Türkiye İnsan Hakları Vakfı Dokümantasyon Merkezi[1][2][3][4]
1 Nisan 2013 Günlük İnsan Hakları Raporu
(04/001) Turgut Özal Soruşturması…
- Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 17 Nisan 1993’teki ölümüyle ilgili soruşturmanın 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına 17 gün kala 31 Mart 2013’te, ilk kez bir “şüpheli” ifadesine başvuruldu. Ergenekon ve Zirve Yayınevi davalarının tutuklu sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında “şüpheli” sıfatıyla ifade verdi. Gelişmeyle birlikte soruşturmadaki 20 yıllık zamanaşımı süresi de 10 yıl daha uzamış oldu.
(04/002) İlköğretim Okulunda Şiddet…
İstanbul’un Silivri İlçesi’nde Hasan Özvarnalı İlköğretim Okulu öğrencisi E.M.’nin (9) öğretmeni C.Ö.K. tarafından dövüldüğü, E.M.’nin vücudunda oluşan darba bağlı morluklar oluştuğu ve E.M.’ye “darp” raporu verildiği 1 Nisan 2013’te öğrenildi.
(04/003) Mahir Zorbey Demirkaya Davası…
Aydın’da 4 Mart 2012’de “yaşı küçük çocuğu alıkoyduğu” gerekçesiyle gözaltına alınarak götürüldüğü Efeler Polis Karakolu’nda hakkında asker firarisi olduğu gerekçesiyle kesinleşmiş hapis cezasının bulunduğu ortaya çıkan Mahir Zorbey Demirkaya (21), götürüldüğü adliye çıkışında kaçmak istemesi üzerine kendisine açılan ateş sonucu kurşunlardan birinin başına isabet etmesi nedeniyle ağır yaralı halde kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Aydın Emniyet Müdürlüğü, ayağı yere takılan İnfaz Büro Amirliği’nde görevli polis memuru M.S.’nin (44) yere düşmesi sonucu ateş alan tabancasından çıkan kurşunun Mahir Zorbey Demirkaya’nın başına isabet ettiğini iddia etmiş, açığa alınan polis memuru gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. M.S.’nin serbest bırakılmasına dair karara bir üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu M.S. 6 Mart 2012’de tutuklanmıştı.
Sanık polis memuru M.S.’nin yargılanamasına 9 Mayıs 2012’de Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanmış, duruşmada söz alan M.S., ayağının takıldığı için yere düştüğünü o sırada silahının ateş aldığını iddia ederek Mahir Zorbey Demirkaya’yı öldürme kastının olmadığını ve olay nedeniyle pişman olduğunu söylemişti.
Sanık polis memurunun ifadesini alan mahkeme heyeti ise, tutuklu bulunduğu süreyi göz önünde bulundurarak M.S.’nin tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesine ve sanığın savunması doğrultusunda dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek “atışların düşme sırasında dengenin bozulması üzerine” meydana gelip gelmediğinin belirlenmesine karar vermişti.
- İhtisas Kurulu’nun 16 Ocak 2013’te hazırladığı rapor 21 Mart 2013’te dosyaya girdi. Raporda, “atışların düşme sırasında dengenin bozulması ve düşme sonrası kontrolsüz olarak silahın kendiliğinden ateş almasının mümkün olmadığı, en az iki kez tetiğe kuvvet uygulamış olduğu oybirliğiyle mütalaa olunur” denildi.
Demirkaya ailesinin özel başvurusu üzerine İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Nadir Arıcan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Yrd. Doç. Dr. İsmail Özgür Can tarafından 20 Eylül 2012’de hazırlanan bilirkişi raporunda da “atışların düşme sırasında dengenin bozulması ve kontrolsüz olarak silahın kendiliğinden ateşlenmesi sonucu meydana gelmeyeceği” ifade edildiği 1 Nisan 2013’te öğrenildi.
[1] Dokümantasyon Merkezi’nin hak ihlali raporu kesinleşmediği ölçüde iddiadır, ihlal iddiası yargı kararları dahil olmak üzere Dokümantasyon Merkezi’nin derinlikli araştırmaları sonucu ya kesinleşerek veri olur veya hak ihlali bilânçosundan çıkarılır.
[2] E-posta grubuna üye olmak için: eozer@tihv.org.tr adresine konu başlığına “günlük insan hakları raporu üyelik talebi” yazarak boş e-posta atınız.
[3] https://www.facebook.com/TIHV.HRFT
[4] Twitter: @insanhaklari