MENÜ
ANA SAYFA
x

Ulusal Önleme Mekanizması 2017 Yılı Değerlendirme Raporu

Ulusal Önleme Mekanizması 2017 Yılı Değerlendirme Raporu Görsel

GİRİŞ

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün (Protokol) onaylanması ve sonraki süreçte yürütülen çalışmalarda ulusal önleme mekanizmasının hayata geçmesinin önemi konusunda “İşkenceyi Önlemede Ortak Akıl” ve “Ulusal Önleme Mekanizmaları “Türkiye İnsan Hakları Kurumu” Türkiye için Uygun Bir Model mi?” araştırmalarını yayınlamıştır. 2013 yılından itibaren etkin ulusal önleme mekanizmasının kurulması amacı kapsamında ile ilgili gelinen aşamayı temsilen ilgili uluslararası standartlar gözetilerek değerlendirme raporu hazırlanmıştır.

Bu çalışma da İhtiyari Protokolün uygulanmasının periyodik olarak izlenmesi amacı kapsamında 2016 yılı Aralık ayından 2017 yılı Aralık ayına kadar süren bir yıllık sürecin değerlendirilmesini içermektedir.

18 Aralık 2002’de BM Genel Kurulu tarafından oylanıp, yürürlük koşulunun gerçekleştiği 22 Haziran 2006 tarihinde yürürlüğe giren Protokole 10 Aralık 2017 tarihi itibarıyla 87 Devlet taraftır. Protokolün amacını oluşturan “insanların özgürlüklerinden yoksun bırakıldığı mekânlara bağımsız uluslararası ve ulusal organlar tarafından gerçekleştirilecek bir düzenli ziyaretler sistemi kurmak” ilkesi izlenerek Türkiye’nin 27 Ekim 2012 tarihine kadar kurması zorunlu olan ulusal önleme mekanizması işlevi adına faaliyetleri bu çalışma kapsamında değerlendirilmektedir. Bu kapsamda işkencenin önlenmesi perspektifiyle, alıkonulma yerlerine haberli/habersiz ziyaretler yapmak üzere fonksiyonel, yapısal ve personel rejimi açısından bağımsız; finansal ve insan kaynağı açısından yeterliliği sağlanmış; yetkileriyle alıkonulma yerlerine erişim güvenceleri iç hukukta anayasal ya da yasal olarak belirlenmiş ulusal önleme mekanizmasının kurulup kurulmadığı değerlendirme konusu edilmektedir.

Daha önceki raporlarımızda da yer verildiği üzere 28 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile ulusal önleme mekanizması olarak Türkiye İnsan Hakları Kurumunun (TİHK) belirlendiği Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Paris İlkeleri ve Protokol düzenlemeleri, yanı sıra ilgili sivil toplum örgütleri ile uluslararası toplum ve dahi kamu temsilcilerinin değerlendirmelerine ve TİHK’in bir ulusal insan hakları kurumu sıfatıyla yapısal ve işlevsel olarak görev üstlenemeyeceğine yönelik tespitlere rağmen TİHK, ulusal önleme mekanizması olarak belirlenmiştir.

2016 yılı itibarıyla TİHK’in de sahneden çekilmesine tanıklık edilmiştir. Önce dönemin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, 11 Ocak 2016 tarihinde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısında gündemlerinde olan “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun kurulması” hakkındaki kararlarını basınla paylaşmıştır. 20 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazetede de 6701 sayılı Kanun ile de Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) kurulmuştur ve TİHK ilga edilmiştir. 2016 Değerlendirme Raporunu “bu kadar yoğun hak ihlallerinin yaşandığı bir yılda ulusal insan hakları kurumu ile ulusal önleme mekanizması yokluğu dahası bu konudaki gayrı ciddi yaklaşım 2017 Değerlendirme Raporu için şimdiden hangi sözün söylenebileceğini de ortaya çıkarmaktadır” demek suretiyle başlamıştık. Ne yazık ki bu değerlendirme raporu bu tahmini sadece doğrulamıştır.

Bu çalışmada sadece ulusal önleme mekanizması üzerinden bir okuma yapılmaya çalışılacaktır. Ayrımcılık yasağı üzerinden değerlendirme için Kaos GL ve Pembe Hayat’ın izleme raporu, Kurumun niteliği yönünden önemli belirlemelere sahiptir. Aşağıda öncelikle TİHEK Yasasına yönelik değerlendirmemiz hatırlatılacak ve yıl içinde çıkan Uygulama Yönetmeliklerine dair görüşlerimize yer verilecektir. Daha sonra TİHEK olarak gerçekleştirilen faaliyetler konu edilmeye çalışılacaktır.

***

Ulusal Önleme Mekanizması 2017 Yılı Değerlendirme Raporu’nu indirmek için tıklayınız.