28 Mart 2015 Cumartesi günü İstanbul’da Galatasaray Meydanı’nda ve 1 Nisan 2015 Çarşamba günü Ankara’da Sosyal Güvenlik Kurumu önünde gerçekleştirdikleri basın açıklamalarıyla TİHV’in yanında olan Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi’ne sonsuz teşekkürlerimizle! Mücadelemiz dayanışmanızda büyüyor.
TİHV’in Yanındayız! Yanında olmak zorundayız!
Gezi direnişi sonrası direniş sırasında yaralananları tedavi ettiği için TİHV’e 130 bin lira para cezası kesildi. Bu para cezasını kesenler, söylediğimiz açıklıkta bir iddianame hazırlamadılar. Ankara’da başka bir işyeriyle birlikte TİHV’de yarı zamanlı çalışan bir arkadaşı, belgeler aksini gösterse de TİHV’de 30 gün çalışıyor diye gösterilerek, para cezası kestiler.
Açıkcası böylesine komik ve saçma bir gerekçeyle para cezası kesmelerinin altında yatan gerçek neden, TİHV’in Gezi direnişi sırasında, bütün siyasal argümanlar bir yana, onların unuttuğu, hatta hiç bilmediği, bir şeyi yapmalarıdır: İnsanlık!
Doktorluk etiğinden daha güçlü bir durum var: İnsan olan, yaralı bir insana yardım eder. Berkin Elvan gibi 14’ünde bir çocuğu katleden, tetikçilere emri ben verdim diyen bugünün saraylıları ne doktorluk etiğini ne de insanlığı bilirler. Bu yüzden TİHV’e yönelik bu saldırıları, bir anlamda eşyanın doğası gereğidir.
Bugün onlar niye saldırıyor diye değil, biz ne yapmalıyız diye düşünmeliyiz.
Gezi sırasında saldıran ve saldıranlara emir verenlerin amacı Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na ilk elde para cezasıyla saldırmak. İnsan hakları savunucularını idari, cezai veya mali taciz ve tehditlere maruz bırakmaktır.
TİHV bu para cezasını ödemeyeceklerini, söyleyerek, saldırı karşısındaki duruşunu net olarak ifade etti. Özellikle bu onurlu duruşu TİHV’i daha çok saldırı hedefi haline getiriyor. Herkes bilmeli ki bu saldırı, TİHV şahsında bütün devrimci, demokratik güçleredir. TİHV’le dayanışma içinde, bu onurlu duruşunun arkasında duruyoruz, işkencecileri kamuoyunda mahkum ediyoruz!
Öte yandan biz ölüm orucu gazileri için TİHV çok özel bir yerde duruyor. Biz direnişteyken, hapishanelere B1 vitamini bulup göndermekte TİHV’ in azımsanmayacak payı olmuştu. Tahliye olduktan sonra, tedavi sürecimizin hemen her adımını TİHV’le birlikte, hatta çoğu zaman TİHV sayesinde attık. TİHV çalışanları dostumuz oldu. Öyle ki neredeyse bir bütün olarak TİHV dostumuz diyebiliriz. Ki böyle olmasının tedavi oluşumuzda önemli bir payı oldu.
İşkence ve sıklıkla karşılaştığımız saldırılar sonrasında TİHV’i hep yanımızda bulduk. Gezi’de de TİHV yanımızdaydı. Şimdi de biz TİHV’in yanında olmak zorundayız. Bu, hem siyasi hem insani bir zorunluluk.
Biz, Çeliğe su verenlerle el ele çalışanları açıklıyoruz ki, TİHV’in yanındayız. Tüm dostları da TİHV’in yanında olmaya davet ediyoruz.
Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi