MENÜ
ANA SAYFA
x

Seçmenin İradesine Yönelik Müdahaleden Vazgeçilmeli, Hakkari’nin Seçilmiş Belediye Başkanı Göreve İade Edilmeli!

BASIN AÇIKLAMASI
04.06.2024

Hakkari Belediyesi’ne Kayyum Atanması, Türkiye’de Serbest Seçimlerin Bir Demokrasi İlkesi Olmaktan, Seçme ve Seçilme Hakkının ise Temel Bir Yurttaşlık Hakkı Olmaktan Çıkarıldığının Bir Kez Daha Açıkça İlanıdır. İnsan Hakları ve Demokrasi Değerlerine, Halkın/Seçmenin İradesine Yönelik Bu Kabul Edilemez Müdahaleden Derhal Vazgeçilmeli, Hakkari’nin Seçilmiş Belediye Başkanı Göreve İade Edilmelidir. Bunu Talep Etmek, Hala Yurttaş Olmayı Sürdürebilmek İstiyorsak Hepimizin Görevidir…

4 Haziran 2024

Dün İçişleri Bakanlığı, 31 Mart 2024 Yerel Yönetim Seçimlerinde Hakkari’de seçmenin %48,92’sinin oylarını alarak Belediye Başkanı seçilen Mehmet Sıddık Akış’ı görevinden alarak, yerine Hakkari Valisi Ali Çelik’i belediye başkan vekili (kayyum) olarak atamıştır.

Kabul edilemez bu kayyum ataması, uzunca bir dönemdir serbest seçimlerin bir demokrasi ilkesi olmaktan, seçme ve seçilme hakkının ise temel bir yurttaşlık hakkı olmaktan çıkarıldığının bir kez daha açıkça ilanıdır.

2016 yılında OHAL ilanından bu yana Türkiye’de maalesef ayrımcı, kutuplaştırıcı, seçmen ve yurttaş iradesinin gaspına dayalı, hukukun üstünlüğü ilkesine, insan hakları ve demokrasi değerlerine tümüyle aykırı bir yerel yönetim rejimi hüküm sürmektedir.

Çünkü; söz konusu tarihten bu yana yapılan kayyum atamaları, birkaç münferit örnek haricinde, tümüyle Kürtlerin yoğun yaşadığı il ve ilçelerde, önce Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), şimdi ise Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) yönetiminde bulunan belediyelere yöneliktir.

Bu yerel yönetim rejimi halkın/seçmenin iradesinin gaspına dayalıdır. Çünkü bir demokrasinin ilk ve olmazsa olmaz şartı; eşit koşullarda tüm yurttaşların katılımına açık serbest seçimler olduğu kadar, bu seçimlerde tecelli eden yurttaş/seçmen iradesini tanımak ve ona saygı göstermektir. Oysa yıllardır siyasal iktidarın kayyumlar aracılığı ile yürütmekte olduğu yerel yönetim politikalarına/rejimine halk ve seçmenler iltifat etmemekte, tüm engellere ve baskılara rağmen iktidar partisinin adaylarını ısrarla tercih etmemektedir. Dolayısıyla halkın, seçmenin iradesine rağmen Hakkari Belediyesi’ne kayyum atama kararıyla seçme ve seçilme hakkı bir kez daha ağır biçimde ihlal edilmiş, birlikte yaşam iradesini güçlendirecek, yerelleşmiş ve katılımcı bir demokrasiye izin verilmeyeceği tüm topluma parmak sallanarak ilan edilmiştir. 

İçişleri Bakanlığı, Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın hakkında sürmekte olan bir dava ile soruşturma ve bu kapsamda geçmişte maruz kaldığı bir gözaltı işlemini kayyum atama gerekçesi olarak göstermiştir. Mehmet Sıddık Akış’ın bu hukuksal durumu yeni bir gelişme değildir. 31 Mart Yerel Yönetim Seçimleri öncesinde de söz konusudur. Görevi sadece seçimlerin genel yönetim ve denetimini yürütmekle sınırlı olmayan, aynı zamanda seçimler ile ilgili tüm iş ve işlemlerin yargısal denetimini de gerçekleştiren Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu durumu değerlendirmiş, Mehmet Sıddık Akış’ın seçilme hakkına yönelik herhangi bir kısıtlama getirmemiştir. Dolayısıyla, söz konusu gerekçeyle kayyum atanarak, Anayasanın 38. Maddesi’nde güvence altına alınan kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm giymedikçe kimsenin suçlanamayacağı kuralı, yani masumiyet karinesinden faydalanma hakkı açıkça ihlal edilmiştir.

Sonuç olarak; demokrasinin ve serbest seçimlerin içinin bu şekilde boşaltılıp adeta bir oyun haline getirilmesi, böylelikle hukukun üstünlüğü ilkesinin, insan hakları ve demokrasi değerlerinin tümüyle ayaklar altına alınması hiçbir şekilde kabul edilemez.

Siyasi iktidarı, derhal bu müdahaleden vazgeçmeye ve Hakkari’nin seçilmiş belediye başkanını göreve iade etmeye, insan hakları ve demokrasi değerlerinden yana herkesi de siyasi iktidarın bu müdahalesine itiraz etmeye davet ediyoruz: Çünkü halkın/seçmenin iradesine sahip çıkmak, barış, insan hakları ve demokrasi değerlerini korumak, yurttaş olmayı sürdürebilmek için herkesin görevidir.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)