Toplumsal travma, belli bir topluluğa yönelik insan eliyle sistematik olarak uygulanan, o topluluğun sosyal, kültürel, psikososyal ve ekonomik yapıtaşlarını sarsan, geçmişini ve geleceğini tahakküm altına almayı amaçlayan müdahalelerin yol açtığı toplumsal sonuçlardır. Travmatik bir olaya maruz kalmış topluluklar, maddi ve manevi olarak yaralanırlar. Travma görmezden gelindikçe, normalleştirildikçe ve travmaya yol açan sebepler ortadan kalkmadıkça bu yara nesilden nesile aktarılarak büyür. Toplumun geri kalanı mağdurların yaşadığını bilmedikçe de yaşanan acıları önemsemez ve iktidarın dilini kullanarak, zaten travmatize olmuş grupları kriminalize eder. Böylelikle toplumsal ve bireysel belleğimize yazılan travma, hakikat ve adalete olan inancımızı ve toplumsal dayanışma ve birlikte yaşama gücümüzü zayıflatır.
Türkiye toplumu insan eliyle yaratılan birçok travmatik olaya maruz kaldı ve bu olayların mağdurlar üzerindeki etkilerini halen tam olarak bilinemiyor… 1915 olayları, nüfus mübadelesi, Dersim katliamı, Trakya olayları, 6-7 Eylül olayları, Maraş, Çorum ve Sivas katliamları, cezaevi operasyonları, askeri darbeler, faili meçhul (veya faili bilinse de cezasız bırakılan) cinayetler ve halen tüm şiddetiyle sürmekte olan Kürt meselesi ve ona bağlı olarak yaşanan işkence, zorla yerinden edilme, toplu mezarlar, kayıplar ve yaratılan korku kültürü… Sürmekte olan çatışma da kaçınılmaz bir biçimde yeni travmaların yaşanmasına neden oluyor. Travmayı konuşmak, hakikatleri ortaya çıkarmak ve adaleti aramak şiddetin ekseninden çıkmak için de elzemdir.
TİHV’in toplumsal travma alanında başlattığı çalışmaların ilk yazılı ürünü, 2004 yılında hazırlanan “Türkiye’de Sürmekte Olan Toplumsal Travma ile Başetmede İlk Adımlar” başlıklı çalışmadır. Çalışma, o dönemde Türkiye’de üzerinde henüz konuşulmaya başlayan bir alan olan toplumsal travmayı odağına alan bir program ile farklı disiplinlerden gelen (medya, antropoloji, çatışma çözümü, felsefe, psikiyatri, psikoloji, sosyoloji, sosyal hizmetler, STK’lar, hafıza çalışmaları, siyaset bilimi, vb.) kişilerin katkılarıyla şekillendi. Aralık 2010’da Diyarbakır’da yapılan ilk kapsamlı toplantıda toplumsal travmayla mücadeleyi üç ana başlık altında ele almayı kararlaştırıldı: ‘gerçek/hakikat hakkı’, ‘adalete ulaşım’, ve ‘onarım’. TİHV olarak, bu üç başlık altında çalışmalarımızı mümkün olduğu kadar kapsamlı ve bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.