MENÜ
ANA SAYFA
x

Suruç’ta SGDF’ye Yönelik Saldırıya Dair Açıklama

BASIN AÇIKLAMASI
21.07.2015

         21.07.2015

Dün  saat 11:50 sularında Urfa’nın Suruç İlçesi Amara Kültür Merkezi önündeki çay bahçesinde, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) mensuplarının ‘Kobanê’nin yeniden inşası’ konusunda yaptığı basın açıklaması sırada, bombalı saldırı sonucu 32 kişi hayatını kaybederken, 40’ı ağır olmak üzere 100’den fazla kişi de yaralandı.

Böylesine acımasız bir katliama uğrayan silahsız, sivil gencin orada bulunmalarının nedeni Kobanê halkına ilaç, yardım ve çocuklara oyuncak ulaştırmak, bir hatıra ormanı kurmak, bir müze yapmaktı…

Göz göre göre gerçekleşen bu katliamın asli sorumlusu, yakın bir süre önce, özellikle de 7 Haziran Genel Seçimler sürecinde yaşanan benzer saldırılardan yeterince ders çıkarmayan, etkin ve şeffaf biçimde soruşturma yapmayan ve gerekli önlemleri almayan siyasal iktidardır. Çünkü yurttaşların en temel hakkı olan yaşam hakkının korunması devletlerin ve hükümetlerin mutlak olarak sorumluluğu altındadır.

Oysa bugün uluslararası insan hakları örgütleri başta olmak üzere, insanlığın huzur ve esenliği için çaba harcayan tüm kurum ve organizasyonlarının belgelerinde açıkça belirtildiği gibi; Suriye’de yaşanmakta olan iç savaşın yol açtığı kargaşa ve kaos ortamından beslenip büyüyen IŞİD gibi çağdışı dinci terör örgütlenmelerine en büyük lojistik destek Türkiye’nin denetimsiz sınırlarından sağlanmaktadır.

Uluslararası toplumun baskıları sonucu son dönemlerde bazı önlemlerin alındığı ifade edilse de Türkiye’nin bugüne kadar sürdürdüğü yanlış Suriye politikaları son aylarda ülkemizi de kıskacına alan terör sarmalının asli nedenlerinden biridir.

Bu saldırıya karşı gerekli ve yeterli önlemlerin alınmamasının yanı sıra, parçalanmış bedenleri toparlamaya çalışanların üzerine biber gazıyla saldırılması, değişik illerde Suruç katliamına karşı yükselen demokratik tepkilere polis şiddeti ile karşılık verilmesi Türkiye’nin Devlet politikasının neye karşı, kimin yanında durduğunun açık bir ifadesi olmuştur.

Kendi sınırları içinde kendi halkına yönelik insanlık dışı bir gücün katliamları karşısında, bu güçlerin adını bile ağzına almaktan imtina ederken öte yandan katliam karşısında demokratik tepkileriyle ayağa kalkanlara saldıran bir Devlet’imiz’ olduğu kez daha görülmüştür.

Hiçbir gerekçe sivil ve silahsız insanların hedef alınmasını meşru gösteremez. Bu insanlık dışı ve alçakça saldırıyı lanetliyoruz. Saldırıda yaşamını yitirenleri unutmayacağız. Yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.

Demokrasi, İnsan hakları, barış ve özgürlükler adına bir kez daha sesleniyoruz; şiddetin değil, demokratik hak ve özgürlüklerin sınırlarının genişletildiği, Türkiye’yi savaşın bir tarafı haline getiren hükümet politikaların terk edildiği, savaş ve şiddet yanlısı politikalar yerine barışın ve adaletin egemen olduğu bir yaşam ve toplum istiyoruz.

Suruç katliamının sorumluları yargı önüne çıkartılmalıdır!

Bir daha asla bu tür acıların yaşanmaması ve bugüne kadar yaşananların da gün yüzüne çıkartılması için öncelikle İnsan hakları hukukunun temel alındığı demokratik bir anayasa temelinde ve insanı merkezine alan adımlar acilen atılmalıdır.

En kısa sürede Adalet ve hakikat komisyonları kurularak tüm katliamlar, kayıp ve faili meçhul dosyaları adil olarak soruşturulmalı ve sorumluları yargı önüne çıkarılmalıdır.

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI