Bu Sözleşmeye Taraf Devletler,
Birleşmiş Milletler şartının bütün insanların doğuştan sahip oldukları insan onuru ve eşitlik ilkelerine dayandığını, ve bütün Üye Devletlerin Birleşmiş Milletler Teşkilatı ile işbirliği halinde Birleşmiş Milletlerin ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımcılığı yapılmaksızın herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı gösterilmesini ve korunmasını teşvik etme ve geliştirme amaçlarını gerçekleştirmek için bir arada ve ayrı ayrı tedbirler alma taahhüdünde bulunduklarını dikkate alarak,
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin, her insanın doğuştan özgür olduğunu ve insanlık onuru ve hakları bakımından eşit bulunduğunu ve herkesin bu Bildiri’de yer alan haklara ve özgürlüklere özellikle ırk, renk ve ulusal köken gibi sebeplerle hiç bir ayrımcılık yapılmaksızın sahip olduğunu ilan etmesini dikkate alarak,
Bütün insanların hukuk önünde eşit olduklarını ve ayrımcılık veya ayrımcılığa tahrik karşısında hukukun eşit korumasından yararlanma hakkına sahip olduklarını dikkate alarak,
Birleşmiş Milletlerin koloniciliği ve hangi biçimde ve nerede ortaya çıkarsa çıksın ırk ayrımcılığı şeklindeki uygulamaları ve bununla bağlantılı ayrımcılıkları kınadığını, ve Genel Kurulun 14 Aralık 1960 tarihli ve 1514 (XV) sayılı kararıyla kabul edilen Koloni Ülkelerine ve Halklarına Bağımsızlık Verilmesi hakkında Bildirinin koşulsuz olarak ve süratle bu ülkelere bağımsızlıklarının kazandırılması gereğini önemle vurgulamış olmasını dikkate alarak,
Genel Kurulun 20 Kasım 1963 tarihli ve 1904 sayılı (XVIII) kararıyla kabul ettiği Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye edilmesine dair Bildiri’nin, ırk ayrımcılığının her biçim ve görünümü ile yeryüzünden bütünüyle ve süratle tasfiye edilmesi ve insan onuruna dair anlayış ve saygının güvence altına alınmasını önemle vurguladığını dikkate alarak,
Irk farklılığına dayanan bir üstünlük doktrininin bilimsel olarak yanlış, ahlaki olarak kınanması gereken, toplumsal olarak adaletsiz ve tehlikeli olduğuna, ırk ayrımcılığının teoride ve pratikte hiç bir haklı noktasının bulunmadığına ikna olarak,
Irk, renk ve etnik köken sebebine dayanan insanlar arasındaki ırk ayrımcılığının, uluslar arasında dostane ve barışçıl ilişkiler için bir engel olduğunu ve bir ülke içinde ve aynı Devlete bağlı olarak yan yana yaşayan halklar arasındaki barış ve güvenlik ile insanlar arasındaki ahengi tahrip edebileceğini yeniden vurgulayarak,
Irksal engeller bulunmasının, insan toplumun ideallerine aykırı olduğuna ikna olarak,
Dünyanın bazı bölgelerinde hala ırk ayrımcılığı belirtilerinin açışa vurulmasından ve apartheid, ırk ayrımcılığı veya ayırmacılık gibi ırksal üstünlüğe veya düşmanlığa dayanan hükümet politikalarının bulunmasından derin kaygı duyarak,
Irk ayrımcılığının her türlü biçim ve görünümünü süratle tasfiye etmek, ve ırklar arasında anlayışı geliştirmek ve ırkların ayrı tutulmadığı ve ırk ayrımcılığının yapılmadığı uluslararası bir toplumu inşa etmek üzere ırkçı doktrin ve uygulamaları önlemek ve bunlarla mücadele etmek için gerekli bütün tedbirleri almayı kabul ederek,
1958 tarihinde Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından kabul edilen Iş ve Meslek bakımından Ayrımcılık ile ilgili Sözleşme, ve 1960 tarihinde Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından kabul edilen Eğitimde Ayrımcılığa karşı Sözleşmeyi akılda tutarak,
Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye edilmesine dair Birleşmiş Milletler Bildirisi’nde yer alan ilkelerin uygulanmasını ve bu amaçla en kısa sürede uygulama tedbirlerini almayı arzu ederek,
Aşağıdaki hükümlerde anlaşmışlardır:…
***
Sözleşmenin tamamına erişmek için tıklayınız.