıştır. Bu kabul edilemez gelişmenin ardından Enes Hocaoğulları hakkında hem İstanbul hem de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır. Daha sonra Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da TCK’nın 301. maddesinde düzenlenen devletin kurumlarını ve organlarını aşağılama suçundan bir soruşturma daha açılmıştır. Bu soruşturmalar yetkisizlikle Ankara’ya gönderilmiştir. Enes Hocaoğulları, hakkında açılan soruşturmaları bilmesine rağmen iş nedeniyle bulunduğu yurt dışından kendi isteğiyle dönmüş, ancak buna rağmen kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştır.
İfade özgürlüğü, yalnızca bireylerin düşüncelerini açıklamasından ibaret değildir, aynı zamanda toplumun bilgi edinme ve hakikati öğrenme hakkını da içerir. Birleşmiş Milletler (BM) Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ifade özgürlüğünü demokratik toplumun vazgeçilmez unsuru olarak güvence altına alır. İfade özgürlüğü, eleştirel görüşlerin dile getirilmesini, kamusal sorunların tartışılmasını ve gerektiğinde hak ihlallerinin ifşa edilmesini kapsar.
AİHM’in Handyside v. Birleşik Krallık kararında belirtildiği gibi kimi zaman rahatsız edici, şoke edici, toplumun önemli bir kesiminin karşı çıkacağı görüşler de ifade özgürlüğünün kapsamındadır. İnsan hakları savunucularının en önemli kullanım alanlarından biri olan ifade özgürlüğü, bilhassa ihlallerin görünürlük kazanması, kamu görevlilerinin uygulamalarını eleştirisi, sorumluluklarının hatırlanması bakımından özel bir işleve sahiptir. Böylelikle, toplumun haksız uygulamaları bilmesi ve yetkililerin insan hakları ihlallerinden geri durması, gerektiğinde sorumlular hakkında yaptırım uygulanması amaçlanır.
Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi (halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma), muğlak tanımıyla ifade özgürlüğünü kullanan herkes üzerinde bir baskı aracına dönüşmüştür. Bu madde, insan hakları avunucularının, gazetecilerin ve muhalif seslerin meşru faaliyetlerini engellemek ve cezalandırmak için giderek daha sık kullanılmaktadır. Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu), bu düzenlemenin demokratik toplumda gerekli olmadığını ve ifade özgürlüğüne orantısız bir müdahale oluşturduğunu tespit etmiştir.
Türkiye, tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler ve BM İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına İlişkin Bildirge uyarınca, insan hakları savunucularının güvenli bir ortamda çalışmasını sağlamakla yükümlüdür. Oysa, insan hakları savunucuları yargı tacizi, hedef gösterme, sosyal medya linçleri, keyfi gözaltılar ve tutuklamalarla susturulmaya çalışılmaktadır. Enes Hocaoğulları’nın tutuklanması bu baskı zincirinin yeni bir halkasıdır. Aynı zamanda yürütülen hedef gösterme kampanyasında nefret söylemiyle hedef alınan Enes Hocaoğulları, LGBTİ+ haklarını savunmanın kriminalize edilmeye çalışıldığı mevcut politik atmosferin bir yansımasıdır.
Biz aşağıda imzası bulunan insan hakları kurumları olarak:
- Enes Hocaoğulları’nın derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını,
- TCK 217/A başta olmak üzere ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelerin kaldırılmasını,
- BM İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına İlişkin Bildirge’nin gereklerinin yerine getirilmesini,
- İnsan hakları savunucularına yönelik tüm idari ve yargısal tacizlere derhal son verilmesini talep ediyoruz.
Ayrıca, insan hakları ve demokrasi değerlerinden yana olan herkesi sürecin yakın takipçisi olmaya ve Enes Hocaoğulları ile dayanışmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla,
İnsan Hakları Savunucuları Susturulamaz!
#ENESEÖZGÜRLÜK, #FREEDOM4ENES
Adalet İçin Hukukçular
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi
Eşit Haklar İzleme Derneği (EŞHİD)
Genç LGBTİ Derneği
Hak İnisiyatifi Derneği
Halkların Köprüsü Derneği
İMECE Dostluk ve Dayanışma Derneği
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi
İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD)
Özgürlük İçin Hukukçular (ÖHD) Derneği İzmir Şubesi
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Temsilciliği