MENÜ
ANA SAYFA
x

Gözlem Raporu: Cumartesi Anneleri/İnsanları 981. Hafta Buluşması

19.01.2024

Gözlem Raporu: Cumartesi Anneleri/İnsanları 981. Hafta Buluşması

Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın 981. hafta buluşmasını değerlendiren gözlemci kurumlar, son haftalardaki olumlu gelişmelere rağmen kayıp yakınlarının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının farklı yöntemlerle halen kısıtlandığına dikkat çektiler. Kısıtlamaların idari taciz boyutuna ulaştığını belirten gözlemci kurumlar, Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın buluşma sonrasında polisler tarafından takip edildiğini ve gittikleri serginin yapıldığı binanın fotoğraflarının çekildiğini aktardılar.

Fotoğraf: x.com/CmrtesiAnneleri

Raporun tam metnini görüntülemek için lütfen tıklayın…

İnsan hakları örgütleri, Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın 981. hafta buluşmasına dair gözlemlerini raporlaştırdı. Gözlemci kurumlar, basın açıklamasına katılacak kişi sayısının sınırlandırılmasının ve açıklamanın polis memurları tarafından kayıt altına alınmasının, fotoğraflanmasının Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın ve insan hakları savunucularının toplanma özgürlüklerini kullanmaları üzerinde caydırıcı bir etki yaratabileceğine, bu caydırıcı etkinin de kendi başına toplanma özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğuna dikkat çektiler. Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın buluşma sonrasında gittikleri sergiye kadar polis memurları tarafından takip edildiğini kaydeden gözlemci kurumlar, polisin herhangi bir adli makamın kararı olmadan gerçekleştirdiği bu uygulamayı idari taciz olarak tanımladılar ve Anayasa’nın 20. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde garanti altına alınan “özel hayatın gizliliği hakkı”nın ihlalini teşkil ettiğini belirttiler.

Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın zorla kaybedilen yakınları için adalet ve hakikat talebiyle 1995 yılından bu yana her hafta bir araya geldikleri Galatasaray Meydanı’nda buluşmaları, 25 Ağustos 2018 tarihindeki 700. hafta buluşmasına yönelik polis müdahalesinden bu yana engelleniyor. Anayasa Mahkemesi’nin, 700. hafta buluşmasına yönelik polis müdahalesinin toplantı ve gösteri özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğine hükmeden iki ayrı kararı, bu durumu halen tam olarak değiştirmedi.

AYM kararlarının ardından 8 Nisan 2023 tarihindeki 941. hafta buluşması için Galatasaray Meydanı’na çıkmak isteyen kayıp yakınları ve hak savunucuları, İstanbul Valiliği’nin 24 Kasım 2022 tarih ve 2022/1 Sayılı Valilik Genel Emri ve Beyoğlu Kaymakamlığı’nın bu emre dayanan yasaklama kararları gerekçe gösterilerek 4 Kasım 2023 tarihindeki 971. hafta buluşmasına kadar engellendi ve 29 hafta işkence ve diğer kötü muamele eylemlerine maruz bırakılarak gözaltına alındı.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Hakikat Adalet ve Hafıza Çalışmaları Derneği (Hafıza Merkezi), Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), kayıp yakınlarına yönelik engellemeleri her cumartesi gözlemleyip raporlaştırıyor.

Raporun tam metnini görüntülemek için lütfen tıklayın…

Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın 13 Ocak 2023 tarihinde gerçekleşen 981. hafta buluşmasına ilişkin hak örgütlerinin hazırladığı raporda öne çıkan tespitler şunlar oldu:

  • Polis memurlarının, Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın buluşmasından birkaç saat önce Galatasaray Meydanı’na yakın noktalarda beklemeye başladıkları görüldü. Çevik kuvvet polislerinin ise İHD İstanbul Şubesi’ne yakın bir noktada, buluşmadan saatler önce beklemeye başladıkları gözlemlendi.
  • Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın, kendilerine yönelik herhangi bir engelleme olmaması için Galatasaray Meydanı’na ikişer kişilik gruplar halinde meydana gittiği gözlemlendi.
  • 1 Mart 1995 tarihinde İstanbul’da gözaltına alınan ve ağır işkence izleri taşıyan bedeni aylar sonra kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 13 Eylül 1980 tarihinde Ardahan’ın Okçu Köyü’ndeki evinden güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybedilen ve işkence sonucu öldüğü Meclis İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonu’nun raporu ile de ortaya konulan Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır, 23 Şubat 1995 tarihinde İzmir’de gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, 19 Ekim 1995 tarihinde İstanbul’da gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, 21 Kasım 1980 tarihinde İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren ile İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Sebla Arcan, İHD İstanbul Şubesi Sekreteri Oya Ersoy ve İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Yıldız’ın 11.57’de Galatasaray Meydanı’nı kapatan bariyerlerin önüne geldikleri gözlemlendi.
  • Güvenlik Şube Müdürlüğü, Koordinasyon Şube Müdürlüğü, Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü’nden Sorumlu İl Emniyet Müdürü Yardımcısı, 27 Aralık 2023 tarihindeki ara atamalar kapsamında Avrupa Yakası İkinci Bölge İlçelerden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak atanan polis amiri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü ve Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın 14 Ekim 2023 tarihindeki 968. hafta buluşmasında Besna Tosun ve Newroz Ali Tosun’a yönelik işkence ve diğer kötü muamele yasağına aykırı olacak şekilde fiziksel şiddet uyguladığı kayıt altına alınan ve Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın avukatlarının hakkında “işkence” iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu gözlüklü ve rütbesi öğrenilemeyen polis amirinin Galatasaray Meydanı’na yakın bir noktada buluşmayı takip ettikleri gözlemlendi.
  • Sivil giyimli polis memurlarının basın açıklaması sırasında açıklamayı takip eden gazetecilerin arasında durdukları, zaman zaman telefonları ile Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın fotoğraf ve videolarını çektikleri ve elleriyle kaç kişi olduklarını saydıkları gözlemlendi.
  • Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın 12.11 itibariyle meydandan ayrılmaya başladıkları ve Şişhane yönüne doğru yürüdükleri görüldü. Cumartesi Anneleri/İnsanları ve onlara eşlik eden hak savunucularının, Cumartesi İnsanı Nazım Dikbaş’ın Şişhane’deki sergisine gittikleri duyuldu.
  • Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakmaları ile sonlanan buluşmaları yaklaşık 14 dakika sürdü. İstiklal Caddesi üzerinde oluşturulan “güvenlik çemberleri” ile Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın buluşmalarının engellendiği ve kayıp yakınları ile hak savunucularının gözaltına alındıkları haftaların aksine bu 14 dakikalık süre içerisinde İstiklal Caddesi, Galatasaray Meydanı ve çevresinde hayatın olağan akışının, yaya-araç trafiğinin ve bölge esnafının çalışmasının olumsuz şekilde etkilenmediği gözlemlendi.
  • Sivil giyimli, rütbeleri öğrenilemeyen iki polis memurunun, Cumartesi Anneleri’ni/İnsanları’nı Şişhane yönüne doğru Galatasaray Meydanı’ndan 800 metre uzaklıkta olan ve serginin bulunduğu Yemenici Abdüllatif Sokak’a kadar takip ettikleri ve Cumartesi Anneleri’ni/İnsanları’nı takip ettiklerinin anlaşılmasını engellemek için takip mesafesini korumak ve yüzlerini gizlemek de dahil olmak üzere çaba içerisinde oldukları gözlemlendi. Polis memurlarının, Cumartesi Anneleri/İnsanları içeri girdikten sonra serginin bulunduğu binanın fotoğraflarını çektikleri ve bir süre bina dışında bekledikleri görüldü.
  • İHD İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokaktaki polis varlığının, İHD İstanbul Şubesi tarafından her cumartesi günü 13.30’da gerçekleştirilen “F Oturumu” sırasında da devam ettiği gözlemlendi. Sokağın köşesinde ve derneğin girişinin karşısında bekleyen sivil giyimli polis sayısının F Oturumu’na kadar giderek arttığı görüldü. İçerisinde biber gazı kapsülü ve biber gazı tozu atabilen silahlar taşıyan polislerin de olduğu ve 5-10 kişilik iki çevik kuvvet grubunun kalkanlarıyla sokak üzerinde bekledikleri gözlemlendi.

Raporun tam metnini görüntülemek için lütfen tıklayın…

Gözlemci kurumlar, AYM kararlarının uygulanma durumuna dair şu hususlara dikkat çeker:

Önceki 10 hafta olduğu gibi, Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın 13 Ocak 2023 tarihinde gerçekleştirilen 981. hafta buluşmasına da polis tarafından müdahale edilmemiş, buluşma ve basın açıklaması bu şekilde engellenmemiştir. Ancak, 981. hafta buluşmasında Cumartesi Anneleri/İnsanları’na yönelik bir müdahale olmasa da aşağıda belirtilen sebeplerden ötürü Maside Ocak Kışlakçı ve Gülseren Yoleri kararlarının uygulandığını söylemek mümkün değildir.

  • AYM1 ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM)2 içtihatlarına göre bir toplantının kısıtlanması kavramı, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılması öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılan müdahaleleri kapsamaktadır. Bu bağlamda, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 981. hafta buluşmasının kolluk tarafından kısıtlandığı tespit edilmiştir.
  • Öncelikle Galatasaray Meydanı’nın etrafındaki bariyerler açılmamış, dolayısıyla Cumartesi Anneleri/İnsanları, AYM kararlarına aksi olacak şekilde Galatasaray Meydanı’nı kapatan bariyerlerin önünde, anıtın uzağında (1995’ten beri oldukları yerden farklı bir noktada) basın açıklaması yapmışlardır. Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın basın açıklaması sırasında gözetim altında tutuldukları gözlemlenmiştir. İHD İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokaktaki saatlerce süren polis varlığı, Galatasaray Meydanı’ndaki basın açıklamasına katılabilecek kişi sayısının 10 olarak kısıtlanması, sayı kısıtına uyulup uyulmadığının toplantı süresince kontrol edilmesi ve açıklamanın birden fazla kamera ile kayıt altına alınması ve fotoğrafların çekilmesi Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın 981. hafta buluşmasının kolluk tarafından kısıtlandığının en önemli göstergelerindendir. Dahası, bilindiği kadarıyla herhangi bir adli bir makamın bu yönde bir kararı olmamasına rağmen Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın açıklama sonrasında gittikleri sergiye kadar takip edilmesi ve serginin yapıldığı binanın fotoğraflanması, bu kısıtlamaların kolluk tarafından gerçekleştirilen ve en başta Anayasa’nın 20. maddesi3 ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde4 garanti altına alınan “özel hayatın gizliliği hakkı”nın ihlalini teşkil eden idari taciz boyutuna vardığını göstermektedir.
  • Bilindiği gibi Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’ndaki buluşmaları, zorla kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve faillerin tespit edilmesini talep eden bir basın açıklaması düzenlemekten ibarettir. Bu gözlem raporunda tespit edilen müdahale ve kısıtlamalar, AYM’nin de işaret ettiği gibi5 Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın zorla kaybedilen yakınlarının akıbetine ilişkin kamuoyunda farkındalık oluşturmaya yönelik çalışmalarını da olumsuz şekilde etkilemektedir. Dahası, bu tarz müdahale ve kısıtlamalar Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın AYM’nin de “saygı ile karşılanması” gerektiğini tespit ettiği faaliyetlerinin kriminalize edilmesi çabasının devamı niteliğindedir. Cumartesi Anneleri’ne/İnsanları’na yönelik önceki haftalardaki engelleme ve müdahaleler ile birlikte düşünüldüğünde 10 haftadır süregelen kısıtlamalar, kolluk tarafından bir rutin haline getirilmiştir. Bu durum, kolluğun Cumartesi Anneleri’ne/İnsanları’na yönelik müdahalelerinin farklılaşarak devam ettiğini göstermektedir.
  • Bunlara ilaveten, İHD İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokaktaki saatlerce süren polis varlığı, basın açıklamasına katılacak kişi sayısının sınırlandırılması ve açıklamanın kayıt altına alınması, fotoğraflanması ve Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın açıklama sonrasında gittikleri sergiye kadar takip edilmesi gibi kolluk tarafından gerçekleştirilen kısıtlamalar, Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın ve insan hakları savunucularının toplanma özgürlüklerini kullanmaları üzerinde caydırıcı bir etki yaratabileceğini, bu caydırıcı etkinin de kendi başına toplanma özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğunu belirtmek gerekmektedir.6

Gözlemci kurumlar, Galatasaray Meydanı’ndaki buluşmalara yönelik soruşturmaların 25’inde “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildiğini hatırlatır:

8 Nisan – 4 Kasım 2023 tarihleri arasında devam eden sistematik engellemelere ve gözaltı işlemlerine rağmen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın buluşmalarına yönelik başlatılan soruşturmaların 25’inde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (takipsizlik kararları) verildi.

