20 Haziran tarihinde onu ve Erol Önderoğlu ile Ahmet Nesin’i hapsederek Şebnem Hocamızın, dolayısıyla Vakfımızın ve topyekun bir insan hakları mücadelesinin sesini hapsedebileceklerini sananlara inat o, tanıklık ettikleri ve kendi deyimiyle yeni öğrendiklerini yazmaya, Hapishane Günlükleri ile sesini duyurmaya devam ediyor:
“Bilmediğimiz, tanımadığımız ve anlamadığımız şeylerden nefret ediyoruz. O zaman yapılacak olan birbirimizin sesini en yaygın biçimde duyabileceğimiz ortamlar yaratmak. Kendimizi anlatmak, herkesin kendisini anlatmasını teşvik etmek ve anlatılanları can kulağı ile dinlemek. Evlerde, okullarda, işte, sokakta, her yerde!”