MENÜ
ANA SAYFA
x

“Belirsizlik Rejiminde Belirli Olan Bir Şey Var: Barış İrademiz”

01.12.2023

Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şubesi’nde bir araya gelen Barış Akademisyenleri, kimi göreve iade kararlarına rağmen sürecin devam ettiğine dikkat çektiler. “Tüm arkadaşlarımız iade edilene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dediler. TİHV Yönetim Kurulu üyesi, Barış Akademisyeni Prof. Dr. Nilgün Toker, “Bu belirsizlik rejiminde, belirli olan bir şey var. Bizim barış irademiz hala net ve burada durmaktadır” diye konuştu.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir 3’Nolu (Üniversiteler) Şubesi, göreve iade edilen ve yargı süreci devam eden Barış Akademisyenleri’nin durumuna ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Şube binasında düzenlenen basın toplantısına Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nden ihraç edilmelerinin ardından bir kısmı geçtiğimiz günlerde göreve iade edilen akademisyenler ve avukatları ile TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci ve kendisi de Barış Akademisyeni olan Vakfın Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Nilgün Toker katıldı.
Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Lülüfer Körükmez, kamuoyunda Barış Akademisyenleri’nin görevlerine iade edildikleri yönünde bir kanı olduğunu, ancak bunun gerçeği yansıtmadığını belirtti. Körükmez, her ne kadar mahkemelerden olumlu kararlar çıkabilse de iade kararlarının ardından istinaf süreci ve yürütmeyi durdurma yoluyla akademisyenleri üniversiteden uzaklaştırma girişimlerinin devam ettiğine dikkat çekti.

ÜNİVERSİTE YÖNETİMLERİ MAHKEME KARARLARINA DİRENİYOR

Hukuki sürece dair bilgi veren avukat Arif Ali Cangı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) OHAL Komisyonu’nu etkili iç hukuki yol olarak kabul etmesinin süreci bir kangrene dönüştürdüğünü ifade etti. Avukat Ayşe Gökalp de, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde göreve iade edilen akademisyenlerin çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya bırakıldığını belirterek, “Mahkeme kararlarına direnen üniversite idareleri olduğunu görüyoruz” dedi.

 

“ÜNİVERSİTELERE DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRİLDİ”

Geçtiğimiz günlerde göreve iade edilen Serdar Tekin, Türkiye’de geçtiğimiz 8 yılda yaşananların üniversite kurumuna bir tür “deli gömleği” giydirilmesiyle sonuçlandığını belirterek, “Birinci görevimiz bu ortama uyum sağlamamaktır. Birinci görevimiz doğruya doğru, yanlışa yanlış demektir. Zulme zulüm şiddete şiddet, barışa barış demektir” diye konuştu.

 

“NET OLAN ŞEY BİZİM BARIŞ İRADEMİZ”

Aynı zamanda TİHV Yönetim Kurulu üyesi olan Prof. Dr. Nilgün Toker, “Biz, bu mesele bitmedi diyoruz. Bu mesele sadece göreve iadeyle de bitmiyor. Belirsizlik yaratma kapasitesi güçlü olan bu devlet, bu yeni rejim, her noktada belirsizlik yaratmaya devam ediyor. Yani ne iade olanın ne ret olanın, ne yürütmeyi durdurma alanın ne onay alanın, hiç kimsenin durumu belli değil. Ama belirli olan bir şey var. Bizim barış irademiz hala net ve burada durmaktadır” dedi.

 

“DAYANIŞMAMIZ SONSUZ”

TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci de, “Barış Akademisyenleri ve hepimiz haklılığımızı barışa, demokrasiye ve insan haklarına olan inancımızdan, bu saydığım kavramların ilkelerinin yol göstericiliğine uygun bir şekilde hareket ediyor olmamızdan alıyoruz. Gücümüzü bu dayanışmadan alıyoruz. Dolayısıyla bu güç ile, bu belirsizlik rejimine, bu adaletsiz hukuksuzluk rejimine direnmeye devam edeceğiz. Dayanışmamız sonsuz” diye konuştu.