  • 941 (Karar tarihi: 22 Mayıs 2023), 942. (Karar tarihi: 16 Ekim 2023), 943. (Karar tarihi: 13 Temmuz 2023), 945. (Karar tarihi: 30 Kasım 2023), 947. (Karar tarihi: 30 Kasım 2023), 948. (Karar tarihi: 19 Eylül 2023), 949. (Karar tarihi: 19 Eylül 2023), 951. (Karar tarihi: 30 Kasım 2023), 952. (Karar tarihi: 19 Eylül 2023), 953. (Karar tarihi: 27 Ekim 2023), 954. (Karar tarihi: 19 Eylül 2023),7 955. (Karar tarihi: 30 Kasım 2023), 956. (Karar tarihi: 30 Kasım 2023), 958. (Karar tarihi: 30 Kasım 2023), 959. (Karar tarihi: 27 Ekim 2023), 961. (Karar tarihi: 12 Ekim 2023), 962. (Karar tarihi: 25 Ekim 2023), 963. (Karar tarihi: 30 Kasım 2023), 964. (Karar tarihi: 30 Ekim 2023), 965. (Karar tarihi: 25 Ekim 2023) ve 966. (Karar tarihi: 29 Kasım 2023), 968. (Karar tarihi: 12 Aralık 2023),  969. (Karar tarihi: 12 Aralık 2023) ve 970. (Karar tarihi: 18 Aralık 2023) hafta buluşmalarına yönelik başlatılan soruşturmalarda verilen takipsizlik kararları, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın avukatlarına tebliğ edildi.
  • Avukatlara tebliğ edilen takipsizlik kararları incelendiğinde kararların hiçbirisinde AYM’nin Maside Ocak Kışlakçı ve Gülseren Yoleri kararlarına bir atıfta bulunulmadığı görüldü. Savcılar, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın kolluk tarafından engellenen buluşmalarında gözaltına alınan toplamda 552 kişi hakkında verdikleri takipsizlik kararlarına gerekçe olarak 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/1 maddesinde belirtilen suçun yasal unsurlarının oluşmamasını gerekçe gösterdiler.

Gözlemci kurumlar, AYM kararlarını uygulamayan kolluk görevlileri hakkında yapılan suç duyurularında İstanbul Valiliği tarafından soruşturma izni verilmediğini hatırlatır:

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın avukatları, AYM kararlarına rağmen Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 8 Nisan – 4 Kasım 2023 tarihleri arasında Galatasaray Meydanı’nda buluşmalarını engelleyen kolluk görevlileri hakkında her hafta suç duyurusunda bulundu.

Avukatların, 29 hafta boyunca devam eden engelleme ve bu engellemelerin emrini veren, kanuna aykırı emri uygulayan ve bu sırada Cumartesi Anneleri/İnsanları ile onlara eşlik eden hak savunucularına yönelik işkence ve diğer kötü muamelede bulunan kolluk görevlileri hakkında “Toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünün anayasaya aykırı olarak engellenmesi suretiyle Görevi Kötüye Kullanma (TCK madde 257)”, “Zor Kullanma Yetkisinde Sınırın Aşılması (TCK madde 256)”, “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (TCK madde 109)” ve İşkence (TCK madde. 94)” iddialarıyla yaptıkları suç duyurularının, bu rapor tarihi itibariyle 15’inde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul Valiliği’nden soruşturma izni talep ettiği öğrenildi.

  • Suç duyurularında “işkence” iddiası olmasına ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin ek fıkrası uyarınca bu suçun soruşturulması izne tabi olmamasına rağmen izin talep edilen 14 suç duyurusunda İstanbul Valisi Davut Gül, suç duyurusuna konu emniyet görevlileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na soruşturma yürütmesi için izin verilmemesine karar verdi. Vali Gül ayrıca emniyet görevlileri hakkında disiplin soruşturması açılmasına gerek olmadığına kanaat getirdi ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verdi. Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın avukatlarına tebliğ edilen kararlara göre Vali Gül, 943., 945., 948., 949., 950., 951., 952., 954., 955., 956., 957., 958., 960., 961., ve 962. hafta buluşmalarını engelleyen ve Cumartesi Anneleri/İnsanları ile onlara eşlik eden hak savunucularına yönelik işkence ve diğer kötü muamelede bulunan kolluk görevlileri hakkında soruşturma yapılmasına izin vermedi.
  • Avukatlara tebliğ edilen valilik kararları incelendiğinde Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 62. maddesinde ve Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanunun Uygulaması ile İlgili Olarak İçişleri Bakanlığınca Yürütülecek İşlemlere İlişkin İçişleri Bakanlığınca Yürütülecek İşlemlere İlişkin Yönerge’nin 24. maddesinde hakkında inceleme yapılan kolluk görevlilerinin ifadelerinin alınmasının ön inceleme raporu için esas olduğu belirtilmesine rağmen valilik kararlarında alıntılanan raporlarda bu yönde bir işlem yapılmadığı görüldü.
  • Alıntılanan ön inceleme raporlarında haklarında inceleme yapılan kolluk görevlilerinin topladığı evrak ve mülki idarenin yasaklama kararlarının esas alındığı tespit edildi. Örneğin 957. hafta buluşmasında Cumartesi Anneleri/İnsanları ve hak savunucularına işkence ve diğer kötü muamele uygulayan kolluk görevlileri hakkında yapılan suç duyurusunda soruşturma izni verilmemesi yönünde görüş bildirilen ön inceleme raporunda, İstiklal Caddesi üzerinde iki farklı “güvenlik çemberi” oluşturulduğu bilgisi dahi verilmeden kolluk görevlileri tarafından hazırlanan “yakalama tutanağı”ndan hareketle Cumartesi Anneleri/İnsanları ve hak savunucularının tek bir grup olarak gözaltına alındığı kabul edilerek “gruba üç defadan fazla olacak ve grubunun tamamının duyabileceği şekilde” anons yapıldığı iddia edildi. İlgili haftanın gözlem raporunda, İstiklal Caddesi üzerinde iki farklı “güvenlik çemberi” oluşturulduğu ve Galatasaray Lisesi önünde oluşturulan “güvenlik çemberi”nde ablukaya alınan Cumartesi Anneleri/İnsanları ve hak savunucularına herhangi bir “Dağılın” anonsu yapılmadığı kayıt altına alınmıştı. Ön inceleme raporunda barışçıl protestolara yönelik polis müdahalelerindeki tavırları ve birçok suç duyurusuna konu olan eylemleri ile kamuoyunda bilinen ve daha sonra Başakşehir İlçe Emniyet Müdürü olarak atanan polis amirinin, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın danışmanı Ekinsu Devrim Danış’ı işkenceyle tehdit ettiğine dair ifadesi de dikkate alınmadı.
  • Özetle, ön inceleme raporlarında Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın buluşmalarının kanunsuz olduğu, müdahalelerin orantılı olduğu, her buluşma için yasada belirtildiği şekilde üç kez “Dağılın” anonsu yapıldığı ve imkan sağlanmasına rağmen Cumartesi Anneleri/İnsanları ve hak savunucularının dağılmamakta ısrar ettikleri, diğer bir ifadeyle 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/1 maddesinde belirtilen suçun unsurlarının oluştuğu, iddia edilerek soruşturma izni verilmemesi yönünde görüş bildirildi. Bu bağlamda gözlemci kurumlar, 950. hafta hariç olmak üzere aynı haftalara ilişkin savcılıklarca verilmiş takipsizlik kararlarının 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/1 maddesinde belirtilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı şeklinde gerekçelendirildiğine dikkat çeker.
  • Ön inceleme raporlarının, beş farklı ikinci sınıf emniyet müdürü tarafından hazırlandığı görüldü. Sekiz haftaya ilişkin ön inceleme raporunun aynı emniyet müdürü tarafından hazırlandığı tespit edildi. 955. ve 961. hafta raporlarının ise birçok haftada Galatasaray Meydanı’nda bulunduğu tespit edilen ve 30 Eylül 2023 tarihindeki 966. hafta buluşmasını engellemeye yönelik İstiklal Caddesi üzerinde oluşturulan “güvenlik çemberi” içerisinde Cumartesi Anneleri/İnsanları ve hak savunucularına uygulanan fiziksel şiddeti çember dışından izleyen polis amirleri arasında olduğu tespit edilen İkinci Bölge İlçelerden Sorumlu İl Emniyet Müdürü Yardımcısı tarafından hazırlandığı görüldü.
  • Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın avukatlarının 948., 949., 950., 952., 954., ve 959. hafta buluşmalarını engelleyen, bu engellemelerin emrini veren, kanuna aykırı emri uygulayan ve bu sırada Cumartesi Anneleri/İnsanları ile onlara eşlik eden hak savunucularına yönelik işkence ve diğer kötü muamelede bulunan kolluk görevlileri hakkında ayrı ayrı yaptıkları suç duyurularının her bir hafta için olgular, engelleme ve müdahaleler ile şüpheliler farklı olmasına rağmen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından birleştirdiği öğrenildi. Suç duyurularını birleştiren savcı, suç duyurusuna konu kolluk görevlileri hakkında soruşturma yürütmek için valilikten de toplu şekilde izin istedi. Vali Davut Gül, savcılığın talebini toplu şekilde reddetti.
  • Her ne kadar AYM kararlarına bir atıfta bulunulmasa da Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın barışçıl toplantıları hakkında açılan soruşturmalarda takipsizlik kararları verilirken “suç unsuru” bulunmadığı savcılık tarafından da teyit edilen buluşmaları engelleyen, Cumartesi Anneleri/İnsanları’na işkence ve diğer kötü muamele yasağına aykırı olacak şekilde fiziksel şiddet uygulayan polis amirleri ve memurları hakkında hükümetin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne sunduğu Faaliyet Planı’ndaki argümanları8 ile çelişkili şekilde ve yasaya aykırı olarak soruşturma izni verilmemesi mantıken ve hukuken açıklanamayacak bir durumdur.

Raporun tam metnini görüntülemek için lütfen tıklayın…

Cumartesi Anneleri/İnsanları Haftalık Gözlem Raporlarına İlişkin Ek Notlar:

Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının ardından Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye ile birlikte Cumartesi Anneleri’nin/İnsanları’nın her hafta Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdikleri buluşmalara yönelik engellemeleri ve ortaya çıkan hak ihlallerini  Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) standartlarına riayet ederek gözlemleyip raporlaştırıyor.

Bu ortak izleme çalışmasının, Galatasaray Meydanı üzerindeki hukuki dayanaktan yoksun abluka kaldırılana kadar her hafta sürdürülmesi planlanıyor.

Gözlemci kurumlar, yetkililerin Cumartesi Anneleri’ne/İnsanları’na yönelik tutumlarının, gözaltında yakınlarını kaybedenlerin adalet ve hakikat taleplerini görünmez kılmayı amaçladığını belirtiyorlar.
Önceki gözlem raporlarını görüntülemek için tıklayın.


Dipnotlar

1: Bkz. Halkevleri Derneği, Başvuru. No: 2015/9174, 7/3/2019, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2015/9174

2: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesine ilişkin Rehber, https://www.echr.coe.int/documents/d/echr/Guide_Art_11_TUR

3: Anayasa Madde 20: “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”

4: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 8: “1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. 2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.”

5: Bkz. Maside Ocak Kışlakçı Kararı Para. 26 ve Gülseren Yoleri Kararı, par. 19.

6: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesine ilişkin Rehber, par. 74-75.

7: Gözaltı işlemleri sırasında polisin fiziksel şiddetine maruz kalan Murat Çelik hakkında “görevi yaptırmamak için direnme” yönünden yürütülen soruşturmayı da aynı takipsizlik kararı ile sonlandıran savcı, müşteki polis memuru Ali Hıracı’nın iddia ettiği gibi yaralandığına dair herhangi bir görüntü kaydı olmadığını ve Murat Çelik’in gösterdiği direncin “pasif direnme” olarak değerlendirilebileceğini belirterek “görevi yaptırmamak için direnme” suçunun unsurlarının oluşmadığına karar verdi.

8: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından icrası denetlenen Batı ve diğerleri v. Türkiye Dava Grubu’na 5 Temmuz 2023 tarihinde Faaliyet Planı sunan Türkiye, planın 100. paragrafında soruşturma izni hakkında şu ifadeleri kullanmaktadır: “Yukarıdan belirtilenler ışığında; yetkililer, güvenlik güçleri tarafından işlenen işkence, kötü muamele veya zor kullanma yetkisinin aşılması veya kasti yaralama veya hakaret suçlarında idari iznin kesinlikle gerekli olmadığının ve Türk Yargısı’nın pratiğinin [avrupa i̇nsan hakları] Sözleşmesi ile tamamen uyum içerisinde olduğunu vurgularlar.”, https://rm.coe.int/0900001680abdc5b