MENÜ
ANA SAYFA
x

28 Temmuz 2020 Günlük İnsan Hakları Raporu

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Dokümantasyon Merkezi[1][2][3][4][5]

28 Temmuz 2020 Günlük İnsan Hakları Raporu

(07/307) Güneydoğu’da Operasyonlar ve Saldırılar…

27 Temmuz 2020 tarihinde basında yer alan haberlerden, 1 Temmuz 2020 tarihinde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde yer alan Avaşin bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) birimleri ile HPG militanları arasında çıkan çatışmada 1 militanın öldüğü öğrenildi.

27 Temmuz 2020 tarihinde basında yer alan haberlerde, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde yer alan Amediye bölgesine yönelik TSK tarafından gerçekleştirildiği bildirilen hava bombardımanı sonucu 2 sivil kişinin (Omer Keşanî ve Ebdullah Ehmed) yaşamını yitirdiği iddia edildi.

(07/308) Mersin’de Yaşamını Yitiren Askerler ve Diğer Kişiler…

27 Temmuz 2020 tarihinde Mersin’in Mut ilçesinde askerleri taşıyan bir otobüsün şarampole yuvarlanması sonucu 2’si otobüs şoförü ve 4’ü asker 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 10 askerin ise yaralandığı öğrenildi.

(07/309) 15 Temmuz Darbe Girişimi Sonrasında Ankara’da Gözaltında İşkence İddialarına İlişkin Tanıklıklar…

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 24 Temmuz 2016 tarihinde Ankara’da gözaltında alınan tarih öğretmeni Erhan Doğan, gözaltında maruz kaldığı işkence ve diğer kötü muameleye ilişkin 26 Temmuz 2020 tarihinde basında yer alan açıklamasında şunları belirtti: “Öğretmen arkadaşlarımla TEM şubeye sokulunca ilerideki bir amir ‘polisler ayrılsın’ dedi. Polisler kenara çekilince bize tekme tokat daldılar. Dershanenin müdürünü sordular. ‘Benim’ deyince beni ayırıp karanlık bir koridora götürdüler. (…) Sonra spor salonuna götürdüler beni. Kapalı büyük bir spor salonu. Spor salonunda herkese turuncu tişört giydirmişlerdi. Elleri arkadan kelepçeli yüzleri duvara dönük, sıra sıra insanlar. (…) Duvarların insan boyuna kadar olan kısmında kan izleri vardı. Sonradan bizden önce işkence yaptıkları askerlerin kan izleri olduğunu öğrendim. (…) İsmini okudukları kişiyi bölmeli olan kısma götürüyorlardı. Orada işkence vardı. İlk akşam götürdüler beni. (…) Kaba dayak, saçımdan tutup duvara vuruyorlardı kafamı, iç çamaşırlarına kalana kadar soyup suyla ıslattıktan sonra copluyorlardı. Ama asıl korktuğumuz ekip gece gelenlerdi. Gece 11-12 gibi gelip sabah 04.00’te giden bir ekip vardı. Onların yaptığı işkenceler dayanılacak gibi değildi. Beni 2,5 saat kadar Filistin askısına astılar. Yere indirdiklerinde bütün kemiklerimin kırıldığını zannettim. Yürüyemiyordum. (…) Bir keresinde soruya cevap verirken yandan diz kapağıma şiddetli darbe aldım. Tüm vücudum acıdan sarsıldı. Çat diye bir ses duydum. Çapraz bağlarımın koptuğunu tahliye olduktan sonra doktora gidince öğrendim. Üç dişim, gözlüğüm kırıldı işkencede. (…) Zaman kavramını kaybetmiştik ama sanırım 28 Temmuz gece 23 sıralarında olmalı benim ismim okundu. Bölmeli kısma götürüldüm. Bölmeler açıktı. Polisler beni darp etmeye başlamışken, bulunduğum odanın önünden 3 tane başörtülü genç kızın götürüldüğünü gördüm. 20-25 yaşlarında olmalı. Yan odaya geçirildiler. Onlara da işkence başladı. Kızlar çığlık çığlığa bağırıyorlardı. O an bana da işkence yapılıyordu ama kendime yapılan işkenceyi unutmuştum. Kızlara ağır küfürlerle tecavüz edeceklerini söylüyorlardı. Yalvarıyorlardı ‘yapma, tecavüz etme’ diye. Sonraki seslerden, kızların tepkilerinden, ağlamalarından tecavüz edildiğini anladım. 45 dakika kadar sürdü. (…) Spor salonunun girişinde bir oda vardı. Odanın arka tarafında üç metre mesafede bir masada kadın bir doktor oturuyordu. Bizi kapıdan içeri sokuyorlardı, doktor yanımıza gelmiyordu. Beni adli muayene için kapıdan soktular. Doktor ‘bir şeyin var mı’ diye sordu. Yüzüm gözüm kan içinde, işkence yapıldığı belli. Gayri ihtiyari ‘görmüyor musun’ dedim. Polisler ‘doktor hanım tekrar geleceğiz’ diyerek beni odadan çıkardılar. Tekrar dövdüler. ‘Sen konuşmayacaksın biz konuşacağız’ dediler. Odaya döndük. Doktor ‘bir şeyin var mı’ diye yine sordu. Yanımdaki polis ‘sapasağlam’ dedi.”

16 Temmuz 2016 tarihinde gözaltına alınan eski Jandarma Özel Harekat mensubu Musa Kılıçaslan, hakkında Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 1 Aralık 2019 tarihinde görülen duruşmasında yaptığı ve 26 Temmuz 2020 tarihinde basında yer alan savunmasında Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde maruz kaldığı işkence ve diğer kötü muameleye ilişkin şunları belirtti: “16 Temmuz sabahında dipçik darbeleri ve elektro şok cihazları ile gözaltına alındım. Kendime geldiğimde herkes iç çamaşırları ile otobüslere bindiriliyordu. Otobüslere bindikten sonra C Nizamiye’nin (Jandarma Genel Komutanlığı) çıkışında kaldırım taşı ve sopalarla linçe tabi tutuldum. (…) Yolda giderken başımızdaki polis memuru Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün girişinde 300 kişilik bir polis grubunun koridor yapıp bizi beklediğini söyledi. Ellerimiz ters kelepçeli vaziyette ve iç çamaşırlı iken araçtan indik. Sadece külotumuz kalmıştı. Birer birer bu koridordan tekme, yumruk ve sopa darbeleriyle geçtik. Oradan geçerken kafama, kaburgalarıma, kasığıma ve sağ bacağıma darbeler aldım. (…) Gözümü yarı baygın açtığımda Ankara TEM’in spor salonundaydım. Dışarıda bulunanlar ellerindeki silahlarla spor salonunun camlarına ateş ederek, içeri gelerek bizi öldüreceklerini söylüyorlardı. (…) Birkaç tane er ben yerde yatarken duvarın dibinde görevli memura gelip tuvalet ihtiyaçlarının olduğunu ve tuvalete gitmek istediğini söyledi. Oradaki memur da ‘gidin şu duvar dibine yapın’ dedi. Erler ‘orada insanlar var, biz oraya tuvaletimizi yaparsak onların üzerine gider her yer idrar olur’ dedi. Erler de mecburen gelip duvara idrarlarını yapmak zorunda kaldılar ve bu yapılan idrarlar yerde yatarken bizim bütün üzerimizi tabiri caizse kapladı. Elimizi, yüzümüzü her yerimiz kan ve idrar olmuştu. (…) Kapı açıldı içeriye kendisinin Azrail olduğunu söyleyen ve üzerinde polis yeleği olan biri girdi. Dedi ki herkes sırtını dönüp dizüstü dizlerinin önüne çöksün. (…) Ben yerden kalkamadım. Bu Azrail denilen şahıs geldi. Elinde tomarla plastik kelepçeyi kırbaç gibi yapmış, ‘dizüstü çökün diyorum sana lan’ deyip vuruyordu. (…) Kaç gün geçti tam hatırlamamakla birlikte 3-4 kişi beni revire götürdü. Revirdeki doktor beni muayene etti. ‘Korkulacak bir şey yok. Kaburgan kırılmış, beyin travması geçirmiş olabilirsin. Bacağındaki protezler darbeye bağlı oynamış olabilir. Onun için oynatamıyorsun bacağını. Seni hastaneye sevk edeceğim’ dedi. (…) Beni hastaneye sevk ettiler. Doktor ‘hemen buna müdahale etmemiz lazım’ dedi. Polis’ bu vatan haini başınız belaya girmesin siz de sıkıntıya girersiniz’ deyip üstü kapalı tehdit etti. (…) Biraz önce müdahale etmesi gereken doktor bir anda 180 derece döndü ve beni tekrar TEM’in revirine sedye ile götürdüler. (…) TEM’in revirine döndüğümde akşam, pijamalı bir [kadın] getirdiler. (…) Kadın subayı bayağı bir dövdüler. (…) İsminin Süleyman olduğu söylenen bir polis memuru (…) kulağının dibine gidip ‘Birazdan seni aşağı götüreceğim. Hepimiz birer birer senin üzerinden geçeceğiz’ deyip bir yandan da vuruyordu. (…) İsmini söylediğim biraz önceki polis memuru bir gün içeriye geldi. Sağ elini incitmiş. Oradaki bir tane kadın polis memuru vardı dedi ki ’Süleyman bey elini nasıl incittin?’ O da ‘dövüyordum birini, çenesine vurunca elmacık kemiği kırıldı, o ara benim de elim incindi’ dedi. (… ) Bir tane Başbakanlık’ta çalışan sivil gelmişti. Getiren memur dedi ki ‘bu Fuat Avni’ Onu işkence odasına aldılar. Sabaha kadar işkence ettiler. Çığlıkları halen kulağımda yankılanıyor ve sabahleyin getirip ortaya attılar. (…) Doktor baktı, ‘bu iç kanama geçiriyor olabilir, bunu hastaneye sevk etmemiz gerekir’ dedi. Hastaneye sevk ettiler. Başka bir polis memuru geldi, ‘bu Fuat Avni değilmiş’ dedi.”

(07/310) Cezaevinde Ölüm Orucu…

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Temmuz 2020 tarihinde adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik (Silivri 9 Nolu Cezaevi, 208 gündür) ve Aytaç Ünsal’ın (Burhaniye T Tipi Cezaevi, 177 gündür) başvurusunu kabul ederek sağlık durumlarının cezaevinde kalmaya uygun olup olmadığının tespiti için iki avukatın Adli Tıp Kurumu’na sevkine karar verdi.

(07/311) Ankara’da “İşimi Geri İstiyorum” Eylemine Polis Müdahalesi…

KHK ile ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için 1357 gündür direnişte olan kamu emekçileri tarafından Ankara Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde 27 Temmuz 2020 tarihinde saat 13.30’da ve 18.00’de yapılan basın açıklamalarına polis müdahale etti ve eyleme katılanları fiziksel şiddet kullanarak İnsan Hakları Anıtı’nın önünde uzaklaştırdı.

(07/312) Ankara’da Eyleme Polis Müdahalesi…

27 Temmuz 2020 tarihinde, KHK ile ihraç edildiği işine dönmek için Ankara’da bulunan Çankaya Toplum Sağlığı Merkezi önünde eylem yapan 1 kişi (Mahmut Konuk) fiziksel şiddet kullanılarak eylem alanından uzaklaştırıldı.

(07/313) Eylem ve Etkinliklerin Yasaklandığı İller…

Denizli Valiliği 27 Temmuz 2020 tarihinde yaptığı açıklama ile il genelinde basın açıklaması, açık yer toplantısı, protesto eylemi, oturma eylemi, stant açma, açlık grevi, el ilanı ve bildiri dağıtma, pankart asma ve benzeri eylem ve etkinlikleri 27 Temmuz 2020 saat 00.01 itibarıyla 15 gün süre ile yasakladı.

Antep Valiliği 27 Temmuz 2020 tarihinde yaptığı açıklama ile il genelinde toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, açık yer toplantısı, protesto eylemi, konser, şenlik, festival, miting, çadır kurma, oturma eylemi, stant açma, açlık grevi, anma treni, afiş asma, el ilanı ve bildiri dağıtma, pankart asma ve benzeri eylem ve etkinlikleri 27 Temmuz 2020 saat 00.01 itibarıyla 7 gün süre ile yasakladı.

Sinop Valiliği 27 Temmuz 2020 tarihinde yaptığı açıklama ile il genelinde toplantı ve gösteri yürüyüşü, miting, basın açıklaması, açık yer toplantısı, protesto eylemi ve benzeri eylem ve etkinlikleri 28 Temmuz 2020 saat 00.01 itibarıyla 7 gün süre ile yasakladı.

Adana Valiliği 27 Temmuz 2020 tarihinde yaptığı açıklama ile il genelinde toplantı ve gösteri yürüyüşü, miting, basın açıklaması, açık ve kapalı yer toplantısı, açlık grevi, oturma eylemi ve benzeri eylem ve etkinlikleri 28 Temmuz 2020 saat 00.01 itibarıyla 3 gün süre ile yasakladı.

(07/314) Darbe Girişimiyle İlişkilendirilerek Gözaltına Yargılanan Kişiler…

Eski orgeneral Akın Öztürk’ün emir astsubayı Mehmet Serdar Özdemirci hakkında Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın karar duruşması 27 Temmuz 2020 tarihinde görüldü. Mahkeme sanığı ‘örgüt üyesi olmak’ suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırdı.

(07/315) Covid-19 Salgını…

Sağlık Bakanlığı, 27 Temmuz 2020 tarihinde Covid-19 salgını nedeniyle Türkiye’de 17 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 919 vakanın tespit edildiğini açıkladı.

Buna göre 27 Temmuz 2020 itibarıyla resmi açıklamalara göre salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 5.630 ve vaka sayısı ise 227.019 oldu.

 [1] Dokümantasyon Merkezi’nin hak ihlali raporu kesinleşmediği ölçüde iddiadır, ihlal iddiası yargı kararları dahil olmak üzere Dokümantasyon Merkezi’nin derinlikli araştırmaları sonucu ya kesinleşerek veri olur veya hak ihlali bilânçosundan çıkarılır.

[2] E-posta grubuna üye olmak için: dokumantasyon@tihv.org.tr adresine konu başlığına ‘günlük insan hakları raporu üyelik talebi’ yazarak boş e-posta atınız.

[3] https://www.facebook.com/TIHV.HRFT

[4] https://twitter.com/insanhaklari

[5] Genel Kaynak ve Bilgi Notu: Günlük İnsan Hakları Raporu, Dokümantasyon Merkezi’nin her gün taradığı aşağıdaki gazete, haber ajansı ve internet sitesi haberlerinden ve TİHV’nin ilişki ağından edindiği bilgilerden yararlanılarak hazırlanmaktadır: Vatan, Milliyet, Hürriyet, Habertürk, Evrensel, Birgün, Cumhuriyet, Fırat Haber Ajansı, Jinnews, ETHA, Mezopotamya Ajansı, Yurt,  Yeni Yaşam,  NTV, Yeni Asya, Bianet, Halkinsesi.tv, Cnnturk, Tr724, İleri Haber, Siyasi Haber, Alınteri, Kızılbayrak, Sendika.org, Yüksekova Haber, T24, Diken, Gazete Karınca, Gazete Duvar, Haber Sol, El Cezire, BBC, Deutsche Welle, Reuters, AFP.