BASINA VE KAMUOYUNA
Hatay’ın Dörtyol ilçesinde 15 Kasım 2025 tarihinde gerçekleştirilen ve kamuoyuna IŞİD’e yönelik bir operasyon kapsamında yansıtılan kolluk müdahalesi sırasında, Suriyeli mülteci Enes Gıyas Layla, ikamet ettiği dairede polis kurşunuyla yaşamını yitirmiştir.
Yapılan dava dosyası incelemesi, tanık beyanlarının değerlendirilmesi ve resmî belgelerin analizi; Enes Gıyas Layla’nın ölümünün bir operasyon kazası ya da meşru güç kullanımı sonucu meydana gelmediğini, yaşam hakkının ağır ve açık bir biçimde ihlal edildiğini ortaya koymaktadır.
DOSYA VE TANIK BEYANLARI IŞIĞINDA TESPİTLER
Soruşturma dosyasında yer alan arama ve yakalama tutanakları, olay yeri inceleme raporları, kriminal bulgular ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde;
- Operasyonun hedefindeki kişi ile Enes Gıyas Layla’nın ikamet ettiği dairenin farklı adresler olduğu,
- Enes Gıyas Layla’nın bulunduğu daire için geçerli bir arama kararının bulunmadığı,
- Evde kadınlar ve çocuklar bulunduğunun kolluk güçlerine açıkça bildirildiği,
- Enes Gıyas Layla’nın kolluk güçlerine yönelik aktif bir saldırısının bulunmadığı, elinde silah olduğuna ya da güvenlik güçleri açısından “açık ve yakın bir tehlike” oluşturduğuna dair somut bir bulgu olmadığı,
- Olay yeri incelemesinde tespit edilen mesafe ölçümleri ve fiziki bulguların, kolluk tarafından ileri sürülen “arbede sırasında silahın kazara ateş aldığı” iddiasını desteklemediği,
- Bina ve daire girişinde aydınlatmanın mevcut olduğunun tespit edilmesinin, olay anında ortamın karanlık olduğu yönündeki kolluk beyanlarıyla açık biçimde çeliştiği
tespit edilmiştir.
Dosyada yer alan tanık beyanları, Enes Gıyas Layla’nın kolluk güçlerinin evin içine girmesinden önce yalnızca içeride bulunan kadınların giyinmesine imkân verilmesini istediğini, bu talep dışında herhangi bir fiziksel direnç göstermediğini ortaya koymaktadır.
ETKİLİ SORUŞTURMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İHLALİ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, kolluk müdahalesi sonucu meydana gelen her ölüm olayı hakkında devlet; derhâl, bağımsız, tarafsız, kapsamlı ve kamu denetimine açık bir soruşturma yürütmekle yükümlüdür.
Ancak Enes Gıyas Layla’nın ölümüne ilişkin yürütülen süreçte;
- Günler boyunca kamuoyuna herhangi bir resmî açıklama yapılmamış,
- Kolluk beyanlarına öncelik tanınırken, olay anına doğrudan tanıklık eden aile bireylerinin anlatımları yeterli ağırlıkla değerlendirilmemiş,
- Öldürücü gücü kullanan kamu görevlisi hakkında tutuklama yoluna gidilmemiş,
- Operasyonu planlayan ve denetleyen kolluk amirleri hakkında etkili ve kapsamlı bir soruşturma yürütülmemiştir.
Bu durum, soruşturmanın etkisiz yürütüldüğüne ve cezasızlık riskinin oluştuğuna işaret etmektedir.

AYRIMCILIK VE KIRILGANLIK BOYUTU
Hayatını kaybeden Enes Gıyas Layla’nın Suriyeli bir mülteci olması, olayın aynı zamanda ayrımcılık yasağı ve kırılgan grupların korunması yükümlülüğü çerçevesinde değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Uluslararası insan hakları hukuku, mültecilere yönelik kolluk müdahalelerinde devletlere daha yüksek bir özen yükümlülüğü yüklemektedir.
Olayın ardından ailenin yaşadığı damgalanma, sosyal dışlanma ve güvenlik kaygıları, bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini göstermektedir.
TALEPLERİMİZ
- Enes Gıyas Layla’nın ölümüne ilişkin soruşturmanın etkili, bağımsız ve tarafsız biçimde yürütülmesini,
- Ateş eden polis memurunun tutuklu yargılanmasını,
- Operasyonda sorumluluğu bulunan tüm kolluk amirleri hakkında adlî ve idarî soruşturma açılmasını,
- Tanıkların ve aile bireylerinin güvenliğinin sağlanmasını,
- Kolluk operasyonlarının insan hakları standartlarına uygun hâle getirilmesini,
- Kamuoyunun şeffaf, doğru ve eksiksiz biçimde bilgilendirilmesini
talep ediyoruz.
CEZASIZLIK YAŞAM HAKKI İHLALLERİNİ SÜRDÜRÜR
Kolluk güçleri tarafından gerçekleştirilen ölümcül müdahalelerin cezasız bırakılması, yaşam hakkı ihlallerini yapısal hâle getirmektedir. Yaşam hakkı, hiçbir koşulda ihlal edilemeyecek, geri dönüşü olmayan bir haktır.
Bizler; kimliği, kökeni ya da hukuki statüsü ne olursa olsun herkesin yaşam hakkını savunmaya ve Enes Gıyas Layla’nın ölümüne ilişkin gerçeğin ortaya çıkarılması ve sorumluların hesap vermesi sağlanana kadar sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
İHD İskenderun Şube
İHD Hatay Şube
ÇHD Adana Şube
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)