20 Ocak 2022
Tüzel Kişiliği İle Kurucular Kurulu Üyemiz İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Onun Yaşamını İnsan Hakları Mücadelesine Adamış Eş Genel Başkanı Sevgili Öztürk Türkdoğan Yalnız Değildir. Yargısal Tacize Derhal Son Verilsin. İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına Dair Yükümlülükler Amasız ve Fakatsız Yerine Getirilsin.
Son dönemlerde insan hakları savunucularına yönelik baskılarda kaygı verici bir artış yaşanmaktadır. Başta Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi olmak üzere, insan hakları savunuculuğunu güvence altına alan uluslararası sözleşme ve belgelere karşın Türkiye’de insan hakları savunucuları, ihlallerinin önlenmesi ve insan haklarına yönelik saygının korunup geliştirilmesi adına yürüttükleri çalışmalar nedeniyle yargısal ve idari tacizlere, tehdit, hedef gösterme ve misillemelere maruz kalmaktadırlar.
Bunun en son örneği İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) Kurucular Kurulu Üyesi Sevgili Öztürk Türkdoğan hakkından açılan davalardır.
Sevgili Öztürk Türkdoğan, 1986 yılında kurulan, Türkiye’nin uluslararası saygınlığa sahip en köklü ve kitlesel insan hakları örgütü olan İHD’nin başkanlığını 2008 yılından bu yana, 14 yıldır kesintisiz olarak yürütmektedir. Geçtiğimiz yıl, 19 Mart 2021 tarihinde keyfi ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmış ve aynı gün ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Bu taciz, gerek ulusal gerekse uluslararası insan hakları ortamında büyük bir infiale yol açmıştı. Şimdi aynı keyfilik, hukuk dışılık ve taciz açılan davalar ile yeni bir boyut kazanmıştır.
Sevgili Öztürk Türkdoğan hakkında açılan bu davalar şöyledir:
- İHD Eş Genel Başkanı olarak temel hak ve özgürlüklerin korunması ve ihlalleri görünür kılmak amacıyla yaptığı farklı açıklamalar, TCK’nın 314/2. Maddesinde düzenlenen silahlı örgüt üyeliği suçu kapsamında değerlendirilerek hakkında Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştır. Bu davanın ilk duruşması 22 Şubat 2022 tarihinde saat 09.15’te görülecektir.
- 24 Nisan 2017 tarihinde İHD’nin internet sitesinde yayınlanan “Adalet ve Hakikat için Ermeni Soykırımı’nın İnkârına Son” başlıklı bildirinin Türk Ceza Kanunu’nun 301. Maddesinde düzenlenen Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçunu oluşturduğu gerekçesiyle hakkında Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştır. Bu davanın duruşma günü henüz belli değildir.
- 29 Haziran 2018 tarihinde İHD’nin internet sitesinde yayınlanan “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İlgili Zorunlu Açıklama” başlıklı yazıda yer alan ifadeler nedeniyle TCK’nın 125/3. Maddesinde düzenlenen hakaret suçu işlendiği gerekçesiyle hakkında 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştır. Bu davanın ilk duruşması ise 18 Şubat 2022 tarihinde saat 11.45’te görülecektir.
Sevgili Öztürk Türkdoğan’ın hakkında 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde silahlı örgüt üyeliğinden açılan davaya gerekçe oluşturan tüm açıklamalar insan hakları savunuculuğunun doğası gereği yapılmıştır. Bu açıklamaların içerdiği sorun ve konular, CPT gibi uluslararası kuruluşlar ve başta Adalet Bakanı olmak üzere yetkililerle de kapsamlı ve açık bir şekilde defalarca paylaşılmıştır.
- Asliye Ceza mahkemesinde açılan davanın gerekçesini oluşturan Ermeni Soykırımı’na dair ifadeler nedeniyle daha önce İHD MYK üyelerine yönelik başlatılan soruşturma için “suçun yasal unsurları” bulunmadığı gerekçesi ile Adalet Bakanlığı tarafından izin verilmemiştir. Şimdi ise aynı açıklamaya ilişkin soruşturma izni verilmesi ve dava açılması gerçekten düşündürücüdür.
Tüm bunların yanı sıra, sivil toplum örgütlerine ve siyasetçilere karşı tehdit, hakaret ve hedef gösterir içerikte açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında bu eylemlerinden dolayı hukuki işlem başlatılması gerekirken, eleştiri hakkı kapsamında yapılan açıklamalar nedeniyle İHD’nin Eş Genel Başkanı olarak Öztürk Türkdoğan hakkında dava açılması, demokratik hukuk devleti ilkeler açısından kabul edilebilir değildir.
Açılan tüm bu zorlama davalar hukukun siyasal iktidar tarafından nasıl bir baskı aracına dönüştürüldüğünün açık bir ifadesidir. Daha da vahimi ise 1990’lı yıllardan sonra ilk kez eş genel başkanı şahsında İHD’nin bu denli ağır bir yargısal taciz ile karşı karşıya bırakılmış olmasıdır. Aslında bu, Öztürk Türkdoğan ve İHD üzerinden tüm insan hakları hareketini ve savunuculuk faaliyetlerini baskı altına alma çabasıdır. Türkiye insan hakları hareketi, bu taciz ve baskılara hiçbir şekilde boyun eğmeyecektir.
Eş genel başkanımız ve kurucular kurulu üyemiz, yaşamını insan hakları mücadelesine adamış sevgili Öztürk Türkdoğan ve tüzel kişiliği ile kurucumuz İHD yalnız değildir. Açılan davaların tümü derhal beraat ile sonuçlandırılmalı ve siyasal iktidar, başta BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme ve belgelerde belirtilen insan hakları savunucularının korunmasıyla ilgili tüm yükümlülükleri amasız ve fakatsız yerine getirmelidir.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı