Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin pek çok kararında vurguladığı üzere Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin diğer pek çok maddesinin yanı sıra işkence yasağı başlıklı üçüncü maddesinin de ihlaline sebep verir.
Siyasi iktidarın bu anlamda başta 2015’ten beri İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşüne olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinde uzun yıllardır LGBTİ+’ların her türlü barışçıl eylem ve etkinliklerine yönelik tavrı ve özellikle son zamanlarda gökkuşağı bayrağına yönelik keyfi müdahale ve gözaltılar ifade, toplanma, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerinin yanı sıra işkence yasağının da açık ihlalidir. TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre sadece 2020 yılında kadınlar ve LGBTİ+’lar tarafından yapılmak istenen en az 18 toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu en az 164 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalarak gözaltına alınmıştır.
Bu anlamda siyasi iktidara, Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerini bir kez daha hatırlatarak LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık, nefret ve şiddet içeren tutum ve davranışlardan vazgeçmesi çağrısını yineliyoruz.
LGBTİ+ Onur Haftası kutlu olsun!
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)
Fotoğraf: Jose Pablo Garcia / Unsplash