09.02.2021
İyi hekimlik ve insan hakları savunuculuğu yargılanamaz. Arkadaşımız, vakfımızın gönüllüsü, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’e özgürlük ve tüm insan hakları savunucularına adalet…
Arkadaşımız, dostumuz, vakfımızın gönüllüsü, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp, 20 Kasım 2020 tarihinden beri haksız ve hukuksuz bir şekilde tutukludur.
Dr. Şeyhmus Gökalp, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik bir soruşturma kapsamında, aralarında TİHV Diyarbakır Temsilciliği çalışanı Sosyal Hizmet Uzmanı Serkan Delidere’nin de olduğu çok sayıda insan hakları savunucusu, avukat, siyasetçi; meslek odası, sendika ve dernek üye ve yöneticisi ile birlikte 20 Kasım 2020 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alınmış ve 23 Kasım 2020 tarihinde tutuklanmıştı.
Tutuklamanın kabul edilemez iki gerekçesi bulunmaktaydı. Bunlar, gerçekleştirildiği tarihte yasallığı tartışılmayan bir platformun toplantısına katıldığı iddiası ile teslim olduktan üç yıl sonra 26 Mart 2019’da birçok hekim hakkında olduğu gibi, Dr. Şeyhmus Gökalp hakkında da ifade veren bir “itirafçının” gerçeklerle hiçbir şeklide uyumlu olmayan soyut iddiaları idi.
Bu iddialar dayanaksız ve keyfidir. Çünkü Dr. Şeyhmus Gökalp, söz konusu platformun toplantısına katılmadığını ısrarla belirtmiştir ve soruşturmayı yürütenler tarafından bu beyanının aksini gösterir, görüntü, ses kaydı vb. hiçbir kanıt ileri sürülememiştir. Diğer yandan bir sağlık personeli olan “itirafçıyı” tanımadığını, onunla hiç çalışmadığını belirten Dr. Gökalp, söz konusu kişinin beyanlarının gerçekle ilgisi olmadığını resmi kurum belgelerine dayalı olarak açıkça ortaya koymuştur. Tüm bunlara karşın, 2014-2018 döneminde TTB Merkez Konseyi üyeliği yapmış, iş ve ev adresi belli, toplum tarafından çok iyi tanınan, seçkin ve saygın bir hekim olan Dr. Gökalp hakkında –üstelik tutuklamanın ancak çok zorunlu hallerde uygulanacak geçici tedbir niteliğine rağmen– yine de tutuklama kararı verilmiştir.
Özellikle itirafçı tanığın iddialarının değersiz ve dayanaksız olduğu gerçeğinin altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Zira bu tür “itirafçı” ifadelerinin hiç bir kanıt değeri taşımadığına dair Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin çok sayıda karar ve içtihadı bulunmaktadır.
Dr. Şeyhmus Gökalp ve birlikte gözaltına alındığı diğer hak savunucuları hakkında açılan davanın ilk duruşması 10 Şubat 2021 Çarşamba günü Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 14.00’te görülecektir.
İnsanın haklarıyla var olduğuna ve iyi bir hekim olmanın ise iyi bir insan olmaktan geçtiğine inanan Dr. Şeyhmus Gökalp, insan hakları, barış ve demokrasiye olan inancı tutku düzeyine varan bir hekimdir. Hekimliğin etik ilkelerini insan hakları değerleri ile bütünleştirerek her koşulda toplumun haklarını ve sağlığını korumayı amaç edinmiştir. Bilgi ve donanımıyla olağanüstü koşullar ve afet durumlarında gerekeni en iyi şekilde yapabilen öncü hekimlerden biridir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişidir. Yıllardır da vakfımızın Diyarbakır Temsilciliği’nin bir gönüllüsü olarak işkence görenlerin tedavi ve rehabilitasyonu çalışmalarına destek olmaktadır.
Dr. Seyhmuz Gökalp’e reva görülen bu haksızlığa ve hukuksuzluğa tepki gösteren Dünya Tabipler Birliği (WMA), Avrupa Hekimler Daimi Komitesi, İşkence Mağdurları Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi (IRCT), Dünya İşkence İle Mücadele Örgütü (OMCT) ve Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) gibi sağlık ve insan hakları alanında faaliyet yürüten uluslararası kuruluşlar açıklamalar yaparak, yetkililere mektuplar göndererek kaygılarını dile getirmişler ve Dr. Gökalp’in ve tüm insan hakları savunucularının serbest bırakılıp fiziksel dokunulmazlıkları ile psikolojik sağlıklarının korunmasını, yargı düzeyindeki her türlü haksızlığa son verilmesini, Terörle Mücadele Yasası’nın muhalefeti susturma ve insan hakları faaliyetlerini baskı altına almasının bir aracı olarak kullanılmasının sonlandırılmasını, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucuları Bildirgesi’nin tüm hükümlerine ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası belgelere uygun hareket edilmesini istemişlerdir.
Biz de bu kaygı ve taleplere katılıyor ve hayatı boyunca “iyi hekimlik” değerleri ışığında ihtiyaç duyulan her alanda emek vermekten ve fedakârlık göstermekten hiç kaçınmayan Dr. Şeyhmus Gökalp’in haksız ve hukuksuz tutukluluğunun son bulmasını, onun ve diğer tüm insan hakları savunucularının hakkında derhal beraat kararı verilerek bu davanın düşürülmesini, böylelikle adaletin tesis edilmesini talep ediyoruz.
İyi hekimlik ve insan hakları savunuculuğu yargılanamaz…
Dr. Şeyhmus Gökalp’e özgürlük ve tüm insan hakları savunucularına adalet…
Türkiye İnsan Hakları Vakfı