Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği (IHD) ve 32 insan hakları savunucusu tarafından 1990 yılında kurulmuştur. TİHV’in kuruluşu, insan hakları savunucularının 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında hem İHD’de hem de Türk Tabipler Birliği’nde (TTB) işkencenin önlenmesi ve işkenceye maruz kalmış kişilerin tedavi ve rehabilitasyonuna yönelik neler yapılabileceğine dair girdikleri çaba ve arayışlarının sonucudur. Uzun yıllardır işkence izlerinin belgelenmesi ve işkence görenlerin tedavisi konusunda biriktirdiği bilgi ve deneyim sonucu alanda adeta bir okul haline gelen TİHV uluslararası tanınırlığı olan bir sivil toplum kuruluşudur.
TİHV’in temel hedefi, insanlık onurunun korunması, demokrasinin gelişmesi ve toplumsal barışın tesisinin temel zemini olarak işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının son verildiği ve böylece TİHV gibi kurumlara ihtiyacın kalmayacağı bir dünyaya ulaşmaktır
TİHV’in temel faaliyeti, işkence görenlerin ve yakınlarının yaşadıkları travma ile baş ederek fiziksel – ruhsal – sosyal iyilik haline ulaşmalarına ve her düzeydeki çalışmalar ile işkencenin önlenmesine katkı sağlamaktır.
Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir’de Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri, Cizre ve Van’da Referans Merkezleri bulunan TİHV kurulduğu yıldan bugüne kadar yaklaşık 18.000’den fazla işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış kişiye tedavi ve rehabilitasyon hizmeti sunmuştur.
TİHV tedavi ve rehabilitasyon çalışmalarına ek olarak işkencenin etkin şekilde belgelenmesi, soruşturulması ve önlenmesine ilişkin çalışmalar da gerçekleştirmektedir. İşkencenin etkin soruşturulması ve belgelenmesinde tek uluslararası belge olan BM İşkence ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezanın Etkin Soruşturulması ve Belgelenmesi Kılavuzu (İstanbul Protokolü)’nün hazırlanmasında öncü bir rol oynamıştır. Ayrıca Türkiye ve diğer ülkelerde sağlık ve hukuk alanında çalışanlara yönelik işkencenin etkin soruşturulması ve belgelenmesine katkı sağlamak amacıyla hazırlanan İstanbul Protokolü Eğitimlerinin organizasyonunda önemli bir rol oynamıştır. 2008 yılında Adlî Tıp Uzmanları Derneği ve Türk Tabipleri Birliği’nin katkılarıyla, işkencenin tıbbî olarak belgelendirilmesine ilişkin bu kapsamda dünyada bir ilk olan İşkence Atlası’nı yayınlamıştır.
Ayrıca Vakıf, kuruluşundan bugüne kadar işkencenin önlenmesi amacıyla yerel ve uluslararası düzeyde gerekli mekanizmaların kurulması ve var olanların etkinleştirilmesine katkı sağlamak için lobi ve savunuculuk çalışmaları yürütmüştür. İşkence ve diğer kötü muamele yasağının ihlali başta olmak üzere insan hak ve özgürlükleri ihlallerine ilişkin çok sayıda rapor ve yayın hazırlamıştır. TIHV 2000 yılından bugüne ‘‘hakikat, adalet ve onarım’’ çerçevesinde toplumsal travma ile baş etme konusunda da çalışmalar yürütmekte, ulusal ve uluslararası eğitim, panel, sempozyum gibi etkinlikler düzenlemektedir.
TİHV çalışmalarını aşağıdaki değerler ışığında yürütmektedir:
- Evrensel insan hakları değerlerine bağlılık.
- İşkence ve diğer kötü muamelenin karşısında olmak.
- Ayrımcılığa ve diğer tüm insan hakları ihlallerine karşı olmak.
- Demokrasi, katılımcılık, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine bağlılık.
- Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine bağlılık.
- Etik ilkelere bağlılık.
- Hakkındaki suçlama, siyasi görüşü ve kimliği ne olursa olsun işkence gören herkese eşit ve aynı ilkeler çerçevesinde hizmet sunmak.
- İşkence ve diğer kötü muamelenin önlenmesinde bütüncül yaklaşıma bağlılık.
- Gönüllülük ile profesyonelliğin dengeli biçimde harmanlanması.
- Örgütsel bağımsızlık, kolektif çalışma, dayanışma ve sürekli yenilenme.
- Esas olanın hayatı dönüştürmek olduğu gerçeğinden hareketle “uygulama, bilimsel araştırma ve eğitim” üçlemesinin bütünselliği.