Basına ve Kamu Oyuna
Etnik ve dinsel dinamiklerin yanı sıra emperyalist devletlerin ve aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı bölge devletlerinin hesap ve politikaları sonucu beslenip büyüyen IŞİD adlı radikal dinci örgütün son aylarda Irak’ta ve Suriye’de Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde yaşayan farklı halklara ve inançlara yönelik saldırılarında kaygı verici bir tırmanış yaşanmaktadır.
IŞİD’in kendinden olmayan hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan insanlık dışı vahşeti ve gerçekleştirdiği toplu cinayetler/katliamlar sonucu savaş koşullarında yaşanabileceklerin çok ötesinde ağır insan hakları ihlalleri yaşanmaktadır.
IŞİD’in en son olarak Rojava’nın Türkiye sınırına çok yakın olan Kobanê Kantonu’na yönelik başlattığı kuşatma ve saldırılar bugün itibariyle 24. gününe girdi.
Başından beri bu saldırılara karşı kapsamlı bir direniş gösteren PYD/ YPG güçleri tarafından önceki gün Kobanê’ye çok yaklaşan hatta kenar mahallelerine giren IŞİD’in kenti ele geçirmesi halinde büyük bir sivil katliamın yaşanabileceği ifade edildi.
Bu gelişme üzerine Kobanê Direnişi’ne destek amacıyla 6 Ekim 2014 tarihinden itibaren tüm Türkiye çapında sokak eylemleri başladı. Eylemler devam ederken Hizbullah Örgütü’ne yakın bir internet sitesinden sempatizanlarına saldırıya uğramaları halinde ne gerekiyorsa yapmaları çağrısı yapıldı.[1]
Söz konusu çağrı üzerine silahlanan ve HÜDA-PAR üyesi oldukları ileri sürülen maskeli sivil kişiler birçok kent merkezinde göstericilere ateş açtı. Silahlı saldırıların düzenlenmesi ve kolluk kuvvetlerinin saldırganlara yönelik bir müdahalede bulunmaması üzerine KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından 7 Ekim 2014 tarihinde IŞİD, Hizbullah, HÜDA-PAR gibi örgütlerin silahlı saldırılarına karşılık verilmesi çağrısında bulunuldu.[2]
Tüm bu gelişmeler nedeniyle 7 Ekim 2014 tarihinde Kobanê ile dayanışma ve destek için düzenlenen tüm eylemler polisin, jandarmanın saldırısıyla karşılaştı. Geçici köy korucularının da kolluk kuvvetleriyle birlikte hareket ettiği bu saldırılarda maskeli sivil kişiler de yer alarak göstericilere yönelik katliam girişiminde bulunuldu.
6 Ekim 2014’te başlayan ve 7 Ekim 2014’te devam eden Kobanê Direnişi’ne destek eylemlerine yönelik doğrudan göstericilerin hedef alınarak gerçek mermili silahların ateşlendiği müdahale ve saldırılar sonucu edinilen bilgilere göre 19 kişi yaşamını yitirdi. Çok sayıda kişi de yaralandı. Bu sayıların daha da artmasından kaygı duyulmakta. Ayrıca aralarında çocuklarında olduğu çok sayıda kişi de gözaltına alındı.
Bu gelişmelerin ardından Valilikler Diyarbakır, Mardin, Van, Siirt, Muş ve Batman’da ve bu illerin bazı ilçelerinde 8 Ekim 2014 sabahına kadar sokağa çıkma yasağı ilan etti. Diyarbakır’da yasağın ise 9 Ekim 2014 sabahına kadar uzatıldığı öğrenildi.
TİHV olarak başta yaşam hakkı, işkence yasağı, toplantı ve gösteri özgürlüğü olmak üzere ağır insan haklarına yol açan bu gelişmelerden büyük bir kaygı duymaktayız. Özellikle göstericilere yönelik güvenlik güçlerinin başvurduğu aşırı/orantısız şiddet ve güvenlik güçleri ile hareket eden sivil kişilerin varlığı kaygılarımızı daha da arttırmaktadır.
Demokrasimizin sorunlarını aşmada ve kamusal/siyasal alanın gelişmesinde önemli bir imkân yaratan barış ve çatışmasızlık ortamına büyük zarar veren bu şiddet sarmalına derhal son verilmelidir. Olağanüstü hal uygulamaları ve şiddet sorunların çözümü için bir yol değildir. Başta hükümet yetkilileri olmak üzere herkesi duyarlı ve sorumlu olmaya davet ediyoruz.
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI
[1] http://huseynisevda.biz/news.php?readmore=1333
[2] KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı