MENÜ
ANA SAYFA
x

2017 – TİHV Çalışma Raporu

2017 Çalışma Raporu

GİRİŞ

Son yıllarda, bir çığlık anlamına da gelecek bir şekilde, “özel bir dönem” yaşadığımızı, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları ortamındaki tahribatın son derece kaygı verici olduğunu hep paylaşageldik. Bir önceki Kurucular Kuruluna sunulan çalışma raporunda ise 2015’in Temmuz ayından itibaren yeniden başlayan ve yakın dostlarımızı da yitirdiğimiz çatışma ortamı, özellikle de tahayyül etmekte bile zorlandığımız “aralıksız sokağa çıkma yasağı” uygulamaları ile yaşanan sürecin tüm yıkıcı etkilerini hissettiğimizi ve yaşadığımızı paylaşmış idik. Yine aynı zaman dilimi itibarıyla yakın dostlarımız dâhil çok sayıda insanın yaşamını yitirmesine yol açan, pek çok yerde sivilleri hedef alan canlı bomba ya da saldırıların toplumsal yaşamın temel dokusunda ve temel güven duygusunda ne denli derin hasarlara yol açtığını da hep birlikte yaşamaktayız. İnsan hakları açısından zaten ağır ve ciddi ihlallerin yaşandığı böylesi bir ortamda 15 Temmuz 2016 tarihindeki askeri darbe girişimi ardından ilan edilen OHAL sürecinde ise her boyutta yaşanan yeni hak ihlalleri ve değer yitimi ile bütünüyle açığa çıkan büyük kötülüğün ne denli yıkıcı olduğunu her birimiz derinden görmekteyiz. Yakın bölgemizde uzun yıllardır yaşanmakta olan savaşın etkilerini de her geçen gün daha yakıcı biçimde hissetmekteyiz.

Kimi açıklamalarımızda da yer verildiği gibi, “önceki dönemlerde hakların orantısız sınırlandırılması, devlet adına görev yapanların yetkilerini aşırı kullanması ya da hak ihlallerine süreklilik kazandıran cezasızlık gibi sorunlar söz konusuyken, 2015’in Temmuzundan sonra fiilen, 2016’nın Temmuzundan sonra ise hukuken ilan edilen olağanüstü hal ve art arda çıkarılan KHK’lar sonucunda çok daha temel ve varoluşsal bir sorunla; ‘hak öznesi olmayan insanlar sorunu’ ile karşı karşıya kalınmıştır.”

94 yıllık Cumhuriyet tarihinin 42 yılı “resmi” olağanüstü rejim uygulamaları ile geçen ülkemizdeki bu mevcut durum herkesin tanık olduğu gibi sadece ülkemiz ile sınırlı değil. Dünya ölçeğinde bir olağanüstü hal ortamında yaşamaktayız. Dahası “Bir Daha Asla” temel sloganı ile yola çıkılarak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde vücut bulan evrensel insan hakları değerlerini yaşamsal bir tehlike ile karşı karşıya bırakan bir insanlık kriziyle yüz yüzeyiz.

Ne yazık ki insan hakları mücadelesinin kazanımlarını onlarca yıl geriye götüren bu süreci önleyemedik. Bununla birlikte, bu kötücül sürecin önlenebilmesine ve insan hakları ortamının güçlendirilmesine yönelik çok farklı kesimden insan hakları aktivistlerinin olağanüstü çabaları herhalde göz önünde tutulmalıdır. Hele de bu süreçte pek çok dostumuzun, ne yazık ki, yaşamını yitirdiği, gözaltına alındığı, tutuklandığı, hüküm giydiği, ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı, kamu görevlerinden ihraç edildiği, pek çok soruşturmaya maruz kaldığı, kurumlarının kapatıldığı ya da baskı altına alınmaya çalışıldığı gerçeği göz önüne alındığında bu olağanüstü çabalarının kıymeti hem dün, hem bugün, hem de yarın için açık olsa gerektir.

Kuşkusuz bunca çabaya karşın derin tahribat yaratan bu sürecin önlenememesi bugün ya da bundan sonra önlenemeyeceği anlamına gelmez. Tarihsel boyut içindeki kısa bir zaman diliminde yaşıyor olduğumuz 1. Son Çalışma Dönemi Kapsamında (1 Ocak 2016 –Mayıs 2017) İşkence ve Diğer Kötü Muamele Başlığının Genel Değerlendirilmesi TIHV 2 Çalışma Raporu l 2016-2017 gerçeğinin ötesinde, tüm bu kötücül süreç sağlık alanında sıkça dillendirdiğimiz gibi insan eliyle gerçekleşiyor olduğu, dolayısı ile “kader” olmadığı için kısa bir süre içinde önlenebilir de…

1980’lerdeki doğrudan “resmi” OHAL ortamında kendini var eden ve ortaya çıkışından itibaren “olağanüstü koşullarda insan haklarını savunma ve geliştirme” çabasında olan insan hakları hareketinin biriktirdikleri önemli bir imkân olsa gerektir. Her biri son derece değerli çabaya karşın yaşanan tahribat önlemedi ise, insan hakları hareketinin uzun tarihini ve bizzat kavramlarını eleştirel bir gözle, taze deneyimler ışığında ele alarak bu hareketi acilen güçlendirmek ve etki zeminini olabildiğince geliştirmek, yaşanan derin acıların son bulması ve elimizden, dahası ufkumuzdan çıkarılmak istenen insan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstermemiz gerekmektedir.

TİHV

 

İÇİNDEKİLER

  • Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Projesi 2016 Değerlendirilmesi
  • 2015 Yaz Döneminde Yeniden Başlayan Çatışma Ortamı ve Bu Süreçle İlgili TİHV Çalışmalarının Kimi Başlıkları
  • Özel Gündem Başlıklarındaki Çalışmalar ve Kimi Diğer Çalışmalar
  • İstanbul Protokolünün Hukuki Değerinin Artırılması Projesi
  • ‘Êzidîlerle Yürütülen Psiko Sosyal Destek Programı’ Projesi
  • Dokümantasyon Merkezi Çalışmaları
  • Önümüzdeki Dönem için Hazırlanmış ya da Hazırlanmakta Olan Çalışma ve Projeler
  • Uluslararası İlişkiler
  • Temsilciliklerimizin Diğer Çalışmaları
  • Basın Açıklamaları
  • Mali Tablolar