MENÜ
ANA SAYFA
x

Star ve Bugün Gazetelerinde Yer Alan Haber Üzerine Zorunlu Bir Açıklama

BASIN AÇIKLAMASI
25.07.2013

Son birkaç günde kimi basın ve yayın organlarında “Bir Gezi yalanı daha manşetten düştü” benzeri başlıklarla İzmir’de bir sendika üyesinin 5 Haziran 2013 tarihinde “Gezi Parkı olayları” sırasında polis tarafından kaçırılıp işkence gördüğü iddialarının yalan olduğuna dair haberler yer almıştır.  Söz konusu basın ve yayın organlarında olayın içeriğine/oluş biçimine doğrudan yer verilirken, bazılarında ise bu olayın Vakfımız tarafından hazırlanan ve 26 Haziran 2013 günü kamuoyu ile paylaşılan “İSTANBUL TAKSİM GEZİ PARKI OLAYLARI SIRASINDA YAŞANAN KOLLUK KUVVETLERİ ŞİDDETİ VE BAŞTA İŞKENCE OLMAK ÜZERE HAK İHLALLERİNE DAİR ÖN RAPOR”  başlıklı raporda yer almış olması da konu edilmektedir.

Vakfımız, kurulduğu yıldan bu yana iki ana temelde çalışmalarını yürütmektedir. Bunlardan ilki ve esas olanı işkence gören kişilere yönelik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti ve işkencenin tıbbi belgelenmesi çalışmasıdır. Diğeri ise ülkemizde gerçekleşen insan hakları ihlallerini izleme ve raporlama çalışmasıdır. İki dilde hazırlanan günlük ve yıllık insan hakları ihlalleri raporları her gün düzenli olarak 40’ya yakın gazete ve çok sayıda haber ajansı ve internet sitesinin taranması sonucunda hak ihlallerine yönelik elde edilen bilgi ve haberlerin, mutlaka başka kaynaklarca da teyit edilmesi sonucu hazırlanmaktadır.

Yukarıda değinilen Taksim Gezi Parkı olayları sürecindeki insan hakları ihlallerine yönelik “Ön Rapor” da bu yöntemle hazırlanmıştır.

İzmir’deki söz konusu sendika üyesinin işkence gördüğü haberinin basında ayrıntılı biçimde yer alması üzerine hemen basın açıklamasını yapan ilgili sendikanın yöneticisi aranmış olayın ayrıntıları sorularak teyit edilmesi istenmiştir. Sendika yetkilileri de, üyelerinin anlattığı öykünün inandırıcı olduğunu, darp izlerinin görünür olduğunu, bir sağlık kurumunca verilmiş raporunun bulunduğunu ve konuyu sendika avukatı ile de değerlendirip suç duyurusunda bulunacaklarını belirtmiştir. Bu teyit, polisin Gezi Parkı olaylarında uyguladığı şiddete yeni ve vahim bir boyut katan söz konusu olayın Ön Rapor’umuzda yer alması için yeterli olmuştur.

Zaten söz konusu ‘Rapor’umuzun ilgili bölümü basından ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının açıklama ve raporlarından yararlanılarak/alıntılanarak hazırlanmıştır.  Ayrıca, o güne kadar Vakfımız tedavi merkezlerine tıbbi rapor almak ve/veya tedavi olmak için başvuran polis şiddeti mağduru 169 kişiye ait tıbbi verilere ise hiçbir şekilde kişilerin özgün öykülerine ve isimlere yer vermeksizin “ruhsuz sayısal veriler” olarak ‘Ön Rapor’umuzda yer almıştır. Bahsi geçen sendika üyesi tarafımızdan doğrudan tıbbi olarak değerlendirilmediği için bu sayının içinde hiçbir şekilde yer almamış, kendisi ile ilgili olarak TİHV tarafından herhangi bir “tıbbi belgeleme/rapor” hazırlanmamıştır.

Gerek söz konusu sendika üyesinin işkence iddialarının gerçeklik taşımadığı haberinin veriliş biçimi, gerekse Vakfımızın adının bu haberlerde yanlış ve imalı bir şekilde yer verilmesi açıkça bir kötü niyet ifadesidir. Gezi Parkı olayları boyunca yaşananları doğru, yansız ve objektif olarak aktarmayan hatta sesiz kalmayı ve kimi zamanda olayları manipüle etmeyi seçen “Star” ve “Bugün” gazeteleri gibi kimi basın organları bu son olayla bir kez daha polis şiddetini ve yaşanan hak ihlallerini mazur gösterme/örtbas etme/meşrulaştırma çabası içerisine girmiştir. Oysa ülke çapında “resmi verilere göre” milyonlarca yurttaşın katılımıyla gerçekleşen Taksim Gezi Parkı Protestolarında polisin binlerce insana yönelik vahşet ve işkence boyutundaki saldırısı tüm ülkenin tanıklığında gerçekleşmiştir. Nitekim bu süreçte 6 kişi yaşamını yitirmiş,  Türk Tabipleri Birliği’nin verilerine göre 8 binden fazla kişi yaralanmış, binlerce insan işkence ve kötü muamele görmüştür. Gezi Parkı sürecinde Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na tedavi ve tıbbi belgeleme/rapor için başvuran bugün itibari ile 277 işkence ve kötü muameleye maruz kalan insanın tıbbi değerlendirmeleri de bu vahşetin özel bir kanıtıdır. Hatırlatmak isteriz ki, büyük çoğunluğunun ilk bir ay içinde gerçekleşen bu denli yüksek sayıda başvuru sayısı 1990 yılında kurulan TİHV’in tarihinde görülmemiştir. Bu inanılması güç olağanüstü bir gerçekliktir. Bu bakımdan önümüzdeki günlerde karşımıza benzeri yeni yanıltıcı vakalar çıksa bile binlerce insanın işkence boyutuna varmış polis şiddetine maruz kaldığı gerçeğini ortadan kaldırmayacaktır.

Biz de TİHV olarak, önümüze çıkarılan her türlü engele karşın işkencesiz bir Türkiye ve dünyaya ulaşasıya kadar işkence ve kötü muamelenin tıbbi raporlandırılması ve belgelendirilmesi, işkence görenlerin tedavi ve rehabilitasyonu çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceğiz. Saygılarımızla bilgilerinize sunarız.

 

Türkiye İnsan Hakları Vakfı